Tzob, Buğday Raporunu Açıkladı - Son Dakika
Ekonomi

Tzob, Buğday Raporunu Açıkladı

Tzob, Buğday Raporunu Açıkladı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Ekmeğe Yapılması Düşünülen Zam İçin Buğday Fiyatlarındaki Artışın Gerekçe Gösterilmemesini İstedi. Bayraktar, "Uncular ve Fırıncılar Arasına Girmek İstemiyoruz. Ekmek Zammında Buğdayın Günahı Yoktur. Uncular ve Fırıncılar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Hakemliğinde Anlaşsınlar" Çağrısında Bulundu.

13.03.2008 15:49

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, ekmeğe yapılması düşünülen zam için buğday fiyatlarındaki artışın gerekçe gösterilmemesini istedi. Bayraktar, "Uncular ve fırıncılar arasına girmek istemiyoruz. Ekmek zammında buğdayın günahı yoktur. Uncular ve fırıncılar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hakemliğinde anlaşsınlar" çağrısında bulundu.

Bayraktar, TZOB Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında 'Buğday Sektör Toplantısı' sonucunda oluşturulan 'buğday raporonu' açıkladı. Dünya buğday üretiminin 2007 yılında 603 milyon ton, tüketiminin ise 613 milyon ton olacağının tahmin edildiğini belirten Bayraktar, "Dünyada tüketimin üretimden daha fazla artması sonucu 2002-2003 döneminde 165 milyon ton olan dünya buğday stokunun 2007-2008 döneminde 110 milyon tonla son 30 yılın en düşük seviyesine inmesi, buğday fiyatlarının hızla yükselmesine sebep olmuştur" dedi. Dünya buğday tüketiminde AB'nin yüzde 25'lik pay alarak ilk sırada yer aldığını belirten Bayraktar, AB'yi, Çin, Hindistan ve Rusya'nın izlediğini söyledi. Bayraktar, "Dünya'daki buğday tüketimindeki artışlar Hindistan ve Çin'in büyüyen ekonomilerine paralel olarak tüketim alışkanlıklarının buğdaya kayması, biyoyakıt üretiminde buğdayın da kullanılması ve yemlik buğday kullanımındaki artışlardan kaynaklanmaktadır. Dünya'da üretim, tüketim dengesindeki bu bozulma ile dünya piyasalarında buğday fiyatlarındaki son bir yıllık artış yaklaşık yüzde 85'e ulaşmıştır" diye konuştu. Uzmanların, tarım ürünleri ve gıda fiyatlarındaki artışın önümüzdeki yıllarda da sürebileceği görüşünde birleştiğine işaret eden Bayraktar, Birleşmiş Milletler'in ise artan gıda fiyatlarından dolayı gıda yardımlarının azalabileceği ve açlık tehlikesinin artacağı uyarısında bulunduğunu hatırlattı.

Türkiye'nin dünyadaki buğday üretiminde ve tüketimde dengeleri dikkate alarak tedbirleri geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Bugün ülkemizde ekili, dikili tarım alanlarının yaklaşık yüzde 50'sinde hububat, üçte birinde de sadece buğday üretilmektedir. Son 20 yılda buğday ekim alanları 9-9,4 milyon hektar arasında iken 2006 yılında 8,5 milyon hektara gerilemiştir. Buğday'daki bu daralmanın yarısının başka ürünlere kaymadan diğer yarısının da üretimden tamamen kopmadan kaynaklandığı söylenebilir" dedi. Bayraktar, son yıllarda destekle birlikte sertifikalı tohum kullanımı arttığını belirterek bunun buğdayda belirli bir verim artışını sağladığını kaydetti. Eylül ayı itibariyle çiftinin tohumluk taleplerinde düşüş yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, şunları söyledi:

"Sertifikalı tohumluk talebindeki düşüşün en büyük sebebi tohumluk desteklerindeki belirsizliktir. Desteğin olmaması halinde, çiftçi alım gücünün yetersizliği sertifikalı tohumluk kullanımına imkan vermemektedir. Sertifikalı tohumluk desteği üretimin vazgeçilmez unsurlarından birisidir. Dolayısıyla verilecek desteğin önceden belirlenip tohumluk alım zamanında ödenmesi gerekir. Sertifikalı tohumluğun kullanımında diğer önemli nokta ise bölgelere göre uygun çeşitlerin kullanılması ve verilecek destekte bu durumun göz önünde bulundurulmasıdır".

Üretim ve kaliteyi etkileyen bir diğer unsurun iklim koşulları olduğunu belirten Bayraktar, "Buğday üretiminde bundan sonraki Mart hatta Nisan ayı yağışları çok önemlidir. Mart ve nisan ayları yağışlarının miktarı ve dağılımı buğday rekoltesini önemli ölçüde belirleyecektir. 2007 yılında yaşanan kuraklık ve önümüzdeki dönemde küresel ısınma tehdidi dikkate alınarak, buğdayda kuru şartlarda daha iyi verim elde etmek üzere kuraklığa dayanıklı tohum ıslah çalışmalarına ağırlık verilmelidir" dedi.

