Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, bankacılık sektörünün 2012 yılını 23,6 milyar lira net karla tamamladığını bildirdi.
BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nde (EMD) düzenlediği sohbet toplantısında, 1 Ocak 2013 tarihinde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararları ile mevduata uygulanan stopaj ve ödenecek faize ilişkin mevduatın vadesinin uzamasını teşvik edici düzenlemeler yapıldığını anımsatarak, bu düzenlemelerin olası etkilerinin görülmesi için erken olmakla birlikte, mevduatın/katılım hesaplarının ortalama vadesinin uzamasına katkı sağlayabileceğinin değerlendirildiğini söyledi.
Küresel krizle birlikte yatırımcıların risk iştahlarının azalması ve güvenli yatırım araçlarına olan talebin artmasının altın fiyatlarında 2008-2012 döneminde ciddi artış görülmesine yol açtığını ifade eden Öztekin, bu dönemde altının ons değerinin dolar bazında yaklaşık 2 kat yükseldiğini belirtti.
Türkiye'de büyüklüğünü herkesin farklı tahmin ettiği ama hatırı sayılır bir miktarda olduğu bilinen bir "yastık altı altın" olgusu bulunduğuna işaret eden Öztekin, bunların ekonomiye kazandırılması için birtakım çalışmalar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini dile getirdi. Öztekin, bu kapsamda, bankaların, gerçek ve tüzel kişiler adına, altın, gümüş ve platinin fiziken tesliminin yanında bankalarca satışı yapılmak suretiyle de vadeli veya vadesiz olarak altın, gümüş ve platin depo hesabı açabilme olanağına kavuştuklarını kaydetti.
Yükselen altın fiyatlarının yanı sıra kıymetli maden depo hesapları hakkındaki söz konusu mevzuat değişikliğinin olumlu etkisiyle sektörde altın mevduatına olan ilginin özellikle 2011 yılının ikinci yarısıyla birlikte yükseldiğine işaret eden Öztekin, şöyle konuştu:
"Bankalarımız da çeşitli şubelerinde yaptıkları altın toplama günleri ile sürece destek vermişlerdir. Ayrıca Merkez Bankası'nın 2011 yılı Ekim ayından itibaren kıymetli maden depo hesapları hariç yabancı para zorunlu karşılıkların yüzde 10'una kadar kısmının altın, kıymetli maden depo hesapları için ise tamamının altın cinsinden tutulabilmesi imkanı tanıması, aynı imkanın 2011 Kasım ayından itibaren TL zorunlu karşılıklar için de getirilmesi ve muhtelif kararlarla yüzde 30'a kadar yükseltilmesi, bankalar açısından altın mevduatı toplamanın cazibesini artırmıştır. Sektörde altın mevduatı kıymetli maden depo hesapları içerisinde izlenmekte olup, bu hesabın tamamına yakını altın mevduatından oluşmaktadır.
Aralık 2012 itibarıyla sektörün kıymetli maden depo hesapları toplamı 21 bankaya ait olup 10,7 milyar dolar tutarındadır. Bankalar arası kıymetli maden depo hesapları hariç tutulduğunda sektör mevduatının yüzde 2,4'ü kıymetli maden depo hesaplarından oluşmaktadır. 2011 yılında çok ciddi artış gösteren kıymetli maden depo hesaplarının artış hızında, altın artışının hız kesmesiyle bir yavaşlama olmuştur. Bildiğiniz gibi son yıllarda bankalarımız arasında popüler olan bir diğer fon kaynağı da menkul kıymet ihraçlarıdır. Bankaların 2012 yılında özellikle menkul kıymet ihraçlarını ciddi ölçüde arttırdıkları görülmektedir."
Öztekin, Aralık 2011'de yabancı kaynaklar toplamında yüzde 1,9 paya sahip olan ihraç edilen menkul kıymetlerin payının 2012 yılı sonunda yüzde 3,2'ye yükseldiğini, bu yolla sağlanan borçlanma miktarının 2012 yılında 19,4 milyar lira (yüzde 105,2) artarak 76,4 milyar liralık mevduat artışından sonra, yıl içinde başvurulan ikinci önemli yabancı kaynak olduğunu söyledi. Mukim Öztekin, ayrıca yılın son çeyreğinde sermaye benzeri borçlardaki artışın dikkat çektiğini ve 2012 yılında söz konusu borçlanma yoluyla 5,8 milyar lira ilave kaynak sağlandığını vurguladı.
