Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz
Canevi, Avrupa Birliği (AB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında ve AB
ile Japonya arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmalarıyla 21. yüzyılın
ekonomik NATO'sunun çizildiğini belirterek, " Türkiye, bu aile grubuna ve
müzakerelere dahil olmak için her türlü fırsat, imkan ve gücü kullanmalıdır"
dedi.
Bu yıl 12.'si "Küreselleşme&Yeni Dengeler" temasıyla düzenlenen Forum
İstanbul 2013'ün açılışı, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın katılımıyla
gerçekleştirildi.
Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, forumun açılışındaki
konuşmasında, Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin dünyanın ilk 10
ekonomisinden biri olma hedefini besleyen somut göstergelere sahip olunduğunu
kaydetti.
Dünya sıralamasında ulaşmak istenilen yerin yalnızca bir basamak numarası
olmadığını vurgulayan Canevi, hedefin aynı zamanda toplumsal kalkınma, adil refah
düzeyi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler, etik ve kültürel değerlerle
örülmüş bir demokrasiye erişmek olduğunu söyledi.
Forum İstanbul 2023 Platformu olarak barış ve çözüm sürecini
desteklediklerini dile getiren Canevi, "Bu açılımın daha geniş bir toplumsal
mutabakat ile beslendiğinde güçleneceğine inanıyoruz. 2023 vizyonuna ulaşmak ve
10. 5 yıllık kalkınma planındaki sıçrama hedefinin önünde duran pek çok engeli
kaldıracak sosyal dayanışmaya, şeffaflaşmaya ve ülkemizin geleceğini aydınlığa
çıkartacak gelişmelere imkan sağlayacağını umut ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin genç nüfus avantajını eğitim politikalarıyla eş zamanlı
yönetmediği takdirde bu demografik avantajının, demografik kaosa dönüşebileceğine
işaret eden Canevi, dijital altyapının hazırlanıp teknolojideki çarpan etkisinden
yararlanmak gerektiğini ifade etti.
Canevi, 10. 5 yıllık kalkınma planı hedefleri arasında uluslararası düzeyde
şirket evliliklerinin teşvikine yönelik politikaların yer almasının yararlı
olacağını dile getirerek, "AB ile ABD arasında ve AB ile Japonya arasında
yapılacak serbest ticaret anlaşmalarıyla 21. yüzyılın ekonomik NATO'su
çizilmektedir. Türkiye, bu aile grubuna ve müzakerelere dahil olmak için her
türlü fırsat imkan ve gücü kullanmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
-"Gelecek, Türkiye ekonomisi için oldukça parlak görünmekte"-
Doğuş Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Hüsnü Akhan, son yıllarda gerek ekonomik
istikrarıyla gerekse bölgede oynadığı stratejik rol ile küresel alanda giderek
daha da önemli bir aktör olan Türkiye'nin geçmiş döneme göre imkan ve kaynaklar
bakımından çok daha iyi konumda bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB, Orta Asya ve Orta Doğu ekseninde önemli bir konumda olduğunu
ve bu bölgelerdeki diğer ülkeler için iyi bir örnek teşkil ettiğini belirten
Akhan, "Türkiye tüm bu bölge ülkelerinin önemli bir ticari ortağı olmakla
birlikte, aynı ülkelerle siyasi ve insani alanlarda da iş birliği içinde olup
doğu ve batı arasında önemli bir köprü işlevi görmektedir" dedi.
Akhan, dünyada yaşanan son ekonomik kriz sebebiyle güç dengelerinin
değişiklik gösterdiğini ve Türkiye'nin de bu yeni ekonomik yapının önemli
unsurlarından biri olduğunu vurgulayarak, "Gelecek, Türkiye ekonomisi için
oldukça parlak görünmekte. Bu süreçte Türkiye'nin dünya ekonomisi için öneminin
giderek artacağı öngörülmekte. 2001 krizinden sonra uygulanan rasyonel ekonomi
politikaları, yaşanan son küresel finansal krizde Türkiye'nin konumunu
güçlendirmiş, ülkemizin krizden nispeten daha az etkilemesini sağlamıştır. Bu
kapsamda yakın geçmişte uygulanan başarılı politikaların sürekliliğinin
sağlanması, mali ve siyasal istikrarın sağlamlaştırılması önem arz etmektedir"
yorumunda bulundu.
-"Bu olumlu hava içerisinde tedbiri de elden bırakmamak lazım"-
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de Türkiye'nin iyi bir yolda olduğunu ve
önünün açık bulunduğunu ifade etti.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek isteyen bir ülkenin sağlam ve
modern bir bankacılık sistemine sahip olması gerektiğine dikkati çeken Binbaşgil,
"Bugün Türkiye'nin övünülecek bir bankacılık sektörü var. Bu da çok kolay olmadı.
Bundan 10-12 sene önce neler yaşadığımızı biliyoruz. Ancak bankacılık sektörü
hala büyüklük açısından olması gereken yerde değil. Yatırımların devam etmesinin
nedeni de bu" diye konuştu.
Türkiye'deki pozitif havayı yurt dışına gittiklerinde daha iyi anladıklarını
dile getiren Binbaşgil, dünyada önceki yıl ilk 500'de bulunan 8 Türk bankasının
marka değeri 8,2 milyar dolar iken, bu sene banka sayısının 10'a, bu bankaların
marka değerinin de 9,8 milyar dolara yükseldiğinin bilgisini verdi.
Binbaşgil, bu olumlu hava içerisinde tedbiri elden bırakmamak gerektiğine de
işaret etti.
-"Şirketler de 2023 vizyonlarını belirlemeli"-
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise
sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmek için Türkiye'nin ihracat odaklı bir
üretim stratejisine ihtiyacı bulunduğunu söyledi.
2023 hedeflerinin bir devlet stratejisi haline geldiğini, şirketlerin de
kendi vizyonlarını buna göre belirlemeleri gerektiğini belirten Büyükekşi,
özellikle küçük ve orta küçük ölçekli şirketlerin geleceğe yönelik bir öngörüye
ve 2023 vizyonuna sahip olması gerektiğini ifade etti.
Büyükekşi, üçüncü havalimanı ihalesi ve ikinci nükleer santralin imzasının
Türkiye'nin 2023'e giden yoldaki gücünü gösterdiğini ve 2001 yılında Türkiye'nin
bittiğine inanan gençlere şu anda büyük bir umut ve gelecek vaat ettiklerini
belirterek, Forum İstanbul'un Türkiye'nin gelişimini herkesin gündemine
getirdiğini kaydetti. - ISTANBUL
Son Dakika › Ekonomi › Forum İstanbul 2013 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?