IMF Türkiye'nin orta vadeli hedefleri daha iddialı olması gerektiğini bildirdi Orhan Aysezen - IMF Türkiye'nin bu yıl yüzde 3.4, gelecek yıl ise yüzde 4.2 büyüyeceğini öngördü. IMF'nin G-20 maliye bakanları ve merkez bankası guvernörlerine sunduğu raporda, "Finansal piyasalar harekete geçti ve istikrara yönelik kısa vadeli riskler, daha iyi politikalar karşısında önemli ölçüde rahatladı, fakat bu aktiviteye çok yavaş çevriliyor. Euro bölgesindeki kararlı eylemler ve ABD küresel toparlanmanın önündeki en acil tehditleri sınırladı" değerlendirmesi yapıldı. IMF, Türkiye'de orta vadeli hedeflerin dışsal ayarlamaları destekleme amacıyla daha iddialı olması gerektiğini savundu.
Uluslararası Para Fonu (IMF)'nun Moskova'da yapılan G-20 maliye bakanları ve merkez bankası guvernörleri toplantısı için hazırladığı "Küresel Beklentiler ve Politika Zorlukları" başlıklı rapora göre, Türkiye bu yıl yüzde 3.4 GSYİH artışı sağlayacak. 2013'te, dördüncü çeyrekler itibarıyla büyüme ise yüzde 3.7 olacak.
Kasım'daki G-20 bakanlar toplantısında IMF Türkiye'nin bu yıl yüzde 3.5 büyüyeceğini tahmin etmişti.
Türkiye 2014'te yüzde 4.2 büyüyecek. 2014'te dördüncü çeyrekler itibarıyla büyüme rakamı da yüzde 4.5'e ulaşacak.
-"TÜRKİYE'DE ORTA VADELİ MALİ HEDEFLER DAHA İDDİALI OLMALI"-
Raporda gelişmekte olan ekonomiler arasında politika gerekliliklerinin farklılık göstereceği belirtilirken "Etkinliğin yavaşlamasına ilişkin kısa vadeli risklerle birlikte genel zorluk, orta vadeli büyüme dinamikleri kriz öncesine oranla daha az elverişli görünürken, politika olanaklarının yeniden inşası" denildi ve Türkiye'den söz edilip şu örnek verildi:
"Mali tamponlar zaman içinde yeniden kurulmalı. Yükselen ekonomilerin genellikle gelişmiş ülkelere göre daha düşük kamu borcu varken, bu ekonomilerin büyük çoğunluğunda sağlıklı borç dinamiği, geniş ölçüde faiz dışı bütçe açıklarına karşın borç oranlarının sabit kalmasına izin veren negatif faiz artış farklılıklarına bağlı.
Bu nedenle mali pozisyonlar, aşağı yönlü dış riskler iç dengesizlik risklerine karşı dengelenirken güçlendirilmeli. Orta vadeli mali hedefler kimi ülkelerde (örn. Rusya: petrol dışı açığı azaltmak için; Türkiye: dışsal ayarlamaları desteklemek için) daha iddialı olmalıdır, Hindistan daha iyi bir orta vadeli konsolidasyona çıpalanmak için temel mali reformlar yapmaya muhtaçken Brezilya'da politika var olan çerçevelere gömülü kalmalıdır. Aksine, yeterli mali olanaklara sahip ekonomiler (örn. Çin), tüketim aşağı yönlü risklere yol açarsa, ekonominin yeniden dengelenmesi ihtiyacını kolaylaştırmak üzere isteğe bağlı mali teşvikten yararlanabilirler."
-IMF'YE GÖRE KÜRESEL EKONOMİDE KIPIRDANMA BAŞLADI-
IMF'nin Moskova'da maliye bakanları ve merkez bankası guvernörleri toplantısı için hazırladığı raporun özeti şöyle:
-FİNANSAL PİYASALAR HAREKETE GEÇMİŞ VE KISA VADELİ İSTİKRAR RİSKLERİ DAHA İYİ POLİTİKALARA KARŞILIK VEREREK RAHATLAMIŞ DURUMDA FAKAT BU, AKTİVİTEYE ÇOK YAVAŞ ÇEVRİLİYOR: Euro bölgesinde kararlı hareketler ve ABD, küresel toparlanmanın önündeki en acil tehditleri sınırladı. Finansal piyasalar harekete geçti ve hisse senedi fiyatlarında oynaklık kriz öncesi düzeylere düştü. Bununla birlikte ana göstergeler reel aktivitenin, daha rahat finansal koşulların ekonomiye daha geniş biçimde iletilmesi zaman alacakken, sadece tedrici biçimde güçleneceğini ortaya koyuyor.
-İYİLEŞEN EKONOMİYE VE DAHA İYİ POLİTİKALARA KARŞIN AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER SÜRÜYOR: Riskler, Euro bölgesinde ekonomi politikası uygulamalarının duraksama potansiyeli, ABD ve Japonya'da sürdürülemez kamu finansmanı ve yükselen ekonomilerde ek büyümeye ilişkin hayal kırıklıklarıyla bağlantılı. Ancak daha iyi finansal koşullar ve güvenden kaynaklanan yukarı yönlü riskler de (upside risks) bulunuyor.
-POLİTİKA ÜRETENLER ÇABALARINI YAVAŞLATMAYI GÖZE ALAMAZ: Kısa vadeli tehditlerden sakınılsa da önemli orta vadeli zorluklar devam ediyor. Alınması zorunlu önlemler geniş ölçüde değişmeden duruyor.
a)Euro bölgesi gerçek bir ekonomik ve parasal birliğe doğru ilerlemeli. Finansal parçalanmışlığı eski haline getirmek, para politikası iletiminin iyileştirilmesi için de esastır. Bu, daha büyük bir mali entegrasyonla birlikte bir bankacılık birliğine doğru karmaşık bir ilerleme sağlamayı gerektirecek.
b)Gelişmiş ekonomilerde mali konsolidasyonun, uyumlu para politikalarıyla desteklenmek suretiyle, sürdürülebilir ve tedrici adımlarla sürmesi gerekiyor.
c)Yükselen ekonomiler için politika karşılıkları farklılık gösteriyor. Ekonomik etkinliğin düşüşüne ilişkin kısa vadeli risklerle birlikte genel zorluk, mali olanakların yeniden inşa edilmesi. Bazı yükselen ekonomilerin gücü -diğerleri için tedricen sıkılaştırma gerekebilecekken- şimdiki para politikası düzenini korumaya yetebilir. Güçlü sermaye akışına sahip ya da hala yüksek kredi büyümesi yaşayan ülkelerde sektörel aşırılıkları frenlemek için denetleyici ve makro ihtiyati önlemler uygulanmalı." - Ankara
Son Dakika › Ekonomi › IMF: Türkiye Bu Yıl %3,4 Büyüyecek - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?