-"Bankaların borçlandığı kaynaklar ülke bazında çeşitlendi"-
Öztekin, gelişmiş ülke merkez bankalarının genişletici para politikalarına devam ettikleri 2012 yılında, Türkiye'de yaşanan olumlu makroekonomik gelişmelerin, sektörün küresel piyasalardan sağladığı fon miktarını artırdığını ifade etti.
Sektörün yurtdışı bankalardan temin ettiği borçların toplamının, yılsonuna göre yüzde 13,3 oranında (13 milyar dolar) artış göstererek Aralık 2012 itibarıyla 110,6 milyar dolara yükseldiğini bildiren Öztekin, bir yandan da bankaların borçlandığı kaynakların ülke bazında çeşitlendiğini söyledi. Öztekin,
"Örneğin 2010 yılında bankalarımızın fon sağladığı kuruluşların yüzde 49,7'si Avro Bölgesi'nde iken bu oran 2012 yılında yüzde 35,6'ya gerilemiştir. Aynı dönemde Körfez ülkelerinin, İsviçre'nin ve Japonya'nın paylarında ise artış gözlenmiştir. Bankalarımız çok çeşitli coğrafyalardan, artan tutarlarda fon temin edebilmektedirler. Bu da dünya çapında Türk Bankacılık Sektörü'ne duyulan güvenin bir işareti olarak algılanmalıdır. Diğer taraftan fonlama yapısındaki değişikliklerin sektörümüz ve bankalarımız üzerindeki etkilerinin likidite stres testleri ile de kurumumuzca yakından takip edildiğini belirtmek isterim" diye konuştu.
-"Sektörün gücü, özkaynaklardan geliyor"-
Türk Bankacılık Sektörü'nün gücünün, kaliteli ve seyyal aktif yapısının yanında güçlü özkaynaklarından geldiğini vurgulayan Öztekin, sektörün özkaynaklarının 2012 yılında yüzde 25,7 (37,2 milyar lira) artarak 181,8 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
Öztekin, bu dönemde özkaynaklardaki artışın temel belirleyicilerinin faiz oranlarındaki düşüşe paralel olarak menkul değerler değer artış fonunda gözlenen artış ile dağıtılmayarak bünyede bırakılan geçmiş yıllar karları olduğunun altını çizerek, "Uzun dönemli ve kümülatif gelişimlere bakıldığında, sektörün toplam aktif ve özkaynak büyüme oranlarının birbirine yakın olduğu görülmekle birlikte son 5 çeyrektir özkaynaklardaki artışın toplam aktiflerdeki artışı aşmış olduğu dikkat çekmektedir" dedi.
Bu durumun sektörün mali yapısını güçlendiren ve sermaye yeterliliğini de artıran bir gelişme olması bakımından olumlu değerlendirildiğini dile getiren Öztekin, yılın son çeyreğinde sektörün toplam aktifleri yüzde 4,8 büyürken, özkaynakların yüzde 8,1 arttığını belirtti. Öztekin, Temmuz 2012 döneminden itibaren Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği sektörde, sermaye yeterliliği rasyosunun (SYR) yılsonuna göre 1,3 puan, son çeyrekte ise 1,4 puan artarak yüzde 17,9 düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti.
