Son dönemde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da tartışmaya açtığı "Türkiye orta gelir tuzağını aşabilecek mi?" sorusuna OECD'den raporlu yanıt geldi.
OECD'ye göre Türkiye orta gelir tuzağını kırıp, kişi başına 20 bin dolarlı gelir rakamlarına 2023'te ulaşacak.
OECD "Değişen Vites: Gelecek 50 Yılda Karşılaşılacak Politika Zorlukları" başlıklı bir rapor yayınladı, üye ülkelerin temel ekonomik göstergelerinin 2060'a değin nasıl bir seyir izleyeceği konusundaki tahminlerini de tablolar halinde sundu.
2014 KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR TAHMİNİ
2005 yılı ABD Doları satın alma paritesine göre Türkiye'nin geçen yıl kişi başına milli geliri 14 bin 99 dolar idi. OECD bu yıl Türkiye'nin kişi başına milli gelirinin ise 14 bin 315 dolar olacağını tahmin etti.
Türkiye, orta gelir tuzağını kırma yolunda 2023'ten itibaren kişi başına milli gelirde 20 bin dolarlı rakamlara geçecek. 2023'te Türkiye'nin kişi başına ortalama milli geliri 20 bin 379 dolar 35 sent olacak. Kişi başına ortalama 30 bin doları 2037'da yaşayanlar görecek. 2053'te 40 bin dolar sınırını aşacak olan Türkiye, 2060'ta ise 44 bin 900 dolarlık ortalama kişi başına gelirle bugün ABD'deki rakama yaklaşacak.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR
Kişi başına milli gelirde istikrarlı artış öngören OECD'nin Türkiye tahminleri şöyle:
Yıl Dolar:
2015 14.717
2016 14.505
2017 16.321
2018 17.081
2019 17.784
2020 18.449
2021 19.094
2022 19.735
2023 20.379
2037 30.191
2053 40.478
2060 44.900
2005 satın alma gücü paritesine göre ABD'de bugün 46 bin dolar olan milli gelir 2060 yılında 89 bin dolara çıkacak. Avro bölgesinde 30 bin dolarlık gelir aynı tarihte 62 bin 170 dolara, OECD bölgesindeki 32 bin dolarlık ortalama gelir ise yine 2060 yılında 69 bin 400 dolar şeklinde tahmin edildi.
Dünyada kişi başına ortalama 14 bin 78 dolar olan gelir rakamı ise 2060'ta 42 bin 304 dolara çıkacak.
TÜRKİYE 2028'DE İKİYE KATLANACAK
Türk ekonomisinin toplam potansiyel üretim hacmi 2028 yılında ikiye katlanacak. 1 trilyon dolarlık potansiyel üretim hacmi sınırını 2012'de geçen Türkiye 2028 yılında 2 trilyon, 2041 yılında 3 trilyon dolarlık ekonomiler grubuna geçiş yapacak. Rakamın 2056'da 4 trilyon dolara erişmesi bekleniyor.
GELECEKTE ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ ARTACAK KÜRESEL BÜYÜME YAVAŞLAYACAK
OECD'nin kriz sonrası dünya ekonomisinin 2060'lı yıllarda nasıl bir görünüm sergileyeceğini ele alan raporuna göre, gelecek on yıllarda gelir eşitsizliğinde sürekli bir artışa, küresel ekonomik büyümede ise yavaşlamaya tanıklık edilecek.
Birçok OECD ülkesinde yaşlanan nüfus ve büyük yükselen ekonomilerde halihazırdaki yüksek büyüme oranlarında görülecek kademeli yavaşlama, GSYH'lardaki küresel artışları; 2010-2020 dönemindeki ortalama yüzde 3.6'lık orandan, 2050-2060 arasında tahmini yüzde 2.4'ye indirecek. Becerilere yönelik yatırım ve inovasyon, büyümenin arkasındaki ana itici güç olacak.
İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ EKONOMİLERİ ETKİLEYECEK
Rapor karbondioksit salınımı azaltılmadıkça, iklim değişikliklerinin küresel hasılayı 2060 yılı itibarıyla yüzde 1.5 frenleyebileceğini, hasılada azalışın Güney ve Güney Doğu Asya'da yüzde 6'ya ulaşabileceğini bildirdi.
Teknik gelişmeler yüksek becerili işçi talebini artıracak. Politikalarda bir değişiklik yapılmaması durumunda OECD ülkeleri 2060 itibarıyla gelir eşitsizliğinde daha büyük bir artışla karşılaşacak ve örnek olarak, bu ülkeleri ABD'de şimdi yaşanan gelir eşitsizliği düzeyine yaklaştıracak. Artan eşitsizlik büyümeyi, en bariz biçimde ekonomik fırsatları bloke ederek tehdit ediyor.
OECD senaryosuna göre, gelişmiş ve yükselen ekonomiler arasında azalan gelir uçurumu, gelişmiş ülkelere ekonomik göç teşvikini düşürecek. Göçteki azalış da yaşlanan nüfusun neden olduğu demografik baskıya eklenecek. Bu çifte baskı, 2060 itibarıyla şimdiki eğilimle kıyaslandığında iş gücünü ABD'de yüzde 20, Avro bölgesinde ise yüzde 15 azaltacak.
YÜKSELEN EKONOMİLERDE DRAMATİK YÜKSELİŞLER OLACAK
Rapor yükselen ekonomilerde ve bu ekonomiler arasında ticaretin payının dramatik biçimde artacağını ortaya koyuyor. Yükselen ülkelerin gelişmiş ülkeleri teknolojik anlamda yakalaması ve daha becerili işgücü, bu ülkelerin yüksek katma değerli imalat ve hizmet faaliyetlerini geliştirmesinde yardımcı olacak. OECD raporunda "Bu gibi zorluklarla karşılaşan politika yapıcılarının emek ve mal piyasalarına dinamizm enjekte etmeye ve sürdürülebilir inovasyon, verimlilik ve istihdama gereksinimi olacak. Artan eşitsizlik, etkin yeniden dağıtım politikaları, fırsat eşitliği üzerine daha güçlü bir odaklanma ve kamu hizmet sistemlerinin fonlanmasıyla vergi yapılarının yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek" denildi.
Rapora göre ülkelerin birbirlerine ekonomik bağımlılıklarının artışı, temel araştırma faaliyetleri, fikri haklar, rekabet politikası ve iklim değişikliklerinin önlenmesi gibi alanlarda uluslararası işbirliği gerektirecek. İşbirliği vergilendirme, özellikle de şirketlerin vergi ödemeden kaçınmasıyla mücadelede de yaşamsal önemde olacak.
Yeni raporun Tokyo'daki sunumunda konuşan OECD Genel Sekreter Yardımcısı ve Baş Ekonomist Vekili Rintaro Tamaki, "OECD'nin yeni raporu, sürdürülebilir büyüme, artan gelir eşitsizliğinin üstesinden gelme ve iklim değişikliğinin maliyetlerinin azaltılması gibi üç alanın önemini vurguluyor. Rapor, küreselleşmenin paradoksuyla karşılaştığımızı gösteriyor: Ülkeler öncekinden çok daha entegre olacak, ancak talep edilen uluslararası işbirliğini daha karmaşık bir çok kutuplu sistemde organize etmek giderek zorlaşabilir" dedi.
Son Dakika › Ekonomi › OECD'den Babacan'a Raporlu Yanıt - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?