5.5 yıldır Anadolu Isuzu'nun Genel Müdürlüğü görevini yürüten Tuğrul Arıkan Yeni Akit'e verdiği röportajda kurlarda yaşanan yükseliş ile artan faizlerin sektörü olumsuz etkilediğini belirtti. Piyasalarda talebi esas bozanın kur artışından çok yüksek faizin olduğunu söyleyen Arıkan, maliyet artışlarına da değinerek moral verici açıklamalarda bulundu. İşte Arıkan'ın röportajından satır başları:
En basit şekilde düşünürsek yüzde 50 ithal yüzde 50 yerli girdisi olan ürünlerimiz var. Biz esas şoku temmuz ve ağustosta yaşadık. Onun etkilerini yıl sonuna kadar yerli girdilerle de göreceğiz. Kurlara baktığınız zaman bu oran yüzde 30-35'i buldu. Yerliye de bakarsanız yüzde 35 olmasa da enflasyon ve kurun ortasında yüzde 20-25'lerde tutmaya çalışacağız. Toplamda baktığınız zaman maliyetlerimizde ithal ve yerliden gelen yüzde 25'lik bir artış var.
Hazirandan itibaren talepte de düşüş başladı. Bu sektörün tümü için geçerli. Sadece ticari araç için değil, hem binekte hem ticari araç için geçerli olan yurtiçi pazarda da bir düşüş görülüyor. Son 4 aya baktığımız zaman bu düşüşün ciddi boyutlarda olabileceğini gösteren işaretler de görülüyor. Bizim sorumlu olduğumuz ticari araca bakarsak, önemli bir faiz yükü görülüyor. Ticari araçta bir kamyonu alan müşterim sonuçta bunu kredi ile alıyor. Bunu belli ölçüde peşin alanı var tabi ama ana işleyiş mekanizması üretici, banka, müşteri şeklinde giden bir çarka sahip. Burada aylık yüzde 3'lerden bahsediyoruz. Faiz haddinde artık insanların kamyon alması zorlaştı. Müşteriler bu faiz oranlarıyla senelik yüzde 40 faiz ödüyor. Bu durum ister istemez hem kamyon satışlarını, hem otobüs hem de pick-up satışlarını olumsuz etkiledi. Araç sahiplerine ciddi bir faiz yükü geliyor. 700-800 bin liraya aldığı bir otobüsü senelik yüzde 40 faiz ile döndürmek çok zor. Faizlerden kaynaklanan sıkıntıyı bir an önce aşmamız gerek.
Bunun da olumsuz etkilerini görüyorsunuz sonuçta biz kendi içimizde bile çoğu zaman tartışıyoruz. Tasarruf oluşturmamız, fon oluşturmamız lazım diye. Enerji şirketinin de tüketimi, cirosu düştüğü zaman o da bizden araç alamıyor. Bu şekilde zincirleme gidiyor. Biz tasarruf yapıyoruz, o tasarruf yaptığımız yer de sonuçta alımını kesiyor. Başka bir müşteri kamyon alımını erteliyor. Her türlü tasarrufun bize olumsuz etkisi oluyor. Ama o tasarrufları hepimizin bir şekilde yapması gerekiyor. Biz elimizden geldikçe müşterimize bu maliyet artışlarını en az şekilde yansıtmak konusunda gayret gösteriyoruz.
Kuşkusuz tedarikte de Türkiye'deki yan sanayimizin eskiye göre ihracat hamlesi yan sanayinin daha fazla ihracat pozisyonu bulunuyor. Onlarında en çok şikâyet ettiği konu bankalardaki limitleriyle ilgili. Bugün limit dediğiniz zaman ne olursa olsun yurtdışından alımımız var. Bir kredi limitinin parçası onu açmakta zorluk çekiyor. Burada ortak olarak banka ve sanayici, beraber hassas duruma bakmamız gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği bir şey var. Biz bunu iki sene önce tam anlayamıyorduk. Biz sadece zırhlı pick-up ve zırhlı midibüs gibi savunma sanayine dar bir alanda hizmet veriyorduk. Tabi savunma sanayi bu değil. Baktığınız zaman çok geniş bir sanayi. Biz içine girince şunu gördük ki, savunma sanayide yerlilik payı hakikaten çok düşük.
