Köktaş: "EPDK sektörün okulu haline geldi" -

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, güneş enerjisi yatırımlarına ilişkin "Başvuruları aldık, başvuru dosyalarında yatırımcılardan kaynaklanan bir takım eksikliklerden dolayı bir miktar gecikmemiz var. O gecikmeyi kısa süre içerisinde Kurum gidermiş olacak. Son aşamaya geldi. Kısa süre içerisinde Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğümüzün de değerlendirmeleri alınarak ihale aşamasına gelmiş olacak" dedi.

Köktaş, 6 yıllık görev süresinin dolması sebebiyle "6 Yılın Ardından Geleceğe Bakış" başlıklı basın toplantısı düzenledi.

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre enerjinin tüm segmentlerinde 2035 yılına kadar 37,4 trilyon dolarlık yatırım yapılacağını, bunun da yıllık 1,5 trilyon dolar yatırım anlamına geldiğini bildiren Köktaş, bu rakamın yaklaşık yarısının elektriğe, kalanın ise diğer enerji segmentlerine aktarılacağını kaydetti.

Enerji sektörünün Türkiye'de son 6 yıldır çok önemli büyüme yakaladığını, bazı yıllar en çok büyüyen sektör olduğunu, lokomotif haline geldiğini ifade eden Köktaş, "Bankacılık sektöründen elde edilen proje finansmanı kredilerinde enerji sektörü bir numaradır. Doğrudan yabancı sermayeden pay alan enerji sektörü en fazla pay alan sektör durumundadır. İSO 500'e baktığımız zaman enerji sektörünün payı giderek artmaktadır. 2008'de yüzde 18'lerdeyken, bugün yüzde 23'lere çıkmıştır. Hatta daha da artıyor. Enerji sektörünün temel trendleri çok iyi ve iyiye doğru gidiyor" diye konuştu.

Elektrik ve doğal gaz sektöründeki büyümenin diğerlerinden daha fazla olduğunu vurgulayan Köktaş, bu iki segmentte dünyada en hızlı büyüyen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getirdi.

- "EPDK tarihinde belki en zor dönem"

Köktaş, EPDK'nın toplam 30 binin üzerinde lisans verdiğini, bireysel ve kurumsal olarak iki büyük dönüşümü aynı anda yönetmeye çalıştıklarını belirterek, "Bu dönem EPDK'nın tarihinde belki en zor dönem olarak tarihe geçecektir" diye konuştu.

Bu dönemde kurumsal dönüşümleri de devreye aldıklarını ifade eden Köktaş, aynı zamanda vizyonları da değiştirdiklerini vurguladı. Köktaş, "Aslında üçü bir arada diyebileceğimiz, liberalleşme, özelleştirme ve düzenleme işlemlerinin tamamını aynı dönemde yaptığımız bir süreci yaşadık" ifadesini kullandı.

Elektrikte 2013 yılını 64 bin megavatlık kurulu güçle tamamladıklarını bildiren Köktaş, "EPDK'nın olağanüstü katkılarıyla, verdiği lisanslarla, Türkiye elektrik kurulu gücünü ikiye katlamıştır. 2002 ile 2014'ü kıyasladığımızda, 2002'de yaklaşık 30 bin megavat düzeyinde bir kurulu güç varken, bugün itibarıyla 64 bin megavatlık bir kurulu güce Türkiye ulaşmıştır. Elektrik üretimimiz ciddi şekilde arttı" şeklinde konuştu.

