TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, CNN Türk yayınına katılarak gündeme ilişkin merak edilen soruları yanıtladı. Yılmaz, artan enflasyon nedeniyle son dönemde sık gündeme getirilen yeni 500 ve 1000 liralık kâğıt banknotların basılacağı iddialarına da değindi.
Önümüzdeki dönemde temel önceliğin enflasyonu düşürmek ve 2-3 yılda tek haneye ulaşmak olduğunu belirten Yılmaz, "Bugünkü enflasyonla spekülasyon yapılıyor ama seçimden sonra belirsizliğin azaldığı ortamda enflasyon düşecektir. 500 liralık banknotlara Türkiye'nin ihtiyacı yok" dedi.
Sözlerini sürdüren Yılmaz, "Serbest Döviz Kuru rejimine sahibiz, bundan vazgeçme planımız yok. Dövizde arz ve talep fiyatı belirler. Dönemsel hareketlenmeler her zaman olabiliyor. Dövizin arzı ve talebi geleceği yeri belirler. Cari açığı düşürme perspektifi olan Türkiye 100 milyar lira turizm, 400 milyar lira ihracat hedefliyor. Türkiye 1,5 trilyon dolarlık ekonomiyi hedefliyor. Döviz her zaman hareket edecektir, aşağı yukarı gidecektir. Esas olan reel döviz kurudur. Reel döviz kurunun istikrarlı seyir izleyeceğini düşünüyorum. Ekonominin düşmanı belirsizliktir. Önümüzdeki dönemde belirsizlikler azalacak, ekipler şekillenecek, istikrarlı ve güvenli ortamda bu konular şekillenecektir" ifadelerini kullandı.
Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları:
"Türkiye kalkınmakta olan bir ülke, gelişmiş ülke olma iddiası ortaya koymuş bir ülke. Burada bir eşiğe gelmiş durumdayız. Türkiye 20 yıllık süreçte alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna yükseldi.
Yeni hedefimiz yüksek gelirli ülkeler ligine çıkabilmek. Katma değeri yüksek sektörlerde atılım yaparak ihracatı köklü bir şekilde değiştirip geliştirerek cari açık meselesini çözerek kişi başı geliri 13 bin dolar üzerine çıkararak yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış oluyorsunuz. Burada da bütün dünya aslında bunu tartışıyor. Büyüme, istihdam, enflasyon meselesi pandeminde sonra bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu bu.
Seçimler demek belirsizliğin azalacağı bir dönem demek seçimlerle birlikte sonuç ne olursa olsun 5 yıllık yeni perspektif açılıyor. Öngörülebilirlik artıyor. Önümüzdeki sürece ilişkin olarak hangi parti kazanırsa kazansın belirsizlik azalacaktır. Bu perspektif içinde biz diyoruz ki tecrübeli kadroyuz, güçlü liderliğe sahibiz, güçlü ekiplerle bu sorunların üstesinden geliriz diyoruz.
Kabine'de yenilik olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ben inanıyorum ki sayın Cumhurbaşkanımız bu konuları çalışıyordur. AK Parti şunu savundu: İstikrar içinde değişim, istikrar içinde yenilenme bunu yapmazsanız uzun soluklu olmazsınız. Türkiye'nin ihtiyaçlarına bakacağız, ESK dediğimiz yapı var. Anayasal statü kazandırdık böyle platformları iyi kullanarak ekonomi politikalarını istişare içinde güncelleyeceğiz. Seçimlerden sonra oluşacak ekibin taraflarla diyalog içinde ihtiyacı ne ise o çerçevede bakacağını düşünebiliriz.
Romantik söylemler denebilir, hesapsız söylemler, benim gördüğüm bu. Hükümet ile muhalefetin temel farkı bu. Bizim seçim beyannamemizde her satırın arkasında çalışma var. Muhalefet ise seçime giderken halkın kafasını nasıl çeleriz, nasıl hoşa giden rakamlar söyleriz gibi bir kaygı içinde. 300 milyar doları getirdim diyor. Siz henüz seçilmediniz, halktan onay almadınız nasıl gidip uluslararası çevrelerle borç pazarlıkları yapıyorsunuz? Kendi tasarruflarımızla biz bu işin içinden çıkamayız cari açık vereceğiz bunu da dışarıdan gelen parayla kapatacağız demek. Kaldı ki böyle biz 100 milyarlarca dolar para vereceğiz diye bekleyen yok. Halkı aldatmaya gerek yok. Hesabınızı yaparsınız belli ölçülerde elbette uluslararası finansı kullanırsınız, borçlanma yapabilirsiniz. Ama 'ben 300 milyar dolar getirdim' siyasi güveni zedeliyor. Avrupa bizi vizesiz alacak diyor. Bu taahhüdü nasıl yapabiliyorsunuz? Siz karşılasanız bile bir iki ülke itiraz ettiği zaman olmayacak demektir.
Bağımsızlık fonksiyonel bağımsızlıktır. İdari anlamda bağımsızlık dediğimiz zaman kendi görev alanı ile ilgili son sözü demektir. Bağımsız demek ayrı bir devlet gibi hareket edecek değil. Merkez Bankası kanununda şu söylenir: Temel hedefi istikrarı sağlamaktır. Bununla çelişmemek kaydı ile büyüme, istihdama destek olur diye bir ifade var. Merkez Bankası'nın kurulları kendileri alıyorlar, hiç kimseye de onaylatmıyorlar. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama nihayetinde yasal çerçeve içinde baktığınızda nihai kararı alma yetkisi Merkez Bankası Başkanı ve kurullarındadır. Bugünkü ortamda şunu söylüyoruz. Büyüme, kalkınmayı devam ettireceğiz. Dünya ile aynı hızla büyürsek ortalamaları yakalayamayız. Merkez Banka'mız da bu politikalarımıza destek oluyor.
Soğan da çok önemli, ekmek de çok önemli, uzay çalışmaları da önemli. Neden bunları mukayese edelim. Yol da çok önemli, patates de önemli. Bunlar birbirleri ile entegre. Soğan üretimini artırmak istiyorsanız bilgi teknolojilerini, başka bir takım altyapıları da geliştireceksiniz. Bunları birbirinin alternatifi olarak ortaya koymak yanlış.
Bazı mahsullerde stokların erimesi ile ürünün piyasaya girmesi arasında boşluk oluşabiliyor. O aralarda fiyat hareketleri olabiliyor. Yeni mahsuller piyasaya gelmediği için fiyat hareketleri olabiliyor. Şu anda bayram sonrası muhtemelen artık Ramazan'ın da etkisiyle ürün toplamada bazı sıkıntılar yaşandığını düşünüyorum. Bayram sonrası arzın yeterli seviyeye gelmesiyle bu tartışmaları geride bırakacağımızı düşünüyorum.
Son Dakika › Ekonomi › AK Parti, 500 TL'lik banknot çıkarılacağı iddialarını yalanladı: Türkiye'nin buna ihtiyacı yok - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (7)