Mukim Öztekin, SYR'de yılın son çeyreğinde gözlenen artışın temel nedeninin ana sermaye ve katkı sermayede meydana gelen yükselişler sonucu özkaynaklarda gerçekleşen artış olduğunu söyledi. Öztekin, şöyle devam etti:
"Bununla birlikte kredi riskine esas tutar artışının özkaynaklardaki artış oranının gerisinde kalmasına ve bu anlamda SYR artışına katkı sağlayan diğer faktörlerden biri, Kasım ayı başında Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması sonucu yabancı para menkul değerlerin risk ağırlığının yüzde 100'den yüzde 50'ye gerilemesidir. Diğeri ise KOBİ tanımında yapılan değişiklik sonucu kredilerin tasnifinin değişmesine bağlı olarak risk ağırlığındaki azalışlardır. Öte yandan düşen faizler nedeniyle piyasa riskine esas tutarda meydana gelen azalış da risk ağırlıklı varlıklardaki artışı sınırlandırmış ve SYR artışına katkı sağlamıştır.
Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girmesi sonrası, makro ekonomik konjonktürdeki olumlu gelişmeler, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması ve hızla gerileyen faizler bir yandan özkaynaklara olumlu yansırken diğer yandan riskli varlıklardaki artışı sınırlamış ve son bir yıllık süreçte yatay seyreden sermaye yeterliliği rasyosu, özellikle yılın son çeyreğinde artış trendine girmiş görünmektedir. Yasal özkaynakların yüzde 84,5'inin ana sermayeden oluşması sektörün kaliteli özkaynak yapısını koruduğunu göstermektedir."
-Banka karları-
Bankacılık sektörünün 2012 yılını 23,6 milyar lira net karla tamamladığını bildiren Öztekin, sektörün dönem net karının, faiz dışı gelir gider dengesindeki gerilemeye karşın, esas olarak yükselen net faiz marjı nedeniyle önceki yılın aynı dönemine göre 3,8 milyar lira (yüzde 19,2) yükseldiğini belirtti. Öztekin, şu bilgileri verdi:
"Sektörde faaliyet gösteren 49 bankadan 37'sinin karında, son bir yıllık dönemde artış gerçekleşmiş, 2012 yılının son çeyreğinde yeni bir banka sisteme dahil olmuştur. Önceki yılın aynı dönemine göre, faiz gelirlerinde yüzde 24,7
(21,7 milyar lira), faiz giderlerinde ise yüzde 18 (8,8 milyar lira) oranında artış gerçekleşmiştir.
Aralık 2011-2012 döneminde, faiz dışı gelir kalemlerinden bankacılık hizmet gelirleri ile kredilerden alınan ücret ve komisyonlar, yüzde 12,5'lik (2,1 milyar lira) artışla 19,2 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Kredilerden elde edilen ücret ve komisyonların yüzde 59'u nakdi kredilerden, kalan kısmı gayrinakdi kredilerden elde edilmiştir. Bu dönemde, esas olarak, işletme giderlerinin ise yüzde 14,3 oranında (3,7 milyar lira) artış gösterdiği görülmektedir. Son bir yıllık dönemde, repo maliyeti bir miktar artmasına karşın, menkul kıymet getirisinin yükselmesi, bankalardan yapılan borçlanma maliyetinde kayda değer bir değişiklik oluşmaması, hem Türk parası cinsinden hem de yabancı para cinsinden kredi getirisi-mevduat maliyeti marjının artması, bankacılık sektörünün net faiz gelirlerinde artışa yol açmış, bu da net faiz marjının yükselmesine neden olmuştur. Bu çerçevede, net faiz marjı, incelenen dönemde 0,6 puan yükselerek Aralık 2012'de yüzde 4,1 seviyesine ulaşmıştır."
Sektörde 2013 yılı beklentilerine de değinen Mukim Öztekin, "2013'te sektörün toplam aktiflerinin yüzde 16 civarında artacağını, kredilerin ve mevduatın artış hızının sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 13 olacağını öngörüyoruz. Sektörün net faiz marjında ilave bir artış beklememekle birlikte, aktif kalitesinde 2012 yılına kıyasla bir iyileşme görülebileceğini, özkaynak ve aktif karlılığının 2012 yılındaki seviyesini 2013 yılında da muhafaza edeceğini bekliyoruz" dedi.
(bitti)
Muhabir: Göksel Yıldırım
Yayıncı: Zülal Eser - ANKARA
Son Dakika › Ekonomi › Bankacılık Sektörü 2012 Yılı Verileri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?