Burada biz kendimize baktığımız zaman özümüzde kamyonculuk var. Kamyon işini çok iyi biliyoruz. Ondan sonra da otobüs işine de çok yoğun girmeye başladık. Bizim için otobüs, midibüs, daha sonra kamyon, sonra da pick-up geliyor. Şu anda yurt içindeki pazar sebebiyle savunma sanayinde dedik ki, "Biz hangi alana hizmet verebiliriz." Bizim ağır kamyon grubunda özellikle 6x6, 8x8, 20x20 özel lojistik amaçlı kamyonlarda Türkiye'de yerlilik sıkıntısı bulunuyor. O yüzden bu alana girdik. Çok iyi bir grupla TATRA grupla stratejik ortaklık imzaladık onun üretimine başlıyoruz. İlk işimizi de aldık. Onun sevkiyatlarına başladık. Prototip önümüzdeki ay verilecek. Diğer alanlarda tekliflerimizi vermeye başladık. Silahlı kuvvetlerin, Savunma Sanayi başkanlığının, Milli Savunma Bakanlığının taleplerine göre çalışmaya başladık. Orada iyi bir oyuncu olacağız.
Binek otomobile biz pick-up ile kenarından köşesinden değiyoruz. Toplam pazar içerisinde küçük bir pozisyonu var ama onun dışında binek ile ilgili bir planlamamız bulunmuyor. Bizim bir şekilde kamyon işimiz devam edecek. Savunma sanayisinde de o kamyonlarla büyüyeceğiz. Kamyon işine belki ileride eklemeler yapacağız. Farklı modeller getireceğiz. Elektrikli kamyonu Hannover Fuarı'nda tanıttık. Bu araç Türkiye'nin ilk yerli elektrikli kamyonu. Henüz bir isim vermedik. Aselsan ile birlikte üreteceğiz.
Bu araçla 2019'un ikinci yarısında hedefimiz belediyelere ulaşmak olacak. Bizim yaptığımız bu yeni kamyonun elektrikli ve hibrit çeşidi olacak. Elektrikli olanı özellikle çöp kamyonlarına hitap edecek. İkinci hedef ise hibrit olan versiyonu. Yakın, şehirlerarası olan taşımacılıkta kullanılabilecek hem elektrikli hem de benzinli motora sahip araçlar üreteceğiz.
Kamyonet ve kamyon açısından düşünelim, bir iş yeri sahibi onunla mal taşıyor. Personel servisi, yük taşıma kamyonu… Bu bir yatırım, bu hayale baktığımız zaman şu anda konut sektörüne verilen imkânlar daha avantajlı açık söylemek gerekiyor. Kampanyalar, faiz destekleri, ben bize verilsin derken şunu kastediyorum; evet bazı destekler verilsin, bazı sektörler faize çok hassas, bunların başında ticari araç geliyor. Bazı desteklerin olması çok fazla katkı sağlayacak. Biz de elimizi taşın altına sokmaya hazırız.
''Şu anda dünyanın en rekabetçi ülkelerinden birisi Türkiye'dir" diyen Arıkan, ülkenin geleceğinden de umutlu bir profil çizerek şu mesajı verdi: "Rekabette sadece fiyat rekabeti değil, çok uygun insan kaynağı yapısı var Türkiye'nin. Birçok ülkeye göre daha iyi, belki çok gelişmişlere göre değil ama özellikle gelişmekte olan ülkelere bakarsak inanılmaz rekabetçiyiz. Tesislerimizin durumu çok iyi, ihracat yapmak için en uygun zaman… Birçok şirket bunun alt yapısını 2001-2008 krizlerinde öğrendi ve adımlarını buna göre attı. Bize gelirsek ihracatta yüzde 40'lara geldik. Önümüzdeki sene bu daha da artacak. Yeni strateji planını da yaptık. Yüzde 50'nin üzerine gibi gözüküyor. Özellikle yurt dışı pazarlarında otobüs işinde çok iyi yerlere geleceğiz. Araçlarımızı hem batıya hem de doğuya satıyoruz. Kuzey Afrika, Ortadoğu, eski Rus ülkelerine çok aktif ihracatımız bulunuyor. 30'dan fazla ülkeye yayılmış durumdayız. Bu sayı artacak. Teşkilatımızı da bu doğrultuda genişletiyoruz. Biz yeni bir ülkeye girişi bir tane araç satmak olarak görmüyoruz. Hem satış sonrası, hem de distribütör ağıyla orada tam kapasite yer almamız gerekiyor. Bizim için gittiğimiz ülkede kalıcı olmak önemli. Biz 2020-2021 döneminde yaklaşık 50 ülkeye ulaşacağız. Şu anki ihracat hacmini de yüzde 60-70 arttıracağız.
