Dünya Bankası, "Ufuk Turu: Yeni Şam" başlıklı yeni raporunda genel anlamda Türkiye'nin güneyi, Mezopotamya, Arabistan'ın Kuzeyi ve Akdeniz ile sınırlı olan ve IŞİD kısaltmasında da bulunan Şam (Levant) olarak adlandırılan bölgenin ekonomik potansiyelini inceledi.
Raporda "Şam" bölgesinin uzun vadede bir "ekonomik bölge" haline gelmesinin sağlayacağı yarar ve bunun için atılacak başlangıç adım önerileri anlatıldı.
YEDİ ÜLKELİ "YENİ ŞAM" KURULSUN
Dünya Bankası, Mısır, Türkiye, Ürdün, Lübnan, Irak, Suriye ve Filistin ekonomilerinin birbirlerini tamamlayıcı özelliğe sahip olduklarını, bunun artan ticaret, yatırım ve ekonomik entegrasyondan elde edilecek önemli potansiyel refah kazanımlarına işaret ettiğini bildirdi. Yedi ülkeli grubu "Yeni Şam" olarak adlandıran DB, bölgenin büyük pazarlara yakınlığına dikkat çekti.
DB, Arap ülkelerinin kendi aralarında ticaret anlaşmalarına sahip olduklarını, ancak Türkiye ve Avrupa'nın kalan bölümüyle daha derin entegrasyon yoluyla karşılaştırmalı avantajlarından yarar sağlayacak küresel ve bölgesel değer zincirleriyle daha iyi entegre hale gelebileceklerini bildirdi.
ŞAM BÖLGESİNİN KULLANILMAYAN POTANSİYELİ
Şam ülkeleri arasında artan ticaret ve yatırımın bölgede büyümeyi ve yapısal değişimi destekleyeceği kaydedilen raporda, "Türkiye, Lübnan ya da Ürdün kendi dinamik karşılaştırmalı avantajlarının merdiveninde tırmanırken, daha emek-yoğun endüstriler potansiyel olarak Suriye ve Mısır gibi düşük ücretli ülkelere taşınabilir" denildi.
Raporda "Şam bölgesinin kullanılmayan potansiyeli önemli ve Dünya Bankası; rekabet koşullarının iyileştirilmesi, doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji transferlerinin güçlendirilmesi, ticaretin çeşitlendirilmesiyle tüm ülkelerin yararına olacak şekilde entegrasyonun genişletilmesi ve derinleştirilmesini destekliyor" denildi.
"YENİ ŞAM" TÜRKİYE'NİN MİLLİ GELİRİNİ KİŞİ BAŞINA YÜZDE 1.7 ARTIRACAK
Raporun ana mesajları şöyle sayıldı:
"-Bölge için vizyonun siyasetin ötesine geçmesi gerekiyor. Bölgedeki hükümetlere güçlü bir mesaj, kullanılmayan potansiyelden yarar elde edememenin önemli fırsat maliyetleri bulunduğudur.
-Türkiye'nin "Şam' bölgesine ihracatı artıyor ancak yine de tüm ihracatının yüzde 6'sı.
-"Yeni Şam' inisiyatifi yoluyla Dünya Bankası, daha derin bölgesel entegrasyonun ekonomik etkilerini rakamsal olarak ortaya koydu ve bunun kapsama giren tüm ülkeler için pozitif toplamlı bir oyun olduğunu gösterdi. Tarife dışı kısıtlamaların azaltılması senaryoları altında; nakliye maliyetleri düşürülür ve hizmet ticareti serbestleştirilirken tüm ülkeler refah artışından önemli yarar sağlıyor. Örneğin kümülatif refah artışının Mısır için 12 milyar dolar ve Türkiye için 10 milyar dolar kadar çıkabileceği bekleniyor. Türkiye'nin kişi başına milli geliri yüzde 1.7, Ürdün'ün kişi başına milli gelirini yüzde 6.5 artıracak. Bu nedenle büyük ekonomik potansiyelden yararlanılmaması bölgedeki halkın refahı adına büyük bir maliyet oluşturuyor.
-Türkiye yedili ülke grubu içi ticarette hem değer bazında 2000-2010 arası ticaretini 13 kez, miktar olarak ise 6 kez artırdı ve en yüksek artış sağlayan ülke oldu.
-Mısır ve Türkiye, bu alt-bölgede daha açık bir ekonomik ortam için ana büyüme kutupları oluşturmaya hazırlanıyor. Son on yıl boyunca Mısır, Türkiye ve diğer bölgesel ortaklarıyla birlikte mal ticaretinde umut vaad eden bir yükseliş deneyimi yaşadı. Ancak mal ticaretindeki büyümeye karşın Mısır ve Türkiye hala bölgedeki potansiyellerine göre aşağı düzeyde ticaret yapıyor. Türkiye ve Mısır arasında ticari entegrasyonlarını derinleştirmelerine yönelik önemli kullanılmayan potansiyel var. Bu iki ülkeye bölgesel karşılıklı ihracat da ekonomik yapıları karşısında beklenenden az. Gerçekten Ürdün, Lübnan ve Tunus her iki ülkeye de olabilecekten düşük ihracat yapıyor.
-Mısır ve Irak, rekabetçi emek maliyetlerine bağlı olarak Türkiye'den sermaye yatırımlarını çekmek için iyi bir yerde.
-Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Filistin turizm ihracında karşılaştırmalı avantaja sahip. Ek olarak Mısır, Ürdün ve Türkiye'nin ihracatta karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları yerde nakliye, bir sektör olarak öne çıkıyor.
-Tarım ürünlerinde ticaret maliyeti hep yüksektir. Uzaklığa göre ayarlansa bile Türkiye'nin Arap ülkeleriyle ticaretinde maliyet, AB ile İsrail arasında olandan yüzde 80 fazla. Üstelik büyük coğrafi uzaklığa karşın Türkiye'nin Magrip ülkeleriyle ticaretinin maliyeti Maşrik ülkeleri (Lübnan, Filistin, Ürdün Suriye) ile olandan fazla değil. Maşrik ülkeleri gümrük reformları gibi ana alanlarda Magrip ya da Körfez ülkeleriyle karşılaştırıldıklarında geri kalmıştır."
MAŞRİK GAZ ZENGİNİ
Rapora göre Maşrik ülkeleri büyük gaz rezervlerine sahip ve bu rezervlerin yüzde 94'ü Mısır ve Irak'ta bulunuyor. Ancak iki ülke de talebi karşılamada gaz üretim kapasitelerini artırmada önemli engellerle karşılaşıyor. Mısır için kısıtlılık gaz rezervlerinin boyutları, Irak için ise uygulama kapasitesi. Irak doğalgaz boru iletiminin büyük arzçısı olma potansiyelinde. Lübnan için kıyı açıklarında doğalgaz bulunması olumlu gelişme. Şam havzasında elde edilebilir hidrokarbon rezervleri Doğu Akdeniz'de (Lübnan, İsrail, Kıbrıs, Türkiye, Mısır ve Suriye bölgede paya sahip) 83 bin kilometre kareyi kapsıyor. 1.689 milyon varil petrol ve 3.5 trilyon metreküp gaz rezervi var. İsrail açıklarında önemli miktarda doğal gaz keşfedildi ve 2010 yılında ABD hidrokarbon keşif şirketi gaz rezervlerinin ticari değerini onayladı. Lübnan açıklarındaki alanları bölmeye ve keşif ve üretim için uluslararası görüşmelerde bulunuyor.
ÖNEMLİ FIRSATLAR VAR
Dünya Bankası; büyük nüfusu, yüksek kombine nominal GSYH'lar ve büyük piyasalara yakınlığının Şam alt-bölgesine başarılı bölgesel entegrasyon için fırsat ve potansiyel sunduğunu bildirdi.
DB, bölgede "kamu-özel sektör ortaklığının" sınırlı ürün ve ihracat çeşitliliği, yüksek ticaret ve lojistik maliyeti ve yüksek genç işsizliği gibi büyük zorlukların üstesinden gelecek yatırımlar için uygun bir yöntem olabileceğini kaydetti.
SORUNLARA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Dünya Bankası'nın bölge ülkelerindeki özel sektörü entegre hale getirme ve sorunlarla çözüm önerilerini toplama amaçlı "Şam Özel Sektör Ağı"nı işler hale getirmeyi hedeflediği kaydedilen raporda, şöyle denildi:
"-"Şam İş Birliği' ile ortak olarak Dünya Bankası, bu ay "Yeni Şam' çalışması çerçevesi altında ve bölgedeki düşünce kuruluşu ve akademisyenlerin yanı sıra hükümet ve özel sektör temsilcilerini gelecekte atılacak pratik adımlar üzerinde tartışmak ve uzlaşmaya yönelik büyük bir konferans düzenleyecek. Çalışmanın uzun vadeli sonucu bir ekonomik bölge oluşturulmasını amaçlıyor. Siyasi koşullar izin verdiğinde bölgedeki ülkeler bir alt-grup olarak, daha derin bölgesel entegre için ilerleme potansiyeline sahip. Ancak kısa vadede de olsa şimdiki siyasi durum karşısında belli alanlarda alt-bölgesel işbirliği yoluyla somut sonuçlara ulaşılabilir.
-Örneğin bu rapor enerji sektöründe, nakliye, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri ve finansal hizmetlerde önemli fırsatları ele aldı. Bölgedeki ülkeler ticaretin önündeki engelleri uzaklaştırmada tek taraflı önlem almalı. Entegrasyonun derinleştirilmesi ve genişletilmesi her ülkede ticaret rejimi ve ticaretin basitleştirilmesinde iyileştirmelere gidilmesini gerektirecek.
-Ekonomik bölge oluşumuyla birlikte reformlar, içte reformları da teşvik edebilir. Bölgedeki ülkeler politik zayıflıklarını geniş bir perspektifte gözden geçirmelidir. Örneğin ülkeler, iş ve yatırım iklimi kural ve düzenlemeleri uyumlu hale getirmek kadar, ulusal ya da ülkeler arası altyapılarını iyileştirmeye, partner ülkelerdeki kapasitelerini kullanmaya ihtiyaç duyacaktır.
-Açık kurallar formüle etmek ve etkin bir uygulama mekanizması oluşturmak, ekonomik bir entegrasyonun başarısı için temel olacaktır."
Son Dakika › Ekonomi › Dünya Bankası: Yedi Ülkeli 'Yeni Şam' Kurulsun - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?