Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, şeffaflık kapsamında "bir hizmet için yalnızca bir fiyat" ilkesinin temel prensip olarak benimsenmesi gerektiğini belirterek, "Bu çerçevede, mevcut uygulamalar "tek hizmet için tek fiyat' ilkesiyle yeniden düzenlenecektir" dedi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, şeffaflık kapsamında "bir hizmet için yalnızca bir fiyat" ilkesinin temel prensip olarak benimsenmesi gerektiğini belirterek, "Bu çerçevede, mevcut uygulamalar "tek hizmet için tek fiyat' ilkesiyle yeniden düzenlenecektir" dedi.
Öztekin, Türkiye Bankalar Birliği'nin 56.Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, göreve geldikten sonra, bankacılık sektörüne yönelik geliştirdikleri politika ve uygulamaların, üç temel amaca yönelik olduğunu söyledi. Son bir yılda yaptıkları bütün düzenlemelerin temel amacının, öncelikle bankacılık sektörünün yapısını güçlendirmek olduğunu dile getiren Öztekin, ikinci önceliklerinin bankacılık sektörünün etkinliğini ve verimliliğini artırmak, üçüncüsünün ise küresel finans kriziyle birlikte önemi artan, finansal tüketiciyi korumaya yönelik adımları atmak olduğunu vurguladı.
-BÜYÜME ORANI-
Türkiye ekonomisinin 2012 yılında yüzde 2.2 oranında büyüdüğünü ve bu oranın, uzun dönemli büyüme hızının altında bir büyüme olduğunu dile getiren Öztekin, "Ancak herkesi tatmin etmese de, bu büyüme performansını, Türkiye ekonomisinin sağlıklı büyüme trendine dönüşünün bir belirtisi olarak, kabul etmek gerekir. Nitekim, uluslararası derecelendirme kuruluşları da, bu gerçekten hareketle, son bir yılda notumuzu artırmışlar ve Türkiye'yi, yaklaşık çeyrek yüzyıldan sonra ilk kez, yatırım yapılabilir ülke statüsüne yükseltmişlerdir" dedi.
-"2013'DE BEKLENTİMİZ EKONOMİNİN DAHA YÜKSEK BİR ORANDA BÜYÜYECEĞİDİR"-
Öztekin, 2012 yılı büyüme performansında, kredilerin yavaşlamasının rolünü de kabul etmek gerektiğini belirterek, "2013 yılına ilişkin beklentimiz, ekonominin 2012 yılına göre daha yüksek bir oranda büyüyeceği şeklindedir. Kredi artış hızının, kamuoyunda yüksek olarak algılanması ve kredi artışlarının 2011 yılındaki gibi daraltılabileceğine ilişkin beklenti oluşması, kanaatimce kredi talebini önemli ölçüde öne çekmiş görünmektedir" dedi.
-BASEL 3-
Küresel finansal krizin, düzenleme otoritelerini de etkilediğini ve bu etki sonucu Basel 3 uzlaşısının Eylül 2010 tarihinde kabul edildiğini hatırlatan Öztekin, "Basel 3, sermayenin kalitesine ilişkin yeni düzenlemeler içermekte olup, özel olarak çekirdek sermayenin (yani banka sahiplerinin koyduğu ödenmiş sermaye ve dağıtılmayan karlar gibi sağlam unsurların) miktarının artırılması hedeflenmektedir. Bizim bankacılık sektörümüzde, bu tür unsurlar, sermayenin yaklaşık yüzde 90'ını oluşturmaktadır. Bu da, bankalarımızın, Basel 3'ün getirdiği kriterlere uyma konusunda, zorluk çekmeyeceğini ortaya koymaktadır. Basel 3 ile uyumlu likidite rasyosu hesaplamasına ilişkin mevzuat çalışmalarımız son aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Bu çalışmayı, kısa süre içerisinde sonuçlandırıp kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz" açıklamasında bulundu.
-"HIZ SINIRININ OLMADIĞI BİR OTOBANDA, KAZADAN BAŞKA BİRŞEY BEKLENİLMEZ"-
Öztekin, krizin, düzenleme olmadan krizleri önlemenin mümkün olmadığını gösterdiğini dikkat çekerek, "Düzenlemenin olmaması, hız sınırının olmadığı ve şeridin olmadığı bir otobana benzer. Şeridin olmadığı ve düzenlemenin, hız sınırının olmadığı bir otobanda kazadan başka bir şey de beklenilmez" açıklamasında bulundu.
