2001'deki Enron skandalının psikolojisinden kurtulamayan ABD piyasaları, emlak ve mortgage sektöründe yaşanan çalkantının faturasını kredi ve derecelendirme kuruluşlarına çıkarıyor.
200 milyar dolarlık mortgage'a dayalı tahvildeki riskin not indirimine gitmeyerek gizlendiği iddia ediliyor.
Düşük gelirlilere ev sahibi olma mucizesi olarak tanıtılan yüksek faizli mortgage kredilerinde (subprime) nisan ayından bu yana yaşanan geri ödeme sorununun finansal piyasalarda zincirleme bir kazaya neden olacağı endişeleri her geçen gün artıyor. Yatırım bankası Bear Stearns'ün subprime kredilerine dayalı varlıklara yatırım yapan 2 hedge fonunun iflasın eşiğine gelmesinin ardından tedirgin olan piyasalar, bu kez de emlağa dayalı tahvil ihraç eden şirketlerin kredi notlarının gerçekçe olup olmadığı tartışmasıyla çalkalanıyor.
2001 yılında enerji devi Enron'da muhasabe skandalına karışan denetim firması Arthur Andersen'in piyasanın gözündeki kredibilitesi sıfıra inmişti. Şirket, kısa bir süre sonra da tasfiye edilmişti. Enron skandalında yaşananlardan sonra bu konulara hassasiyeti artan piyasalar, mortgage'a dayalı tahvil ihraç eden şirketlerin değerlerinin üzerinde notlandırıldıkları gerekçesiyle S&P, Moody's ve Fitch gibi kredi ve derecelendirme kuruluşlarına şüpheli gözlerle bakmaya başladı.
1929 Dünya Bunalımı'ndan bu yana yıllık emlak satışlarında ilk kez düşüş yaşayan ABD'de kredi ve derecelendirme kuruluşlarının, subprime kredilerine dayalı tahvillerindeki kaybı not indirmeyerek yatırımcılarından gizlediği iddia ediliyor. Bloomberg haber ajansı cuma günü yayımladığı bir haberinde kendi hesaplarına göre Standard&Poor's (S&P), Moody's ve Fitch'in not verdiği subprime kredilere dayalı 200 milyar dolarlık tahvil ihraç eden şirketler, gerçek değerinin üzerinde notlara sahip. Suçlanan kredi ve dercelendirme kuruluşları ise piyasanın emlak ve mortgage sektöründeki çalkantıların günah keçisi ilan edildiklerinden yakınıyor.
S&P: CİDDİ BİR KAYIP OLURSA NOT DÜŞÜRÜRÜZ
Ekonomik trendleri ve özellikle ABD emlak piyasasını oldukça yakından takip ettiklerini söyleyen S&P sözcüsü Martin Winn "Eğer ciddi bir kayıp olursa reytinglerimizi gözden geçirebiliriz, reyting şirketleri yalnızca dinamik bir sektörde temelden değişimler varsa tepki gösterir" diyor. Referans'ın sorularını yanıtlayan Winn kendilerinin de ABD emlak sektöründe yaşanan subprime krizinden endişeli olduklarını bu yüzden de dünya çapında ihraç edilen mortgage'a dayalı menkul kıymetler için öne sürdükleri kriterleri sıkılaştırdıklarını belirtti. "Aslında son dönemde birçok tahvil ihraç eden şirketin notunu düşürdük. Yatırım yapılabilir düzeydeki menkul kıymetlerin yaklaşık yüzde 1'inin notunu indirdiğimizi söyleyebilirim" diyen Winn, bazı hedge fonların subprime sektöründe yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle kayıp yaşadığını ancak bunun menkul kıymetlerin otomatik olarak notlarının düşürülmesi şeklinde sonuçlanmayabileceğini vurguladı.