"Bankalar sadece bizi değil müşterilerimizi de sıkıştırıyor" diyen Anadolu Isuzu'nun Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, "Kredi verme anlamında müşteriye olumsuz dönüyorlar ya da verdikleri tutarı düşürüyorlar. Sizin limitiniz TL'ye sabit kalıyor, o TL'nin karşılığı olan döviz eskisi gibi değil, artması lazım ama onu arttırmıyorlar" dedi.
Arıkan, "Piyasanın oyunbozanı kim oldu?" sorusuna ise "Şu anda oyunbozanı tarif etmek zor. Esas şey kur artışıyla başladı. Talebi ise esas bozan kur artışından çok faizler. Kurun tetiklediği enflasyon rakamlarının çok üzerinde olan faiz, şimdilik 20'lik enflasyon, 40'lık faizden konuşuyoruz. Bizim yıllarca alışık olduğumuz şey neydi? Kaç senedir 10 enflasyon 12 faiz bu şekilde gidiyorduk. Makas açıldı. İnsanlar alışkanlıklardan kolay kurtulamıyor" cevabını verdi.
Arıkan, yüksek motivasyonunu korumak için ne yaptığı konusunda daşu ip uçlarını verdi: "Yemek yapmayı çok seviyorum. Yurt dışına gittiğimde çok malzeme alıyorum. Değişik mutfakların malzemelerini alıyorum. Aslen Gaziantepliyim ama Hatay mutfağını çok severim. Hatay mutfağının dünyada hak ettiği yere gelemediğini düşünüyorum. Et güveç, domatesli pilav, balık çorbası güzel yaptığımı söylerler.
Verdiğimiz her kararda çalışanlarımızı ve bayilerimizi düşünmek zorundayım. Onun için beyninizin hep sağlam olması gerekiyor. Ben haftada muhakkak 5-6 saat spor yapıyorum. Yapamadığım zaman kendimi iyi hissetmiyorum. Bunun önemli bir kısmı yüzme ile geçiyor. Araç kullanmayı seviyorum ama benim için öncelikli değil. Hatta kafam dolu olduğu zaman tehlikeli olacağından dolayı da kullanmak istemiyorum.
Ben bu konuyu ilgili arkadaşlarla konuşuyorum, çalışmalar devam ediyor. Toplanıyorlar, AR-GE ekibinin de toplanması gerekiyor. Kendi içinde dinamikleri var. Bu projede yüzde yüz Türk mühendisler var. Ülke olarak bu alt yapıyı korumaya devam etmeliyiz. Tek kurtuluşumuz AR-GE'ye verilecek önem, bu konuda sanayi bakanlığının çok teşvikleri var. En büyük sıkıntımız iyi AR-GE mühendisleri bulmak, bu işe inanmış bu işte koşturacak mühendisleri bulmamız gerekiyor. Üniversiteler ile iş birliğimizi arttırmamız gerekiyor. Üniversitelerin de bilim konusunda daha fazla ön ayak olması gerekiyor. Daha öncelik alması gerekiyor. Kendi döner sermayelerine katkı sonuçta, bizim insanlarımızı yurt dışına göndermemiz, daha fazla eğitmemiz, bu konuda çok harcama yapılması gerekiyor.
Devletin, Türk özel sektöründeki başarılı insanları değerlendirmesini isterdim. Kendi kaynaklarımızın, yerli kaynaklarımızın azalmasına üzülüyorum. Hayvancılığın azalmasına üzülüyorum. Tarımda belli başlı ürünleri ithal ettiğimiz için üzülüyorum. Ben olsaydım, 10 senelik plan içinde bunları düzeltmeye çalışırdım.
Son Dakika › Ekonomi › Artan Faiz Yükü Piyasaları Olumsuz Etkiliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?