Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun bu yıl yüzde 5'in üzerinde gerçekleşebileceğini vurgulayarak, "Açıklanacak enflasyonda bir miktar daha yükselme göreceğiz ve büyük ihtimalle enflasyonda tepe nokta mayıs ayında görülecek. Ondan sonra enflasyonun haziran enflasyonuyla aşağı yönlü bir seyir izlemesini bekliyoruz. Yine de yılsonunda yüzde 5 olan hedefimizin oldukça üzerinde bitirebiliriz" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Merkez Bankası 82. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Merkez Bankası'nın amacının fiyat istikrarını sağlamak, Türk Lirası'nın mal ve hizmetler karşısındaki alım gücünü korumak ve enflasyonu mümkün olduğu kadar düşük ve öngörülebilir seviyelerde tutmak olduğunu belirterek, "Türkiye 35 yıllık yüksek ve dalgalı bir enflasyon dönemi yaşadı. Türkiye de enflasyonu düşürmek çok önemli bir kazanım oldu. Çok önemli bir yapısal reform sayesinde enflasyon en azından tek haneli seviyelere düştü. Enflasyonun en önemli sebeplerinden biriside bütçe açıklarıydı. Türkiye'de enflasyon tek haneli seviyelere düştü ama henüz fiyat istikrarı denilebilecek seviyelere gelemedik. Önümüzdeki 3 yıl içindeki enflasyon hedeflerimiz yüzde 5 olarak belirlendi" ifadelerine yer verdi.
-"TÜRKİYE, İHRACATI ARTTIRARAK BÜYÜMEYE DEVAM EDEBİLİR"-
Başçı yaptığı konuşmada, cari açığın yüzde 6'lara kadar düştüğünü ancak 2013'te iç talepteki canlanma ile bir miktar artış yaşandığının altını çizerek, "Önümüzdeki yılda tekrar toplam harcamaların daha yatay bir seyir izlemesiyle birlikte, gayrısafi hasılanın artmaya devam etmesini bekliyoruz ki bunun tek yolu var, ihracatı arttırmak. Türkiye, ihracatı arttırarak büyümeye devam edebilir. Bu çok sağlıklı bir gelişme olur" dedi.
-"BÜYÜME BİRAZ DAHA HIZLI OLACAK"-
Avrupa'da ciddi bir toparlanmanın yaşandığını, eksi büyümeden artı bir büyümeye geçişin olduğunu ifade eden Başçı, oradan gelen bir talebin olduğunu ve bununla birlikte ihracatın daha iyi olabileceğini kaydetti. Büyüme biraz daha hızlı olabileceğine dikkat çeken Başçı, iç talepte de endişe edilen kadar çok büyük bir yavaşlama olmayabileceğini ifade etti.
Cari işlemler dengesinde de bu sene iyileşme beklediklerini söyleyen Başçı, "Enflasyon, büyüme, cari açık üçlüsüne hızlıca baktığımızda, enflasyon yüzde 5'in üzerinde, cari işlemler dengesi gelişmelere bağlı olarak belki 5 ile 6 arasında olabilir. Büyüme de yüzde 4'ün hafif altında görünüyor" dedi.
Geçen yıl enflasyonun yüzde 7.4 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Başçı, enflasyonda yukarı yönlü gidişin bir süre daha devam ettiğini belirtti. Bunun nedeninin ağırlıklı olarak döviz kurundaki geçişkenlik olduğunu söyleyen Başçı, "Türk Lirası'nda geçen yıl mayıs ayından itibaren kademeli olarak yaşanan değer kaybı ve aralıkta da bu değer kaybının sürmesi sonucunca enflasyona buradan önemli bir etki geldi" açıklamasında bulundu.