Kredi kuruluşları tahvillerin değerinde 1 dolar için 50 cent gibi sert düşüşler görülmesine rağmen tahvillerin reytinglerini düşürmüyor. Örneğin Lehman Brothers'ın geçen sene satmış olduğu toplam 2.43 milyar dolarlık mortgage'a dayalı tahvillerin 18 milyon dolarlık kısmının reytingi şu anda BBB- seviyesinde. Ancak Merrill Lynch'in verilerine göre bu tahviller ocak ayından bu yana 1 dolarda 43 sent değer kaybetmiş durumda. Mortgage'a dayalı yatırım araçlarının yüzde 15'i vadesini en az 60 gün vadesi geçmesine rağmen ödenmemiş durumda, yüzde 8'i ise icralık. Friedman Billings Ramsey Group'un verilerine göre ise subprime mortgage kredilerine dayalı tahvilleri içinde bulunduran CDO'ların yüzde 11'inin ödemesi haziran itibariyle en az 90 gün gecikti. Bu oran 2005 yılının Mayıs ayında yüzde 5,4 düzeyindeydi.
TAHVİLLERİN YÜZDE 65'İ KRİTERLERİ KARŞILAMIYOR
Bloomberg'ün verilerine göre subprime mortgage kredilerine dayalı kıymetleri izleyen endekslerdeki tahvillerin yüzde 65'i sahip olduğu reyting kriterlerini karşılamıyor. Nisan ayında patlak veren ve son 10 yıl içinde ev kredilerinde yaşanan en büyük geri ödememe sorunu ise hala sürüyor. Aldıkları yüksek faizli kredilerle ev sahibi olan düşük gelirli vatandaşlar ise kredilerini geri ödeyemedikleri için içleri sızlaya sızlaya kapılarına "Açık artırma yoluyla satılık" levhalarını asıyor. Subprime sektörüne dayalı yatırım yapanlar arasında ise bankalardan sigorta şirketlerine, hatta emeklilik fonlarına kadar bir çok kurumsal yatırımcı var. S&P, Moody's ve Fitch'in subprime kredilerine dayalı tahvillerin reytingini düşürmesi halinde ise bu yatırımcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kalabilir.
Üstelik mortgage kredilerine dayalı tahvil portföylerinin ağırlıta olduğu CDO'ların (varlığa dayalı menkul kıymetler portföyü) aşırı değerlendiği ve fiyatlarında bir düzeltme yaşayacağı endişelerinin arttığı bir dönemde yapılan not indirimi yatırımcıların kayıplarını katlayabilir. CDO'lar son dönemde Bear Stearns'ün iki hedge fonunun iflasın eşiğine sürüklenmesi ile gündemin üst sırasına oturmuş durumda. Merrill Lynch'in elindeki Bear Stearns'e ait teminat senetlerini satacağı tehdidi ve Merrill Lycnh'e başka bankaların da katılabileceği beklentisi aşırı değerlenen CDO'ların ucuzlayacağı ve yatırımcılarını ciddi zararlara sokacağı endişesi ise iyice arttı.
CDO'LARIN KAYBI 125 MİLYAR DOLARI BULABİLİR
S&P, Moody's ve Fitch ise geri ödenmeyen kredileri nedeniyle açık artırma yoluyla satılan evlerdeki artışların CDO'lara dayalı tahvillerin yeterince kayba yol açacak kadar düştüğünden emin olduktan sonra tahvillerde not indirimine gideceğini söylüyor. Not düşüşlerinin yüzlerce yatırımcının elindeki tahvilleri satmaya yönelteceğine dikkat çeken uzmanlar, subprime kredilerine dayalı 800 milyar dolarlık varlığın ve 1 trilyon dolar büyüklüğe ulaşan CDO'ların risk altında olduğunu belirtiyor. Bloomberg'e konuşan yatırım araştırmaları şirketi Grahan Fisher'in idari direktörü Joshua Rosner konuyla ilgili şunları söylüyor :"Bankalar, sigorta şirketleri ve emeklilik fonlarında devasa kayıplar göreceksiniz. S&P, Fitch ve Moody's subprime kredilerine dayalı tahvillerin riskini saklıyor. Ne kadar uzun süre not düşürmek için beklerlerse durum o kadar kötüleşecek". Rosner'a göre, CDO'ların kaybı 125 milyar doları bulacak. Institutional Risk Analytics'e göre ise riskte olan CDO'ların büyüklüğü 250 milyar doları buluyor.
İçinde mortgage'a dayalı varlıkların da bulunduğu varlığa dayalı kıymetler piyasası 2000 yılından bu yana iki kat büyüyerek 10 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Bu piyasanın 6,65 trilyon dolarlık bölümünü ise mortgage'a dayalı borçlar oluşturuyor.
Son Dakika › Ekonomi › Kredi Derecelendirmede Not Şaibesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?