İnşa süreci devam eden yeni dünya sisteminde Türkiye'nin bölgesel ve sonrasında da küresel bir güç olabilmesi için Rusya ile kurduğu yakın ilişkilerin büyük önem taşıdığını işaret eden Cingöz, "Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en büyük projesi' olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) iki ülke arasındaki iş birliğinin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Akkuyu NGS, Türkiye'nin önce bölgesel, sonrasında ise küresel bir güç olması için önemli hamlelerden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Akkuyu NGS'nin yakın zamanda faaliyete geçecek olması ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni hükümetin kurulması da Rusya ile Türkiye arasında yeni ilişkilerin de gelişeceği yönünde beklentileri büyütmüştür. Yeni nükleer santral projelerini Türk-Rus ortaklığı ile yapabiliriz. Rusya bu konuda büyük bir birikime ve güçlü bir teknolojiye sahiptir. Ortak proje yapmak, Türkiye'nin kendi teknolojisini geliştirme ve ileride kendi santralini yapmasında önemli bir deneyim sağlayacaktır. Nükleerde rönesans yaşanıyor, bu sefer geri kalmamalıyız. Avrupa'dan Amerika'ya, Ortadoğu'ya, Afrika'ya yeni nükleer santral projeleri geliştiriliyor. Akkuyu ile gecikmiş de olsak iyi bir başlangıç yaptık, geri adım atmadan yeni projeleri devreye almalıyız" ifadelerini kullandı.
"YENİ YATIRIMLAR VE YENİ İSTİHDAMLAR GETİRECEK"
Akkuyu NGS'nin Türkiye'ye ekonomik ve sosyal alanlar da dahil her sektörde yeni kapılar açacağını vurgulayan Cingöz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Nükleer tesisler ekonomiye olan katkılarının yanında yeni yatırımlar ve yeni istihdamlar getirecektir. Akkuyu sayesinde nükleer alanda profesyonellik kazanan Türk uzmanlar yeni projelerde de kritik rol oynayacak ve Türkiye'nin gelişimine katkıda bulunacaktır. Nükleer tesisler bunların yanında yeni teknolojileri de beraberinde getirecektir. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye'nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu NGS'nin ülkeye her yönden katkı sağlayacağını söylemek mümkün. Zaten nükleer enerji kullanan ülkelere baktığımızda bunların ya gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler olduklarını görüyoruz."
Akkuyu NGS'nin bir dönüm noktası olacağını ifade eden Cingöz, şöyle devam etti:
"Akkuyu NGS ile çıkılan yol Türkiye'nin enerji bağımsızlığında çok önemli bir kilometre taşı olacak. Nükleer enerjiye sahip olmak yalnızca enerji ihtiyacını temiz ve güvenilir bir kaynaktan elde etmeyi sağlamıyor. Aynı zamanda o enerjiye sahip olan ülkeye bir güç de getiriyor. Türkiye'ye ekonomik olarak da büyük bir getiri sağlayacak olan Akkuyu NGS, bütçeye yaklaşık 50 milyar dolarlık bir katkı sunması hedefleniyor. Santralin Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla üzerindeki kümülatif etkisi de bu tutarı önemli ölçüde aşacak. Türkiye ayrıca Akkuyu NGS'nin 60 yıllık ömrü boyunca elektrik satışından elde edilecek gelirin bir kısmını da alacak."
"NÜKLEER KARŞITI OLANLAR TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİNİ İSTEMEYENLER"
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail Cingöz, dünya nükleer enerjiye yatırım yaparken Türkiye'de hala belli kesimlerin 'nükleere hayır' diyerek gerçeklerden uzaklaştığını ve halkı klişe argümanlarla korkutmaya çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de nükleer karşıtı olanların Türkiye'nin gelişmesini istemeyenler olduğunu düşünüyorum. Çernobil faciası ve Japonya'da meydana gelen deprem sonrasında yaşanan nükleer sızıntıları bahane ederek Türkiye'de nükleer enerjinin olmaması gerektiği ya da nükleerin büyük tehlikelere yol açabileceği yolundaki iddiaların bir temeli yoktur. Geçmişte bunların yaşanmış olması yeniden benzer durumların meydana gelebileceği anlamını taşımıyor; çünkü teknoloji artık oldukça gelişmiş durumda. Özellikle de Akkuyu NGS'de kullanılan 3+ nesil reaktörlerin hem aktif hem de pasif güvenlik sistemleri sayesinde olası kazaları önleme kabiliyetine sahip olduklarını biliyoruz. Yani Akkuyu'da bir Çernobil ya da Fukuşima yaşanmasına imkan yok. Kaldı ki Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde; Ermenistan'da, Rusya'da, Ukrayna'da Bulgaristan'da, Romanya'da nükleer santraller bulunuyor. İran'ın nükleer konusunda önemli adımlar atmakta olduğu bilinmektedir. Dolayısı ile çok yakınımızda nükleer tesisler varken, Türkiye'de yapılan bir nükleer tesisin tehlikeli ve insan hayatına zararlı olduğu gibi iddialar abesle iştigaldir. Nükleerin Türkiye için tehlike yaratacağı fikrine odaklanmak ancak Türkiye'yi bu enerjiden mahrum etmek isteyecek odakların ve Türkiye'yi caydırmak isteyen küresel güçlerin hedefidir."
"YENİ NÜKLEER SANTRALLERE İHTİYAÇ VAR"
Türkiye'nin yeni nükleer santral projeleri için harekete geçtiğini söyleyen Cingöz, "Ulusal Enerji Planımıza göre 2035 yılına kadar enerji tüketiminde yaklaşık yüzde 39,5'lik artış bekleniyor. Türkiye'de 2030 yılına kadar nükleerden üretilecek elektriğin ise toplam üretimin yüzde 11,1 seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye'nin Akkuyu yanında yeni nükleer santrallere ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Sinop ve İğneada projeleri için görüşmelerin yoğunlaştığını, yakın tarihte güzel haberler alacağımızı umuyorum. Yeni planlanan nükleer santraller ile birlikte küçük ve orta ölçekli modüler reaktörlerin (SMR) de enerji portföyümüze eklenmesiyle Türkiye daha güçlü hale gelecektir" diye konuştu.
Rusya Devlet Nükleer Şirketi Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu NGS'nin Türk sanayisine önemli bir nükleer deneyim de kazandırdığını belirten Cingöz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bulgaristan, Romanya, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere pek çok komşu ülke nükleer enerji programlarını ya başlatıyor ya da genişletiyor. Türk sanayicileri de Akkuyu'da elde ettiği deneyim ile yeni projelerden pay alabilir, bölgedeki nükleer santraller için ekipman tedarik zincirinde önemli roller üstlenebilir."
Son Dakika › Ekonomi › Cingöz: Nükleer enerji projeleri Türkiye'ye lig atlatacak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?