Döviz kurundan gelecek etkilerin geçici olduğunu ifade eden Başçı, "Açıklanacak enflasyonda bir miktar daha yükselme göreceğiz ve büyük ihtimalle enflasyonda tepe nokta mayıs ayında görülecek. Ondan sonra enflasyonun haziran enflasyonuyla aşağı yönlü bir seyir izlemesini bekliyoruz. Yine de yıl sonunda yüzde 5 olan hedefimizin oldukça üzerinde bitirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
-"AĞIRLIKLI OLARAK KREDİ KARTLARINDA ÖNEMLİ TEDBİRLER ALINDI"-
"BDDK'nın son dönemde aldığı tedbirler son derece yerinde ve seçici tedbirlerdi" diye konuşan Başçı şöyle dedi:
"Merkez Bankası'nın etkilemeye çalıştığı değişkenlerden bir tanesi de kredilerin büyüme hızı. Önceki dönemlerde sadece toplam kredilerin büyüme hızına bakabilirdik. Çünkü elimizde faiz oranlarıyla ilgili bir enstrüman var. Faiz oranlarını arttırdığımız veya azalttığımız zaman toplam kredilerin büyüme hızını etkiliyoruz. Ancak biz burada arzu ediyoruz ki tüketici kredilerine farklı, ticari kredilere farklı etki olması. Fakat bunlar maalesef Merkez Bankası'nın elinde yok. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu'nun (BDDK) elinde bunlar var. O yüzden 2011 yılının yaz aylarında kurulan finansal istikrar komitesi son derece önem taşıyor. Ağırlıklı olarak kredi kartlarında önemli tedbirler alındı."
Başçı, bu yılın şubat ayında yürürlüğe giren kararların etkilerini hemen hemen gördüklerini de belirterek konuşmasında, "Tüketici kredilerinin büyüme hızı daha makul seviyelere inerken, aynı zamanda da firma kredilerinin büyüme hızının altına geldi. Geçmişe bakarsanız Türkiye'de bu çok nadiren olmuştur" ifadelerine de yer verdi.
-"MALİ DİSİPLİN KONUSUNDA TÜRKİYE GAYET SAĞLIKLI BİR TRENDE GİRMİŞ DURUMDA"-
Tasarrufların önemli bir kısmının kamudan kaynaklandığını belirten Erdem Başçı, "Kamuda bunu özetleyecek değişkende bütçe açığıdır. Ama açık son derece yönetilebilir düzeyde. Bunun sonucu olarak da kamunun borcu düşüyor. Bu düşüşün devam etmesi öngörülüyor. Bunun da hem cari açık olarak olumlu bir etkisi olacaktır. Hem de aynı zaman da enflasyon açısından son derece önemlidir. Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda gelişmiş ülkelere göre Türkiye'de kamu borç yükü son derede düşük. Ancak gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığımızda orta seviyelerdeyiz. Dolayısıyla mali disiplin konusunda Türkiye gayet sağlıklı bir trende girmiş durumda" diye konuştu.
-"MERKEZ BANKASI KRİZDEN SONRA FAİZ ORANLARINI ÇOK FAZLA ARTIRMADI"-
Erdem Başçı, Lehman krizi sırasında 10 puana yakın faiz indirimi yaptıklarını vurgulayarak, Lehman krizinin 2 çeyrek sonucunda Türkiye'deki etkilerini tamamen kaybettiğini ve olumluya döndüğünü kaydetti. Başçı, "Oradaki alınan tedbirler sadece para politikası alanında değil, aynı zamanda finansal sektör politikaları ve maliye politikası alanında da alınan tedbirler sayesinde Türkiye o şoku 6 ay süreyle yaşadı, daha sonra hızlı bir toparlanma oldu" dedi.
Merkez Bankası'nın Lehman krizinden sonra faiz oranlarını çok fazla artırmadığına dikkat çeken Başçı, "Bunun sebebi dünyadaki düşük faiz ortamıdır. Amerikan Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası, Japonya ve İngiltere Merkez Bankası'da Lehman krizinde faizlerini sıfıra indirdiler. Sıfıra çok yakın bir yere getirdiler. Orada bu zamana kadar sıfıra yakın düzeyde tuttular" açıklamasında bulundu.
