Bakan Yıldırım Antalya Havalimanı İhalesini Değerlendirdi

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Antalya Havalimanı kiralama ihalesiyle ilgili ihaleyi kaybeden firmaların yaptığı açıklamaları doğru bulmadığını belirterek, "Aynı firmalar Devlet Hava Meydanları İşletmeleri'nin önceki ihalelerine de girmişlerdi, niye o zaman ihalenin yapılış şekline itiraz etmediler" diye tepki gösterdi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Bilkent Otel'de düzenlenen bir toplantının çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Antalya Hava Limanı için yapılan ihaleye KDV dahil 3 milyar 197 milyon dolar ile en yüksek teklifi Frabort-İçtaş Ortaklığının kazanmasının ardından eksik evrak nedeniyle ihaleye giremeyen Çelebi Hava Servisi AŞ. tarafından yapılan 'ihaleye devam edebilseydik bedeli 4 milyar dolara çıkabilirdik' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bakan Yıldırım, "İhale kaybedince bir takım istinatlarda bulunmayı doğru bulmuyorum" cevabını verdi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin bugüne kadar sadece Antalya Havalimanı ihalesini yapmadığını belirten Yıldırım, "İstanbul'da Atatürk Havalimanın ihalesi aynı esas ve şekilde oldu. Antalya'ya katılan firmaların bir çoğu İstanbul'da ki ihaleye de katıldılar. Bugün bu ihale şekline itiraz edenler varsa o gün neden buna itiraz etmediler onu sorgulamak lazım" diye konuştu. İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Dalaman Havalimanlarının Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirildiğine işaret eden Yıldırım, "Bakanlığımızın bağılı kuruluşu DHMİ bu konuda Türkiye'de değil dünyada marka olmuştur. Yaptığı işin kalitesiyle ve kamuya kazandırdığı kaynak itibariyle. Bu derece tecrübe kazanmış. Yasalarla kendini vermiş görevleri büyük başarıyla gerçekleştirmiştir" dedi. Sektör içinde çalışan ve bundan sonra çalışmaya devam edecek kuruluşların daha sağ duyulu şekilde hareket etmelerini tavsiye eden Yıldırım, ihalede verilen rakamla ilgili olarak ise şunları kaydetti:

"Rekor düzeyde bir rakam verildi. Kamu önemli bir kaynak kazanmıştır. Bence kaynaktan ziyade ülkeye duyulan bir güvenin ifadesidir. Bugünlerde çok yoğun bir gündem var. Ancak yatırımcılar Türkiye'nin 17 gününü değil 17 yılını seçmişlerdir. 17 yılına yatırım yapmışlardır. Bu da güven ve istikrarın nedenli yerleşik hale geldiğini göstermektedir".

(SC-MAY-ÖK-Y)