Buğday fiyatlarında iç piyasada oldukça hareketli bir süreç yaşandığını ifade eden Bayraktar, buğday piyasasının ana aktörlerinın üretici, TMO, borsalar ve tüccarlar olduğunu söyledi.

Buğday ithal izni verilmesine rağmen dünya fiyatlarındaki artış sebebiyle iç piyasa fiyatlarında herhangi bir düşme gerçekleşmediğini belirten Bayraktar, "Ancak şunu belirtmek gerekir ki iç piyasada buğday fiyatlarındaki yükseliş ekim ayından sonra daha fazla gerçekleşmiştir. Bu aylarda üreticinin elinde ürün kalmaması sebebiyle fiyat artışından üreticimiz faydalanamamıştır. İç piyasa fiyatları ise halen yükselmeye devam etmektedir. Borsa fiyatları kilogram başına 60 Ykr'a ulaşmış, hatta geçmiştir" dedi.

Son günlerde Türkiye'deki buğday fiyat artışlarının, TMO'nun yanlış ithalat politikalarına bağlandığına ilişkin basında yer alan haberleri hatırlatan Bayraktar, "Buğdaydaki fiyat artışlarının ithalatla değil, dünya piyasalarındaki artışlarla ilgisi vardır. İhtiyaçtan fazla ithalat yapılırsa, yaklaşan hasat dönemi de dikkate alındığında, buğday üreticimize zarar göreceği için bu konuda dikkatli olunması gerekmektedir" dedi.

Konuşmasında ekmeğe yapılacak olan zam konusuna değinen Bayraktar, ekmeğe daha önce 1 Kasım 2007 tarihinde yüzde 20 zam yapıldığını hatırlattı. Ekmek maliyeti içinde buğday bedeli oranının yüzde 20-25 arasında değiştiğini, enerji ve işçiliğin de önemli bir paya sahip olduğunu belirten Bayraktar, "Ekmeğe yapılacak yeni zam için buğday fiyatları gerekçe olmamalıdır. Uncular ve fırıncılar arasına girmek istemiyoruz. Ekmek zammında buğdayın günahı yoktur. Uncular ve fırıncılar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hakemliğinde anlaşsınlar" çağrısında bulundu.

Doğrudan Gelir Desteği (DGD) uygulamasının 2008 yılında yürürlükten kaldırılacağını hatırlatan Bayraktar, "Son yıllarda DGD, buğday çiftçisinin aldığı desteklerin üçte birini oluşturmaktadır. DGD'nin kaldırılmasfbelirli bir verim artışını sağladığını ı halinde, yeni oluşturulacak destekleme sisteminde, bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır.Bu hususta üretim maliyetlerinin büyük bir bölümünü oluşturan gübre, tohum, mazottaki destek miktarı artırılmalıdır" dedi.

Türkiye'nin, bulunduğu jeopolitik konumu gereği uluslararası buğday ticaretinde de kilit ülke olabileceğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:

"Ancak bunun için gerekli alt yapının ve depo sistemi ile vadeli piyasaların bir an önce oluşturulması gerekmektedir. 'Dışarıda daha ucuz, ithal edelim' zihniyetinde olanlara şunu hatırlatmak gerekir, tarımsal ürünler artık dünyada da pahalıdır. Daha önemlisi değişen ve gelişen bir pazar vardır. Türkiye üretim kapasitesiyle bu pazarda yerini almalıdır. Aksi halde, gıdaya erişim çok yüksek maliyetlere mal olacağı gibi, kolay da bulunamayacaktır. Dünya'da özellikle büyük sermayenin de ilgi duyduğu tarımsal ürün pazarlarında Türkiye, alt yapı sorunlarını tamamlamış tarım sektörü ve örgütlü bir çiftçiyle yerini almalıdır.Türkiye, buğday üretim potansiyelini daha iyi değerlendirmek üzere, öncelikle üreticilerin gelir istikrarını koruyacak bir hububat piyasa düzenini oluşturmak zorundadır. DGD'yi dışlayacak yeni destekleme sisteminde, destekler, üretimi teşvik edici ve girdi maliyetlerini azaltıcı yönde ağırlık kazanmalıdır. Verimin artırılmasında çok önemli etkisi olan sertifikalı tohumluk kullanımı daha fazla yaygınlaştırılmalıdır. Kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerinin üretim ve dağıtımı sağlanmalıdır.Küresel ısınma ve Kuraklık riski düşünüldüğünde, tarımsal sulama yatırımlarının hızlandırılması büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, sulama randımanları yüksek basınçlı sulama sistemlerinin kredilendirilmesi yönündeki uygulamalar da genişletilmelidir".

(EDA-ÖK-E)

Kaynak: İHA

Son Dakika Ekonomi Tzob, Buğday Raporunu Açıkladı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement