Hizmet verdiği endüstrilerde yaşadığı tecrübelerini paylaşmak amacıyla yola çıkan Deloitte Türkiye, "Deloitte Sohbetleri"nin ikinci toplantısında şirketlerin sürdürülebilirliği için önemli bir kriter olan Kurumsal Risk Yönetimi konusunu masaya yatırdı.
Türkiye'de profesyonel hizmetler alanında 26'ncı hizmet yılını dolduran Deloitte Türkiye, faaliyet gösterdiği alanlardaki ve endüstrilerdeki tecrübesini paylaşmak üzere başlattığı Deloitte Sohbetleri'nin ikincisini İstanbul'da gerçekleştirdi.
İkinci 'Deloitte Sohbetleri' panelinde, tüm sektörlerin gündeminde yer alan ve şirketlerin sürdürülebilirliği için önemli bir kriter olan 'Kurumsal Risk Yönetimi' işlendi.
Sermaye Piyasası Kurulu İkinci Başkanı M. Emin Özer'in açılış konuşması ile başlayıp, Deloitte'un Global Kurumsal Risk Lideri Henry Ristuccia'nın 'Kurumsal Risk Yönetimi ve Günümüzde Artan Önemi' başlıklı konuşması ile devam eden toplantı, Siemens AG Risk ve İç Kontrol Operasyonları Lideri Andre Al-Dawaf, Akfen Holding Bütçe Raporlama ve Risk Yönetimi Koordinatörü Meral Altınok ve Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Ortağı Evren Sezer'in tecrübelerini paylaştığı panel ile sona erdi.
Sermaye Piyasası Kurulu İkinci Başkanı M. Emin Özer yaptığı açılış konuşmasında, kurumsal risk yönetiminin tanımında yer alan unsurlara bakıldığında; riskin kaçınılması değil, yönetilmesi gereken bir konu olduğunun anlaşıldığını dile getirdi. Özer; "Bu sebeple, risklerin etkili ve verimli bir şekilde yönetilmesi uzun vadede yüksek ve tutarlı performans sergilemek isteyen şirketlerin önceliğini oluşturmaktadır. Düzenlemeler ile ülkemizde özellikle borsa şirketlerinde risklerin saptanması ve altyapının kurulması hedeflenmektedir. Umuyoruz ki şirketler sistematik bir süreç oluşturma suretiyle, global olumsuzluklara karşı proaktif bir yaklaşım oluşturarak riskleri fırsatlara çevirebilirler." dedi.
Deloitte Global Risk Lideri Henri Ristuccia ise, risk yönetiminde izledikleri 3 basamaklı yöntemden bahsederek, yönetim kadrosunun risk değerlendirmesinde şeffaf olmasının paydaşlar için önemini belirtti. Ristuccia; "Deloitte olarak risk yönetiminde süreç, insan ve teknoloji odaklı çalışıyoruz. Bu noktada risk yönetimi yeteneklerini değerlendirme, şirketlerin insan üzerine odaklanıp bunun için zaman harcaması ve şirket yönetim sürecinde fonksiyonel bir ihtiyaç olarak teknolojiyi etkin olarak kullanmak öne çıkıyor." İş alanlarında risk yönetimi, girişimci risk yönetimi ve iç denetimi savunmanın üç adımı olarak tanımlayan Ristuccia, bu üç adımın tepesinde mutlaka yönetim komitesi ve CEO ile birlikte denetim komitesinin olmasının risk yönetiminde bir gereklilik olduğunu ifade etti.
Siemens AG Risk ve İç Kontrol Operasyonları Lideri Andre Al-Dawaf ise sözlerine risk yönetimi ve iç kontrol mekanizmalarının öneminden bahsederek başladı, Siemens'in niye riskle beraber iç kontrol yaklaşımını benimsediğini anlattı. Al-Dawaf: " Biz, Siemens olarak, risk kategorilerini finansal, uygunluk (compliance), operasyonel ve stratejik olarak 4 sınıfta topluyoruz. Risk yönetimi alanında dünyadaki uygulamalara baktığımızda, genellikle stratejik riskler üzerine yeterli dikkatin verilmediğini görüyoruz. Birincil odağın, risk yönetiminde stratejinin, iç kontrolde ise finansal, operasyonel ve uygunluk alanlarında olması daha doğru." dedi.
Akfen Holding Bütçe Raporlama ve Risk Yönetimi Koordinatörü Meral Altınok, Türkiye'deki özel şirketlerde risk yönetimi konusunun çok yeni olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Akfen Holding olarak biz risklerimizi öğrendik ve değelendirdik. Şirketimizdeki herkesin bu konunun içinde bilfiil görev almasını sağladık. Bu çok önemli süreçte, erken risk teşhisi amacıyla danışman bir firmayla çalıştık. 2012 yılında bütün şirketleri bir eğitime tabi tuttuk ve risk değerlendirme sonuçları çıkarttık. Bu süreçte kurumsal risk yönetimi koordinatörlüğünü kurduk. Bunun yanında iç denetim birimi mekanizmasını ve riskin erken saptanması amacıyla kurumsal yönetim komitesini oluşturarak önlemlerimizi aldık."
Toplantıda son olarak söz alan Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Ortağı Evren Sezer ise risk yönetimi konusunda şirketlerin sadece elindeki varlıkları koruma amaçlı bir yaklaşım sergilediğini ve bunun yeterli olmadığını belirterek, bu noktada Deloitte Türkiye olarak benimsedikleri Risk Zekası Olgunlaşma Modelinden bahsetti. Bu modelde, bütün şirketin dahil olduğu, yönetim kurulunun gözetiminde politikaların da oluşturulduğu bir model olduğunu belirten Sezer modeli şöyle açıkladı: "Bu model ile, getirisi olmayan risk yönetiminden getirisi olan risk yönetimine doğru kaymayı amaçlıyoruz. Amacımız, karar alma süreçlerine, risk yönetimini de dahil ederek uygulamak."
Deloitte Sohbetleri, İstanbul'un ardından İzmir'de Birleşme ve Satın almalar ile İstanbul ve Ankara'da Dönem Sonu İşlemleri konuları ile devam edecek.
Son Dakika › Ekonomi › 'Deloitte Sohbetleri' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?