-YABANCI BANKALARA VERİLEN LİSANSLAR-
Bankacılık sektöründe BDDK'nın verdiği lisanlar konusuna da değinen Öztekin, bu çerçevede, Eylül 2012 tarihinde Odea Bank'a faaliyet izni verilmesinin ardından, 2012 yılının sonunda, dünyanın önemli bankalarından The Bank of Tokyo-Mitsubishi 'ye de Türkiye'de mevduat bankası kurmasına izin verildiğini hatırlattı. İtalyan Intesa Sanpaolo'nun ise Türkiye'de, 300 milyon dolar karşılığı Türk Lirası sermayeli, şube açmasına izin verildiğini de anımsatan Öztekin, "Bunların yanı sıra, Credit Agricole'ün hisselerinin Standart Charter'a, Eurobank Tekfen'in hisselerinin, Burgan Bank'a, Denizbank'ın hisselerinin Sberbank'a devredilmesine izin verilmesi de, yine, rekabeti artırıcı adımlar olarak görülmelidir" dedi.
-"OTOMATİK KREDİLİ MEVDUAT HESABI AÇILMASINA İZİN VERİLMEYECEK"-
Öztekin, büyük ekonomik krizlerin, dünya literatürüne yeni kavramlar, yeni yaklaşımlar kazandırdığını, bu kapsamda 2008 krizinin de, finansal tüketiciye bakışı değiştirdiğini ve tüm dikkatleri, tüketici davranışına ve onun korunmasına yönelttiğini kaydetti. Bu politikalar kapsamında, finansal tüketicinin korunması ve tüketiciye, finansal ürünlerin niteliği, taşıdığı riskler ve getirdiği yükümlülükler konusunda, net, açık ve yeterli bilgi sunulması ile şeffaflığın, son derece önemli olduğunun altını çizen Öztekin, "Bu noktada, finansal tüketicinin korunması kapsamında, üç önemli çalışmaya kısaca değinmek istiyorum. Bunlardan biri, kredili mevduat hesabı, ikincisi Sözleşmeler Tebliği ve üçüncüsü de Hakem Heyeti Tebliği 'dir. 1 Kasım 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan, kamu oyunda ek hesap olarak bilinen kredili mevduat hesabı ile ilgili düzenleme, 1 Mayıs 2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme ile bankaların kredi kullandırdıkları müşterilerine otomatik olarak kredili mevduat hesabı açma uygulamasına sınırlama getirilmektedir. Bankaların müşterilerine kredili mevduat hesabı açarken, müşterilerden imzalı ya da kanıtlanabilir bir talep alınması şart koşulmaktadır" diye konuştu.
-FAİZDE ÜST SINIR-
Merkez Bankası'nın da kredili mevduat hesapları faiz oranları için bir üst sınır uygulamasına geçtiğini hatırlatan Öztekin, "Buna göre, söz konusu hesaplarda uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranlarının, kredi kartı işlemlerinde uygulanacak, aylık azami akdi ve gecikme faiz oranlarını geçmemesi kararlaştırılmıştır" dedi.
-"BANKA, TAHSİL EDİLECEK FAİZ VE ÜCRETLER İÇİN BİLGİ FORMU DÜZEYECEK"-
Öztekin, ayrıca BDDK'nın katkılarıyla hazırlana ve TBB tarafından 14 Mayıs'ta yürürlüğe konulan Sözleşmeler Tebliği'nin ise birçok yeniliği beraberinde getirdiğini ifade ederek, "Banka, ürün veya hizmet için müşteriden tahsil edilecek faiz, ücret ve diğer masraflarının ve bunların tahsil yönteminin yer aldığı bir bilgi formu düzenleyerek müşteriye imzalatacaktır" dedi. Yürürlüğe konulan üçüncü düzenlemenin ise Müşteri Şikayetleri Hakem Heyeti Tebliği olduğunu dile getiren Öztekin, bu tebliğ ile daha önce Hakem Heyetinde temsil edilmeyen BDDK'dan iki personelin heyete dahil edildiğini ve böylece alınan kararlarda, BDDK'nın da görüşlerini tam olarak yansıtılması imkanı sağlandığını söyledi. Öztekin, bu yeni düzenleme ile birlikte, bankalar ve müşteriler arasında şikayete konu olan hususların, önemli bir kısmının çözüme kavuşturulmasının öngörüldüğünün altını çizdi.
-"TEK HİZMET İÇİN TEK FİYAT İLKESİ YENİDEN DÜZENLENECEK"-
Şeffaflık ilkesi kapsamında en önemli hususlardan birinin, fiyatların karşılaştırılabilir olması olduğunu söyleyen Öztekin, "Karşılaştırma açısından, ürünlerin belli standartlara kavuşturulması önem kazanmaktadır. O nedenle "bir hizmet için yalnızca bir fiyat' ilkesinin temel prensip olarak benimsenmesi gerekmektedir. Tüketicinin korunmasına ilişkin olarak BDDK, bu temel yaklaşımla hareket edecektir. Bu çerçevede, mevcut uygulamalar "tek hizmet için tek fiyat' ilkesiyle yeniden düzenlenecektir" dedi.(ANKA-SON)
(HMD/ÖZK) - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › BDDK Başkanı Öztekin (2/son). - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?