FED'in kısa vadeli faizlerini sıfırda tuttuğunu ve Amerika'da toparlanma olduğunu söyleyen Başçı, "Kısa vadeli faiz oranlarını artırırsak ne zaman başlarız, nerede dururuz, ne kadar arttırırız, Amerika'da şu anda tartışılan konu bununla ilgili. Yetkililer, işgücü piyasasına ve enflasyona baktıklarını söylüyorlar" dedi.
-"OLUMSUZ ETKİLER BİR MİKTAR HAFİFLEMİŞ DURUMDA"-
Enflasyonun Amerika'da yüzde 2 olan hedefin de altında yüzde 1.5 seviyelerinde olduğunu ifade eden Başçı şunları kaydetti:
"Artık piyasa bir tahminde bulunmaya çalışıyor, gelecek sene 2015 yılının ilk yarısı mı yapar ikinci yarısında mı yapar bilmiyorum. FED'in çıkış sinyali dediğimiz konu bundan ibaret. Şu anda ikinci sinyaller büyük ölçüde verildiği için Amerikan Merkez Bankası yetkilileri, burada nerede duracağını az çok öngörüyorlar hem de nerede başlayacağıyla ilgili fikir veriyorlar. Oradaki belirsizlik kısmen azalmış durumda. Dolayısıyla oradan gelen olumsuz etkiler bir miktar hafiflemiş durumda."
-BÜYÜMEYE İLİŞKİN RİSKLERDE BİRAZ AZALMA VAR-
Avrupa'daki durumun Amerika'ya göre biraz daha farklı olduğunu bildiren Başçı konuşmasında, "Avrupa'da enflasyon yüzde 20. Hedef yüzde 2. Enflasyon çok düşük. Orada büyüme çok daha yavaş. Avrupa'da büyüme yüzde 1'nin de altında. Amerika'da ise yüzde 3'ün biraz altında bir büyüme bekleniyor. Amerika'da durum biraz daha iyi diye düşünebiliriz. Büyümeye ilişkin risklerde biraz azalma var. Parasal sıkılaştırma da çok aceleci davranmayacakları anlaşılıyor. Orada da son derece iyi bir iletişim politikası olduğu açık. Onu da yapmaya devam ediyorlar yetkililer" ifadelerine yer verdi.
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini aşırı oynaklığa karşı kullandığını söyleyen Başçı, döviz rezervlerini artırırken, aşırı oynaklık olan dönemlerde bunları kullandıklarını kaydetti.
-"AMERİKA VE İNGİLTERE'DE İSE İŞSİZLİK ORANLARINDA İYİLEŞMENİN OLDUĞUNU GÖRÜLÜYOR-
Başçı konuşmasında işsizlik oranları açısından bakıldığında Avro bölgesinin geri kaldığının altını çizerek, "İyileşme orada çok yavaş ve yüzde 12'ye yakın seviyelerde devam ediyor. Hatta bazı bölgelerde çok daha yüksek. Dolayısıyla Avrupa'nın ilave bir parasal güce ihtiyacı olduğu buradan da görülüyor. Amerika ve İngiltere'de ise işsizlik oranlarında bir miktar iyileşmenin olduğunu görülüyor" dedi.
Lehman krizi öncesinde, yüzde 12'nin üzerinde olan tarım dışı işsizliğin şu anda yüzde 12'nin altında, yüzde 10'un üzerinde olan genel işsizlik oranının ise şu anda yüzde 10'un altında olduğunu kaydeden Başçı, "Burada dikkat çekici bir iyileşme var. İstihdam tarafından geliyor. Özellik tarım dışı istihdamdan kaynaklanıyor. Tarım dışı istihdam oldukça hızlı artıyor ve artmaya devam ediyor. Tarım istihdamında ise daha yatay bir seyir söz konusu" açıklamasında bulundu.
