Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanı Mürsel Ali Kaplan, 2005-2011 yıllarına ilişkin olarak kaçakçılık faaliyetinde bulunan kişilerle terör örgütü üyelerinin hesap karşılaştırmasında yaklaşık 200 milyon lira civarında eşleştirme olduğunu gördük" dedi.
Kaplan, "Kayıtdışı Ekonominin Etkileri" sempozyumda, kayıt dışı ekonominin tanımlama problemi bulunduğunu belirterek, kayıt dışı ekonominin, devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen ya da geçirilemeyen ve bu nedenle de denetlenemeyen faaliyetler olduğunu vurguladı.
Kayıtdışının yasak olmayan kısmının kayıt altına alınabileceğini ancak, suç ekonomisini kayıt altına almak değil tamamen bertaraf edilmesini gerektiğini belirten Kaplan, şöyle devam etti:
"Kayıtdışı ekonomi kalitesiz, verimsiz, markasız üretime yol açıyor. Çakma ürünler piyasada çok revaçta duruyor. Kayıtlı kesim patent, marka, tasarım, AR-GE ile çalışma yaparken, başkası 'taklit ürün yapar satarız' diyor. Bir ülkenin sınai mülkiyet hakkının gelişmesine sekte vuruyor. Kaçakçılığın çok nedeni var. Örneğin, akaryakıt, alkol ve sigara kaçakçılığında ülkeler arasındaki fiyat farkı büyük rol oynuyor. Güneydoğu'da işsizlik, geçim sıkıntısından bahsediliyor. Ben buna çok katılmıyorum. Türkiye'de her şey Güneydoğu ve Doğu'ya endeksli. Orası ile kıyasladığınızda Karadeniz'de, Orta Anadolu'da sanki çok daha iyi bir durum mu var- Bir takım şeyleri meşru göstermek için bazı şeyler kullanılıyor."
Kaçakçılığın ulaştığı boyutlara da değinen Kaplan, örneğin, sigarada 2011 yılı içinde ele geçirilen sigara paketi sayısı 69 milyon 730 bin 125 adete ulaşmış, tabii bu ele geçirilen. Bir paket sigaranın ortalama 6 lira olduğunu varsayarsak, ele geçen sigaranın 418 milyon 380 bin lira olduğu ortaya çıkıyor. Alkollü içkide kaçakçılığa bakıldığında 2011 yılında ele geçirilen içkinin piyasa değerinin 5 milyon 831 bin lira olduğu varsayılıyor. Kayıtdışı çalışanlar neredeyse devletten bir adım önde çalışıyorlar. 2011 yılında 10 milyon 345 bin litre kaçak akaryakıt ele geçirilmiş. Bu tespitleri ortaya koyacağız ki çalışma yapalım. Sigara kaçakçılığı, akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili eylem planımız var."
-Terörün finansmanı-
2000-2011 yılları arasında kaçakçılık suçlarından 113 bin 445 kişi hakkında işlem yapıldığını, bu kişilerin yaklaşık 72 milyar liralık ciroya ulaştıklarını dile getiren Mürsel Ali Kaplan, şunları kaydetti:
"İşte bu haksız elde edilen bir kazançtır. Örneğin, bir operasyonda 50 bin paket kaçak sigara ele geçirilmiştir. Bunun piyasa değeri yaklaşık 2 milyondur. Olayın bir de terör boyutu var. Terörle mücadele edebilmek için terörün finansmanı ile mücadele etmemiz gerekiyor. Bu konuyla ilgili farkındalık için çalışma yapılıyor. 2005-2011 yıllarına ilişkin olarak kaçakçılık faaliyetinde bulunan kişilerle terör örgütü üyelerinin hesap karşılaştırmasında yaklaşık 200 milyon lira civarında eşleştirme olduğunu gördük. Yıllık yaklaşık 20 milyon lira civarında parasal hareket var. MASAK olarak Türkiye'de kayıt dışı ile ilgili mücadelede çok şey var. Mesela uygulanan mal kontrolü sistemi var. Tek başına mal kontrolüyle kayıt dışılığı önlemek mümkün değil. Para ile malın birlikte kontrol edilmesi gerekiyor. Teröre finans aktarımı konusunda delillendirme çalışmaları yapıyoruz."
Kaçakçılıkla mücadelede paranın seyrinin öngörülmesi gerektiğini belirten Kaplan, "Bu da yetmiyor. Bunun iyi analiz edilmesi ve anlamlı sonuçlar çıkması lazım" dedi.
Kaplan, hukukta suç isnadının tek başına yeterli olmadığını, kaçakçılığı yapan tespit edildiğinde, cezalandırılmaması halinde o kişinin suça teşvik edilmiş olacağını söyledi.
-"Caydırıcılık artmalı"-
TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Kurulu Başkanı Hüseyin Murat Akın ise son yıllarda kayıtdışılıkla mücadelede önemli adımlar atıldığını belirterek, hükümete teşekkür etti.
TÜSİAD olarak ilk olarak 2006 yılında oldukça kapsamlı bir çalışma yaptıklarını ve sonrasında "tespitler ve sonuç önerileri" olarak bir kitapçık hazırladıklarını aktaran Akın, 2009'da ise çalışmalarına Dünya Bankası ve OECD gibi kurumlarla devam ettiklerini ifade etti.
Kayıtdışılıkla mücadelede oluşturulan yeni eylem planında, denetim kapasitesinin artırılması, yaptırımların caydırıcılığının artırılması ve toplumsal bilincin artırılmasının olduğunu anlatan Akın, OECD'ye göre Türkiye'nin istihdamı koruma mevzuatı açısından üye ülkeler arasındaki en katı ülkelerden birisi olduğunu savundu.
Girişimciliğe, aktif sanayi politikasının sürdürülmesine, tarımsal sanayinin desteklenerek tarımdaki kayıtdışılığın azaltılmasına, mesleki eğitimin ve okul sonrası eğitim olanaklarının artırılmasına, KOBİ'lerin kayıtlı ekonomide istihdam oluşturmalarının artırılmasının önemine değinen Akın, kayıtdışılıkla mücadelede başarılı olabilmek için toplumsal mutabakatın güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Akın, kayıtdışılıkla mücadelede mutlaka bir iletişim kampanyasının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Başkanı Ali Yücelen de kayıtdışılığın engellenmesi konusunda attıkları somut adımlarla birlikte bugün de bir toplantı düzenlemeyi uygun gördüklerini söyledi.
Türkiye'de girişimcilerin ortaya çıkması, girişimciliğin daha ön plana alınmasının belli sorunlardan kurtulma ve belli sorunları bertaraf etmeyle mümkün olduğunu belirterek, "Kayıt dışı ve kaçakçılık da bunların arasında önemli bir yer tutuyor. Çünkü her şeyden önce gelir dağılımını bozucu, katma değer yaratmayı engelleyici, paranın yurtdışına çıkmasına sebep olan ve rekabeti bozucu bir etken olduğu için kayıt dışı önümüzdeki günlerde de çok önemli bir gündem maddesi olarak kalacak diye düşünüyoruz" dedi.
Bu arada, toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Muhabir: İstanbul
Yayıncı: Ali Bayaslan - İSTANBUL
Son Dakika › Ekonomi › 'Kayıtdışı Ekonominin Etkileri' Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?