- "Son 6 yılda 23 bin 500 megavat devreye girdi"

Köktaş, EPDK'nın kurulduğu günden bu yana verdiği lisanslarla devreye giren 25 bin megavatlık gücün, 23 bin 500 megavatının son 6 yılda devreye alındığını, bunun kümülatif bir gelişme olduğunu ve artarak devam edeceğini kaydetti. 2013 yılında yaklaşık 6 bin 900 megavat civarında bir kurulu gücün sisteme ilave olduğunu anlatan Köktaş, "Türkiye rekorudur bu. Kurulu gücün bu noktalara çıkması bir rekordur. Ümit ederim bundan sonra her yıl bu rekoru egale edecek şekilde devam emiş oluruz. Toplam kurulu gücün yaklaşık yarısı yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmektedir. Bir yıl içerisinde yeni kurulu güç olarak sisteme ilave ettiğimiz kurulu gücün yarısı yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmektedir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin elektrik üretiminde nükleer ve güneş dışında tüm kaynakları kullandığını anımsatan Köktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Güneş ile ilgili tüm hukuki altyapıyı yaptık, harika bir altyapı tasarımı yaptık. En son lisans yönetmeliğiyle de başvuru, ölçüm usul ve esaslarını ilan ettik. Güneş ve rüzgarla ilgili her yıl TEİAŞ'ın 10 yıllık projeksiyonlar yayınlayarak, ihale yapma yoluyla başvuru alma prensiplerini belirledik. Dolayısıyla artık ne zaman alınacak, önümüzü göremiyoruz, ne tür kapasite oluşabilecek gibi sorulara bugünden 10 yıllık perspektif ortaya koyduk ve cevap üretmiş olduk. Başvuruları aldık, başvuru dosyalarında yatırımcılardan kaynaklanan bir takım eksikliklerden dolayı bir miktar gecikmemiz var. O gecikmeyi kısa süre içerisinde Kurum gidermiş olacak. Son aşamaya geldi. Kısa süre içerisinde Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğümüzün de değerlendirmeleri alınarak ihale aşamasına gelmiş olacak."

- "14 milyon abone için alt yapı hazır"

Hasan Köktaş, 72 ilde fiilen doğal gaz kullanıldığını, EPDK kurulmadan önce, 2002 yılından önce 5 ilde doğal gaz bulunduğunu anlattı. Diğer illere de kısa sürede, ihaleleri tamamlanarak doğal gaz iletileceğini kaydeden Köktaş, doğal gaz sektöründe hiçbir kamu kaynağı kullanmadan çok önemli yatırımlar yapıldığını ve bu şekilde 10 milyon abone oluşturulduğunu, yaklaşık 14 milyon aboneye ulaşılabilecek kadar da altyapının hazır bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin doğal gaz tüketiminin 2013 yılı itibarıyla 47 milyar metreküp civarına çıktığını belirten Köktaş, Türkiye'nin doğal gaz tüketiminde en çok büyüyen ülkelerinden biri olduğunu dile getirdi.

Petrol ve LPG sektörünün alt yapısının oturduğunu, lisanslandırma işlemlerinin tamamlandığını anımsatan Köktaş, her iki sektörün de nitelikli kaliteli hizmet üretmeye devam ettiğini kaydetti.

Lisanslara ilişkin bilgi veren Köktaş, "EPDK olarak 30 binin üzerinde lisans verdik. Bunun 13 bin 535'ini son 6 yılda vermiş olduk. Güneşin de devreye girmesiyle Kurum daha da hızlı şekilde lisans vererek yatırımcının önünü açmış olacak" diye konuştu.

- "EPDK sektörün okulu haline geldi"

Kurumsal yapıda da değişiklikler yaptıklarını anlatan Köktaş, EPDK'da görev yapan 20'ye yakın personelin geçen yıl içerisinde özel sektöre transfer edildiğini bildirdi. Görev süresi içerisinde insan kaynağına yatırım yapmaya önem verdiklerini dile getiren Köktaş, 55 uzman ve uzman yardımcısını yurt dışına yüksek lisans ve doktora programlarına gönderdiklerini söyledi.

Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı'na genel müdür ve üst düzey yönetici olarak EPDK'dan personel ataması yapıldığını da belirten Köktaş, "EPDK sadece sektörün önünü açan, düzenleyen ve sektöre bir ölçüde ağabeylik yapan bir pozisyonda değil, aynı zaman sektörün bir mektebi, okulu haline gelmiştir" ifadesini kullandı.

Muhabir: Seval Ocak Adıyaman, Göksel Yıldırım

Yayınlayan: Hamdi Ateş