Hisarcıklıoğlu: 4 yıllık seçimsiz bir dönem var, Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı

İZMİR'de, iş insanları ve yatırımcılarla bir araya gelen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de seçim olmayan bir sürece girildiğini belirterek, "Önümüzde 4 yıllık seçimsiz bir dönem var. Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı. Şimdi reform zamanı. Biz TOBB olarak sizlerin emrinizdeyiz. Yapacağımız çok iş var. Ben Türk özel sektörüyle gurur duyuyorum" dedi.

Ege Genç İş İnsanları Derneği'nin (EGİAD) düzenlediği 77. Ege Toplantısına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan ve çok sayıda iş insanı katıldı. İzmir'de bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, EGİAD'ın projelerinden övgüyle söz ederek Türkiye'de ilk defa ekonomi politikaları üzerine bir danışma kurulu kurulduğunu ifade etti. ABD'de en az bin 200 düşünce kuruluşu olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, beğendikleri fikirleri satın aldıklarını ve bu yüzden dünya lideri olduklarını anlattı. Farklıyı üretebilmenin esas olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, "İzmir'i dünyanın ilk 20 girişimci şehri arasına sokma hayaliniz var. Her şey hayalle başlar, hayal, hedef, çalışma şarttır. Bu kapsamda sizi kutluyorum. İzmir'in tüm kanaat önderlerini kutlarım. Girişimcilik ve inovasyon merkezi ile tüm sosyal taraflar birlikte çalışmaya başlamış" dedi. Şehirlerin marka olmasının çok önemli olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, turizmde İstanbul ile Antalya'nın öne çıktığını belirterek şunları söyledi:

