Cumhurbaşkanı Gül "Orta Gelir" Tuzağına Dikkat Çekti (2/son).

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler sınıfına taşımak istediklerini belirterek, "Bugün orta gelirli bir ülkeyiz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler sınıfına taşımak istediklerini belirterek, "Bugün orta gelirli bir ülkeyiz. Hepimizin çok tartıştığı bir konu vardır. "Orta gelir tuzağı' diye. Tabii ki orta gelirden, yüksek gelirli bir ülke noktasına gelebilmenin şartlarından biri, "soft power' dediğimiz, Türkçe'de "yumuşak güç' olarak adlandırdığımız, Türkiye'nin bu tarafını da çok güçlü hale getirmektir" dedi.

Gül, İstanbul'da Grand Cevahir Otel'de düzenlenen "Uluslararası Endüstri Mühendisleri Enstitüsü Konferansı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Endüstri Mühendisliği Enstitüsü'nün Amerika kıtası dışında düzenlediği ilk uluslar arası kongrenin, YÖN Eylem Araştırması ve Endüstri Mühendisliği 30.Ulusal Kongresi ile birlikte Türkiye'de düzenlenmesinden çok büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Kendisinin endüstri mühendisliğine ilgisinin, siyasete başlamadan önce akademik hayatta, o zaman Türkiye'nin birkaç endüstri mühendisliği fakültelerinden birisinde iktisat dersleri vermesiyle başladığını söyleyen Gül, şimdi ise ismini taşıyan bir üniversitenin, bu toplantıyı organize ediyor olmasının da kendisinin çok ilgisin çektiğini dile getirdi.

-"DÜNYA DEĞİŞİYOR, HIZLI DÜŞÜNMEK EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİRİ HALİNE GELDİ"-

Dünyanın değiştiğini ve eski dünya olmadığının herkesin farkında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Her şey hızla değişmekte ve dönüşmekte. Belki çok çabuk güncelliğini kaybetmekte. Artık hızlı düşünmek ve hızlı uygulama, hayatın en önemli faktörlerinden birisi haline gelmiş vaziyette" dedi. Bu bağlamda, uygulanması gereken yeni politikaları ve süreçleri, akademik bir platformda tartışıyor olmanın herkes için çok önemli olduğuna işaret eden Gül, "O bakımdan bu toplantınıza gerçekten olağanüstü veriyorum. Bunun bilinmesini isterim" ifadelerini kullandı. Dünya hızla değişirken, azalan kaynakların verimli kullanılması, alternatif üretim politikalarının uygulanması ve disiplinler arası koordinasyonun sağlanmasında başarının, dünyanın gelişim hızına ayak uydurmaya bağlı olacağını belirterek, "Çok hızlı bir şekilde değişim dünyada, disiplinler arası işbirliğini bir bütüncül bakışla sağlayabilirsek, o zaman bundan çok tabii ki faydalanacağız" değerlendirmesinde bulundu.

-"MAKRO MESELELERİ DEĞERLENDİREBİLECEK İNSANLAR"-

Gül, mühendislerin genellikle belli alanlarda çok derinleştiğini, ancak disiplinler arası koordinasyonu sağlayanların da endüstri mühendisleri olduğunu söyledi. Endüstri mühendisliğinin matematik başta olmak üzere fen bilimleri, sosyal bilimler ve diğer bütün bilimleri yukarı bir pencereden baktığını ifade eden Gül, "Dolayısıyla çok geniş makro meseleleri değerlendirebilecek insanlardır. Endüstri mühendisliğinin analiz yeteneği ve sorunlara çözüm bulma kabiliyeti, sadece şirket veya sektör bazında değil, ülke meselelerinde söz konusudur" diye konuştu.

-"TÜRK EKONOMİSİNE SARSINTI GETİRMESİNE NEDEN OLMADILAR"-

Bunu siyasi ve devlet hayatında en iyi bilen kişilerden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Şunu ifade etmek isterim ki mühendisler, giderek ekonomi, iktisat ve buna çok ilgi göstermektedirler. Hatta mühendislik tahsilinden sonra çok sağlam bir ekonomi bilgisi edinen mühendisleri, ne kadar çok başarılı olduklarını hepimiz biliyoruz. Ülkemizde de bunun örnekleri çoktur" dedi. Bu bağlamda konunu çok öne çıkmaya başladığını ve bilhassa Türkiye ekonomisinin son 10 yılda çok büyük bir performans göstermesinde de bunun çok açık katkısı olduğunu söyledi. Gül, şöyle devam etti:

