OECD: Türk Ekonomisi Gelecek Yıllarda Daha Güçlü Büyüyecek

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Türkiye'nin bu yıl yüzde 3.3, gelecek yıl ise yüzde 4 büyüme tahmininde bulundu.

OECD, Türkiye'de makroekonomik istikrar ve yapısal reformların, kapsayıcı ve güçlü bir büyüme için anahtar önemde olduğunu bildirirken, "Türkiye'nin ekonomisi gelecek yıllarda daha güçlü biçimde büyüyecek, ancak dış finansmanın fonladığı iç tüketime aşırı bağımlı kalmayı sürdürecek. Türkiye büyümesini, enflasyonu, döviz kurlarını ve kredi düzeylerini sürdürülebilir patikada tutacak para politikaları ve finansal politikalar yoluyla yeniden dengelemelidir" saptaması yaptı.

"EKONOMİ DAHA GÜÇLÜ BÜYÜYECEK"

OECD'nin Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu yayınlandı. Raporda, "İş âlemi dinamizmi 2000'lerde kapsayıcı büyümeyle desteklendi. Dış dengesizlikler artmaksızın gerçekleşen güçlü büyüme, iş âleminde verimliliği artırmak ve firmalara ihracat ve iç piyasalarda daha iyi rekabet edilebilirlik sağlamak için yapısal reform çağrısında bulunuyor" denildi.

OECD raporunda "Türkiye'nin ekonomisi gelecek yıllarda daha güçlü biçimde büyüyecek, ancak dış finansmanın fonladığı iç tüketime aşırı bağımlı kalmayı sürdürecek. Türkiye büyümesini, enflasyonu, döviz kurlarını ve kredi düzeylerini sürdürülebilir patikada tutacak para politikaları ve finansal politikalar yoluyla yeniden dengelemelidir" saptaması yer aldı.

İŞSİZLİK DÜŞECEK

Rapora göre Türkiye'nin GSYH'sı bu yıl yüzde 3.3, 2015'te ise yüzde 4 büyüyecek. Bu yıl enflasyonun yüzde 8 düzeyinde gerçekleşmesini bekleyen OECD, gelecek yıl için yüzde 6.5 enflasyon tahmininde bulundu. OECD Türkiye'nin işsizlik oranı bu yıl yüzde 9.8, gelecek yıl ise yüzde 9.6 olarak tahmin edildi.

Rapor Türkiye'nin kısa vadeli ekonomik görünümünün iyileştiğini, beklenen küresel toparlanmayla desteklendiğini, büyümenin ise gelecek iki yılda hızlanmaya başlayacağını bildirdi. Ancak Türkiye hakkındaki uzun vadeli beklentilerin, yetkililerin verimlilik ve ekonomi genelinde rekabetçiliği artıracak yapısal reformları uygularken dezenflasyonu başarabilme ve kamu finansmanının güvenilirliğini koruyabilmesine bağlı olduğu kaydedilen rapora şöyle devam edildi:

"Daha iyi bir genel düzenleyici çerçeve, eğer iş âlemi kapsayıcı ve güçlü bir büyümenin sürükleyicisi olarak kalacaksa esastır. İş âleminde yapısal değişiklik rekabeti, ihracatı, istihdamı, gelir ve tasarrufu güçlendirir, iç ve dış talebin dengelenmesine yardımcı olur ve ekonomiyi haricen sürdürülebilir bir yola yöneltir. Türkiye şirket boyutlarıyla bağlantılı düzenleyici yükümlülüklerini azaltmaya devam ederken, kendi üretim ve emek piyasası düzenlemelerini daha büyüme dostu kılmak için çaba göstermelidir.

İşçilerin büyük bölümünü istihdam eden küçük işyerleri düzenleyici çerçevenin çoğunu atlatıyor. Aksine ölçek ekonomisinin yararlarını derleyen ve daha verimli olan büyük kurumsal firmalar, daha ağır ve yasal düzenleyici yüklerle karşılaşmaktadır, özellikle de vergi ve sosyal yükümlükler gibi endişeler konusunda. Sonuçta iş âleminin parçalara ayrılması verimlilikten elde edilen kazançları engelliyor ve kayıtlı ve kayıt dışı firmalardaki işçiler arasındaki sosyal bölünmüşlük yaratıyor."