"Hizmetlerin marka olması için ülkenin marka olması lazım. Aynı marka televizyonda bile ülkelerin adı öne çıkıyor. Akdeniz çanağını gezin. Hizmet kalitemiz en iyi düzeyde. İzmir'de birlikte hareket etme kültürü var. Türkiye'de marka olan şehirlere bakıldığında birliğin olduğu iller öne çıkıyor. Türkiye'de girişimcilik bir marka olduysa mütevazi davranmayacağım. Bizim yaklaşık 14 yıl önce koyduğumuz vizyon var. Türkiye'de ilk defa kadın ve genç girişimciler kurulu kurduk. 81 ilde 8 bin kadın girişimci kadınlara rol model oluyor. Ne kadar çok girişimci varsa o kadar zenginiz. Japonya'nın nüfusunun yüzde 5'i girişimci. Bizim nüfusun yüzde 2'si girişimci. Girişimci artarsa işsizlik azalır. Her bir girişimci 10 kişi istihdam etse Türkiye'nin sorunu azalır. Gençlerin istihdama katılma oranı 10 yıl sonra 1.5 milyonu bulacak. Evinizde huzur içinde oturmak istiyorsanız bu alana yatırım yapmalısınız. Toplam kadın girişimci sayısı toplam girişimciler içerisinde yüzde 9 seviyesine ulaştı. Ama kadınlar maalesef hevesli değil."RİSKLERİ SIRALADITOBB olarak girişimcilerle mentörleri yuvarlak masada bir araya getirdiklerini söyleyen Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye teknoloji buluşmaları yaparak e ticaret ve e ihracatı anlattıklarını ifade etti. Dünyanın e-ticarete yönelmesinin küçük ve orta boylu işletmeler için bir şans olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, 2008 krizinin dahil küresel borcun en fazla bu dönemde yaşandığını savundu. Dünyadaki borç düzeyinin 270 milyar dolar düzeyine çıktığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Dünyanın birbirine borcu bir risktir. Dünya için gelir eşitsizliği hakim. Bu da büyük bir risktir. Kapitalizm kendisini sorgulamalı ve yeniden yazılmalı. Dünyanın daha adil bir sisteme ihtiyacı var. Türkiye'de 2018'in Ağustos'undan 2019'un son çeyreğine kadar sıkıntılı bir dönem geçirdik. 2020'de yüzde 5'lik büyüme öngörülüyor. İşsizliğin azalması açısından bu hedef olumlu. Riskler de var fırsatlar da var. Coğrafyamızdaki karmaşa bizim için risktir. Artık dünya küçüldü. Komşudaki ateşin bizi ısıtmaması mümkün değil. Küresel korumacılık dünya tarihinde en fazla 2019'da arttı" dedi.Konuşmasında siber güvenliğin önemine de dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, şirketlerle ilgili tüm verilerin herkese açık olduğunu belirterek, Türkiye'de seçim olmayan bir sürece girildiğini açıkladı. Hisarcıklıoğlu, son olarak "Önümüzde 4 yıllık seçimsiz bir dönem var. Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı. Şimdi reform zamanı. Biz TOBB olarak sizlerin emrinizdeyiz. Yapacağımız çok iş var. Ben Türk özel sektörüyle gurur duyuyorum" diye konuştu.ORTAK PROJELERİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİİZTO Yönetim Kurulu Başkanı ve EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de konuşmasında Türkiye'nin genç nüfusuna dikkat çekerek eğitime katkı ile ülkenin geleceğine olumlu etki sağlanacağını belirtti. Türkiye'nin şanslı bir coğrafyada bulunduğunu dile getiren Özgener, "Ege Bölgesi dünya ekonomisini etkileyebilecek büyük potansiyele sahip. EGİAD dinamik yapısıyla kentin önemli projelerin filizlenmesinde rol oynadı. İZTO'da 'biz' anlayışının hakim olduğu için fikirlere önem veriyoruz. Odanın ve kentin gelişimine katkı sağlamak için ortak projeleri hayata geçiriyoruz" dedi.ÜRETİME DAYALI BÜYÜME HEDEFİKonuşmasında 2019 yılının ekonomik açıdan oldukça zorlu bir viraj olduğunu belirten EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan ise her şeye rağmen, yılın ikinci yarısında enflasyon ve faiz oranlarında yaşanan gerilemeye değinerek "Kredi piyasasındaki canlanma ve reel kesim ile Tüketici Güven Endeksi gibi öncü göstergelerde yaşanan yukarı yönlü ivmelenme, ekonomik büyümemizin önümüzdeki dönemde hızlanması ümidimizi oluşturmakta. Yukarı yönde bir ivme kazanan büyümenin yüksek işsizlik oranına da olumlu yansımasını umut ediyoruz. Önümüzdeki yıl Orta Vadeli Program yüzde 5 büyüme hedeflemektedir. Büyüyememenin, işsizliği daha da yükseltebileceğini öngörerek, büyüme hedeflerine yaklaşılabilmesini bu anlamda kritik olduğunu düşünmekteyiz. Ama elbette büyümenin oranı yanında, bileşenlerinin de önemli olduğunu hatırlatarak, özel tüketime dayalı bir büyüme yerine, katma değerli üretime dayalı bir büyüme elde etmeyi arzu ettiğimizin altını çizmek isteriz" dedi.

Ege Genç İş İnsanları Derneği olarak, Türkiye'nin potansiyeline ve geleceğine inandıklarını ifade eden Aslan, yatırım, üretim, istihdam ve ticaret zinciri içerisinde hizmet etmenin tek hedefleri olduğunu kaydetti. Aslan, kalkınma yolunda ilerleyen bir toplumun güçlü bir demokrasi ile liyakata dayalı sistem ve hukukun üstünlüğü ile mümkün olduğunu belirterek, "Bunlar uluslararası pazarlarda akredite olmamız, kabul görmemiz ve rekabet edebilmemiz için olmazsa olmaz unsurlardır. Bu konulardaki alehte algılar, hem ülke markamıza hem de mikro ölçekte işletmelerimizin markalarına ve uluslararası rekabet gücümüze olumsuz etki yapabilmektedir. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar açısından bu konulardaki genel algıyı düzenli olarak takip etmeli ve olumlu yönde yönetmeliyiz" diye konuştu.