-"ÇALKANTILAR, TÜRK EKONOMİSİNE HİÇ BİR ŞEKİLDE ZARAR VERMEDİ"-

"Türkiye'de son 10 yılda yakaladığımız siyasi istikrarla çok büyük hamleler yaptık. Bu hamleler hem ekonomide, hem siyasette, hem hayatın bütün alanlarında gerçekleşti. Bunların hepsini ben size "reformlar' diye özetleyebilirim. Türkiye'de siyasi, ekonomik reformlar hepsi el ele adeta ilerleyerek, bugünkü Türkiye'yi ortaya çıkarttı. Siyasi ekonomik, hukuk alanında gerçekleştirdiğimiz çok köklü reformlarla, Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan gelen birçok şoklara karşı, kendisini çok koruyacak bir ülke haline geldi ki bunların da test edildiğini görüyoruz. İçeride zaman zaman karşılaştığımız çalkantılar, Türk ekonomisine hiçbir şekilde zarar vermediği gibi daha çok daha global planda, çok daha büyük şekilde gelen dalgalar ki hep beraber şahit olduğumuz dünya finans krizleri, bütün bunlar da Türk ekonomisine etki yapmadılar ve Türk ekonomisine herhangi bir şekilde büyük sarsıntı getirmesine neden olmadılar."

-"REFORM SÜRECİNİ GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM ETTİRECEĞİZ"-

Gül, bütün bunlarını sebebinin, son 10 yılda gerçekleştirdikleri çok köklü siyasi, ekonomik reformlar olduğunu belirterek, "Türkiye'nin önündeki ajandası bu reform sürecini güçlü bir şekilde devam ettirmek olacaktır. Şu bir gerçektir ki Türkiye, AB ile müzakerelere başlarken, bir taraftan siyasi kriterler olan Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirirken, diğer taraftan da başka bir şart olan işleyen piyasa ekonomisinin bütün hukuki ekonomik alt yapılarını yerine getirmiştir. Bütün bunlar işte, Türkiye'nin başarısının altındaki çok önemli dinamiklerdir. Önümüzde yapacağımız daha çok iş var" diye konuştu.

-"TÜRKİYE, ÇOK KÖKLÜ BİR ŞEKİLDE BU REFORM SÜREÇLERİNİ DEVAM ETTİRECEK"-

Türkiye'de bugün fert başına milli gelirinin 10 bin doların üzerine çıkmasını, büyük bir başarı olarak değerlendiren Gül, "Son 10 yılda Avrupa Birliği'nin büyümesinden beş misli daha Türkiye'nin ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesi, muhakkak bizim için çok büyük başarıdır. Ancak kendimizi hala gelişmiş demokratik, kalkınmış ülkelerle mukayese ettiğimizde, Türkiye'nin hala yol alması gerektiğini de çok açık bir şekilde görüyoruz ve bunun da farkındayız. Onun için Türkiye, çok köklü bir şekilde bu reform süreçlerini devam ettirecektir" diye konuştu.

Gül, bu noktada en büyük kıymetin ülkedeki siyasi istikrar olduğunu, en büyük asetin de bu olduğunun altını çizdi. Siyasi istikrar ve güçlü bir parlamentonun olmasının, doğru yasaların çıkartılması, doğru ekonomik politikaların uygulanması için de en büyük avantaj olduğunu dile getiren Gül, "Bugün bir çok Avrupa ülkesinde yaşanan krizlerin altındaki esas sebebin, karar alamama olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksa, doğru politikanın ne olduğunu eminim ki nüfusu en küçük olan ülkede bile bilen, çok sayıda uzman vardır. Önemli olan doğru karar ve politikaların, uygulama kararlılığını gösterecek güçlü yönetimlerin olup olmamasıdır" dedi.

-"TÜRKİYE'NİN "YUMUŞAK GÜÇ' TARAFINI GÜÇLÜ HALE GETİRMEK"-

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.kuruluş yıldönümünde hedeflerinin ise Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler sınıfına taşımak olduğunu belirten Gül, şöyle devam etti:

"Bugün orta gelirli bir ülkeyiz. Hepimizin çok tartıştığı bir konu vardır. "Orta gelir tuzağı' diye. Türkiye'nin bu tuzağa düşmemesi için Türkiye'yi biz büyütmeye devam etmemiz gerekir. Tabii ki orta gelirlilerden, yüksek gelirli bir ülke noktasına gelebilmenin çok önemli şartlarından biri, o ülkenin "soft power' dediğimiz, Türkçe'de "yumuşak güç' olarak adlandırdığımız bu tarafını Türkiye'nin çok güçlü hale getirmektir. Hala demokratik, siyasi, hukuki ve ekonomik reformların ve hayatın diğer alanlarındaki değişimlerin, güçlü bir şekilde devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu yaptığımız süre içerisinde Türkiye'nin mevcut potansiyeli ve gücü, muhakkak ki cazibesi, Türkiye'yi muhakkak ki çok daha yukarılara taşıyacaktır. Bütün bunları yaparken, çok makro bir bakışı sağlıklı bir şekilde muhafaza etmemiz gerekmektedir." (ANKA/SON)

(HMD/HF) - İstanbul