Türk Sivil Havacılık Akademisi Temel Atma Töreni

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, "Uluslararası kuruluşların öngörülerine göre, Türkiye önümüzdeki 5 yıllık dönemde havacılık sektöründe yıllık yaklaşık yüzde 6 büyüyerek Avrupa'da birinci ülke olacak" dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün "Türk Sivil Havacılığının Emniyet ve Güvenlik Eğitimi Kapasitesinin Geliştirilmesi" projesi kapsamında Atatürk Havalimanı bölgesinde inşa edilecek olan Türk Sivil Havacılık Akademisi'nin temel atma töreni, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, AB Türkiye Delegasyonu Müsteşarı François Begeot, DG MOVE Genel Müdür Yardımcısı Matthew Baldwin, THY Genel Müdürü Temel Kotil, Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Temel atma töreninde konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, havacılık gibi sürekli gelişmekte olan sektörde, büyümenin sürdürülebilir olması için temel koşulun uluslararası havacılık standartlarının sağlanması olduğunu söyledi.

Bunun içinde nitelikli insan kaynaklarının yetiştirilmesinin yani eğitimin temel ihtiyaçlardan biri olduğunu belirten Coşkunyürek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türk Sivil Havacılık Akademisi ülkemizin yanı sıra, bölge ülkelerden gelecek havacılık personeline uluslararası standartlarda eğitimin verileceği bir merkez olması bakımından çok büyük önem arz ediyor. 2003 yılında hava yolu halkın yolu olacaktır hedefiyle hayata geçirilen havacılık politikası Türk sivil havacılığında adeta bir dönüm noktası oldu. Gelinen noktada Türkiye, 182 milyonu aşan yolcu sayısıyla iç ve dış hatlarda, dünyanın en hızlı gelişme gösteren ülkelerinden biri haline geldi. 13 yılda yolcu sayısı yüzde 426 oranında, uçak trafiğindeki artışımız yüzde 243, kargo taşımacılığında yüzde 217 artış yaşandı. Türk sivil havacılığın cirosu şu an itibariyle yaklaşık 25 milyar dolara ulaşmış.

Türk sivil havacılığı gelişim potansiyeli bakımından da dünyada en önde gösterilen ülkeler arasında. Uluslararası kuruluşların öngörülerine göre, Türkiye önümüzdeki 5 yıllık dönemde havacılık sektöründe yıllık yaklaşık yüzde 6 büyüyerek Avrupa'da birinci ülke olacak. Asya, Avrupa ve Afrika'nın bağlantı noktasında bulunan Türkiye, ülkeleri ve kıtaları birbirine bağlayan bir köprü olarak, geleceğin sivil havacılıktaki en önemli hublarından biri olma potansiyeline sahiptir. Türkiye'nin 2023 havacılık hedefleri arasında, hava yolundaki uçak sayımızı 750'ye, iç ve dış hatlarda toplam yolcu sayımızı 350 milyona, dünyadaki toplam uçuş noktalarımızı da 500'e çıkarılması var. Bu hedefleri de aşacağız. Bu hedefler 3'üncü Havalimanı'nın açılmasıyla da daha büyük ivme kazanacak."

Geçtiğimiz günlerde TİP Sertifikası verilen, ilk Türk sivil imalat olan Hürkuş Eğitim Uçağı'na atıfta bulunan Coşkunyürek, "Türkiye halihazırda dünya uçak üreticilerine parça üretiminin yanında nihai ürün üretebilecek konuma gelmiştir. Türkiye üretimde de hak ettiği yeri almaktadır ve alacaktır" diye konuştu.

-Projenin toplam bütçesi 15 milyon avro

Türk Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi de etkinlik çerçevesinde sadece bir binanın değil, bir anlayışın temelinin atıldığına işaret ederek, "2003'te havayolu halkın yolu olacaktır hedefiyle taşımacılıkta, dünyada ilk 10'lar arasına girdik. Üçüncü havalimanı ile bölgesel bir hub olacak isek, bu eğitim merkezi ile de bölgesel bir eğitim merkezi olacağız. Ülkemizi bölgesel eğitim merkezi yapma hedefinin temelini atıyoruz" dedi.

Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) olarak kurumsallaşmaya verdikleri önemden bahseden Ekşi, yapılan eğitim çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Türk Sivil Havacılık Akademisi'nin 23 bin metrekare alan üzerinde yer alacağını aktaran Ekşi, toplam 4 kat ve 12 bin metrekare kapalı alandan oluşacak projenin toplam bütçesinin de 15 milyon avro olacağını bildirdi.

AB Türkiye Delegasyonu Müsteşarı François Begeot da son zamanda Türkiye'de meydana gelen olayların Türkiye ile AB'nin her zaman ortak olarak kalmasını ve müttefikler olarak iş birliği içinde olmasını zorunlu kıldığını dile getirerek, "Türkiye'nin istikrarlı, refah içerisinde ve demokratik bir mahiyette kendini muhafaza edebilmesi AB açısından en önemli anahtar önceliklerin başında gelmekte. AB'ye Türkiye'nin nihai katılımı, Türkiye'nin stratejik öncelikleri ve çıkarları açısından çok önemli. Biz birlikte çok güçlüyüz. AB ile Türkiye'nin geleceğinde özellikle havacılık noktasında elde edilebilecek kazanımlar anlamında çok büyük fırsatlar yatıyor. AB ile Türkiye arasındaki en somut fırsatları havacılık sektörü barındırıyor" ifadelerini kullandı.

DG MOVE Genel Müdür Yardımcısı Matthew Baldwin ise Türkiye'ye yeniden gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bizler, hepimiz terör tehlikesinin altında yaşamak durumundayız, maalesef. Maalesef ki ulaştırma sektörü her zaman teröristlerin en baştaki hedeflerinden biri olmaya devam edecektir. İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilmiş olan hain terör saldırısı dolayısıyla taziyelerimi ve yakınlarını kaybetmiş aileler için de baş sağlığı dilemek istiyorum. Bu saldırı maalesef geçtiğimiz Mart ayında Brüksel'de yapılan saldırıların bir benzeri mahiyetindedir. Daha yakın zamanda da maalesef 15 Temmuz gecesi hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldınız. Bu darbe girişimini de her zaman olduğu gibi Avrupa Birliği ilk kınayan kuruluşlardan bir tanesi olmuştur. Bugün de halihazırda olduğu gibi, her zaman yanınızda olacağımızı bilmenizi istiyorum. Türkiye'deki demokratik kurumların işleyişine ve hukukun üstünlüğüne, aynı zamanda da halkın refahına dönük olarak Türkiye ile AB arasındaki dayanışma ve iş birliği bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam etmeye kararlıdır."

Konuşmaların ardından yetkililer toplu halde temel atma törenine katılarak ilk harcın butonuna birlikte bastı.

Toplantıda verilen bilgilere göre, Türk Sivil Havacılık Akademisi'nin 2017 yılı sonuna kadar faaliyete başlaması ve AB müktesebatı ile uyumlu olarak kamu ve özel sektörde insan kaynağının ve teknik kapasitenin geliştirilmesine katkı sağlaması hedefleniyor.