Başçı, Türkiye'de Hazinenin dolar, avro ya da TL cinsinden borçlanabildiğini anımsatan Başçı, "TL bazında yüksek enflasyon döneminde yüzde 70'leri görmüştük. Ama gösterge kıymetin o zamanki vadeleri de çok kısaydı. Bugün için 10 yıl vade ile Hazine TL cinsinden borçlandığında, yüzde 10 civarında nominal borçlanabiliyor. Bu değişken çok önemli" diye konuştu.
-"AŞIRI BORÇLANMAYACAĞIZ, GELİRİMİZLE ORANLI BORÇLANACAĞIZ"-
Dıştan gelebilecek olan şokların ileride Türkiye'yi etkilememesi için mutlaka tasarrufların arttırılması gerektiğini belirten Başçı, şöyle devam etti:
"Aşırı borçlanmayacağız, gelirimizle oranlı borçlanacağız. Bunu yapmanın orta-uzun ve kısa vadeli yolları var. Kısa vadeli yolların bir tanesi fiyatlarla alakalı. Arzu ederiz ki orta-uzun vadeli yapısal tarafta da adımlar atılmaya devam etsin. Böylelikle daha kolay şekilde Türkiye gelir-gider dengesini biraz daha olumlu noktaya getirsin."
-"LİRANIN SİMGESİ "UCUBE'"-
Banka hissedarı Selahattin Ergüden, raporlara ilişkin yaptığı konuşmada, liranın simgesini "ucube" olarak nitelendirdi. Ergüden liranın simgesinin Türk Lirasını temsil etmediğini ve simgenin artık kullanılmamasını gerektiğini de vurguladı. Yıllık raporun siyah karakterler ve okunabilir büyüklükte olmasını talep eden Ergüden, bankanın yapısına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Ergüden, bankanın özerkliğiyle ilgili de, "Para işleriyle siyasetin alakası yoktu. Sayın başkanlar müstakil olsaydı bu şekilde kararlar almaz, iktisadi kurallara göre kararlar alırlardı. Bankanın bağımsız olması şarttır, hükümetin siyasi bir kolu olarak çalışırsa hiçbir şeye cevap verilemez. Merkez Bankası bağımsız değil, Hükümet'in emriyle çalışmaktadır. Siyasetin girdiği yerde hiçbir şey olmaz" diye konuştu.
Borsa Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve hissedarı Adnan Bahar'da eleştirilerde bulundu. Sermaye artırılmadığı için hissedarlar olarak varlık içinde yokluk çektiklerini söyleyen Bahar, Bankanın 6 bin civarında ortağı olduğunu, aynı zamanda bankanın borsada bir tahtası olması gerektiğini ifade etti.
-"BİZ GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ"-
Konuşmasında, sermaye artırımı ve hissedarlara ödenen karın artırılması konusunda verilen sözlerin tutulmadığına da dikkat çeken Bahar, "3 bin TL alacağız diye Genel Kurul'a gelip el kaldırıyoruz. Bu toplantı için 50-100 bin TL ödeniyor. Yapılmasın, kasada kalır, cari açığın kapatılmasına bizden bir katkı olur. Kul hakkı olduğu için hakkımı helal etmiyorum. Artık anlamı yok, Genel Kurul da yapılmasın. Bir sadaka veriyorsunuz bari makasta adil olun, canımız acıyor" ifadelerine yer verdi.
Bahar, banka yönetimindeki görevden alma iddialarına ilişkin de, "Yönetimden bir şikayetim yok başarılarının devamını diliyorum. Üstümüzdeki kişilerin tasarruflarına da saygı duyuyorum" dedi.
Genel Kurulun ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başçı, istifa edeceği söylentilerinin hatırlatılması üzerine, "Yapılan resmi açıklamalar dışında söylentilere itibar etmeyin. Biz görevimizin başındayız" dedi.
Son Dakika › Ekonomi › Tcmb Başkanı Başçı: Enflasyonda Tepe Nokta Mayıs Ayında Görülecek - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?