"4. Savunma Sanayii Buluşmaları"

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, bölgedeki tüm kriz ve problemlerin, savunma sanayinde atılan adımların ne kadar hayati olduğunu gösterdiğini söyledi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Türkiye'nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul iş birliğiyle düzenlenen "4. Savunma Sanayii Buluşmaları" kapsamında, savunma sanayinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla "Milli Teknoloji Hamlesi'nin Türkiye'nin Teknolojik Dönüşümüne Etkisi" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz'un yaptığı panelde, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Altınay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Altınay ve STM Thinktech Koordinatörü Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan konuşmacı olarak yer aldı.

"Önceliğimiz savunma sanayindeki başarı hikayesini diğer sektörlere yaygınlaştırmak"

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır, panelde yaptığı konuşmada, kritik tüm platformlarda, kritik tüm bileşenleri yerli ve millileştirme konusunda büyük bir çaba ve gayret içerisinde olunduğunu belirterek, savunma sanayinde kritik eşiğin aşıldığına inandığını ifade etti.

Bölgedeki tüm krizlerin ve problemlerin savunma sanayinde atılan adımların ne kadar hayati olduğunu gösterdiğini belirten Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi sürecinde politikalarımızın önceliği savunma sanayindeki başarı hikayesini diğer sektörlere yaygınlaştırmak. Türkiye sadece savunma sanayinde değil, tüm teknoloji alanlarında kritik ürünlerini yerli ve milli olarak geliştirebilmek ve öz yeterliliğini bugünkünden daha ileri bir noktaya taşımak zorunda. Bunun için pek çok politikayı eş zamanlı olarak hayata geçirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile Türkiye'nin teknoloji seviyesi yüksek sektörlerde hangi ürünleri öncelikli olarak üretmesi gerektiğine dair bir çalışma yaptıklarını aktararak, 919 öncelikli ürünü listelediklerini söyledi.

Milli Teknoloji Hamlesi'nin önündeki en büyük riskin rehavet olduğunu anlatan Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi'nden vazgeçmememiz lazım. Hayatta aldığımız kararlar nihayetinde 'keşkeler' ve 'iyikiler' biriktiriyor. Geriye dönüp baktığımda 'iyi ki TEKNOFEST'i başlatmışız' diyorum. 2018'de 4 bin takım yarışıyordu, bu yıl 149 bin takımda 750 bin genç yarışacak. Bir yandan da 'keşke Türkiye'de TEKNOFEST'ler 90'larda başlasaydı' diyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Kacır, Türkiye'nin milli insansız hava araçlarının bütün dünyanın gıptayla izlediği projeler olduğunu belirterek, Türkiye'yi bugünlere taşıyan iradeye sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

"Devletlerle çok uluslu şirketler arasındaki kavganın en büyük sebebi veri"

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ise dijitalleşmenin bütün sektörleri etkilediğini söyledi.

E-devlet'in Türkiye'deki en büyük platform olduğunu kaydeden Koç, "59,2 milyon kişinin kullandığı bir platform e-devlet kapısı. Geçen sene 3 milyar adet sisteme giriş yapıldı. Vatandaşlarımız 3 milyar kez zamandan ve mekandan bağımsız olarak 7-24 olarak hizmetlerini alabildiler. Kişisel olarak imza atmanızı gerektirmeyen bütün işleri artık e-devlet'ten yapabiliyorsunuz. 2008 yılında açtık biz e-devleti açtığımızda 22 hizmet vardı şu anda 6 bin 500'ün üzerinde hizmetimiz var. E-devletle ilgili olarak yüzde 95 oranında bir memnuniyet var. Alışılmış olan hizmetlerin bu kadar hızlı bir şekilde yapılması onları çok memnun ediyor." diye konuştu.

Verinin önemine değinen Koç, devletlerle çok uluslu şirketler arasındaki kavganın en büyük sebebinin veri olduğunu vurguladı.

Koç, "Milli Teknoloji Hamlesi ile biz Dijital Dönüşüm Ofisi olarak Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalacak diyoruz. Milli ruhu sadece savunma sanayisinde İHA'lar üreterek değil de verilerimizden bir değer üreterek de başarabileceğimize inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Birlikte iş yapabilme felsefesini çok önemsiyoruz"

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, birlikte iş yapabilme felsefesini çok önemsediklerinin altını çizerek, "SAHA İstanbul'un da oluşma felsefesinin altında bu var. Bu, 700'ün üzerinde paydaş ve içinde akademik paydaşların da bulunduğu bir yapı." dedi.

Üniversite sanayi iş birliği konusunda çok önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Mandal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu alanda yaptığımız çalışmalardan bir tanesi Sanayi Doktora Programı. Programda şu anda bin 162 doktora öğrencimiz yer alıyor. Bu programda ilk diyebileceğimiz bir özellik var. Geçmişteki programların en önemli özelliği doktora esnasında bu araştırmanın bir sanayi tarafından desteklenmesiydi. Buradaki beklenti de üniversite ile sanayi arasındaki ilişkiydi. Bizim şu anda başlattığımız programda 1.162 doktora öğrencimizin en büyük özelliği, bu öğrencilerimiz doktorayı tamamladıktan sonra özel sektörde çalışacak olmasıdır. Proje tabanlı başlayan iş birliği o proje tamamlandığı zaman sona eriyor. İnsan bazlı ilerlemek daha sürdürülebilir. Bu arkadaşlarımız doktora bitse bile o firmada çalışmaya devam edeceği için daha sürdürülebilir bir ilişki söz konusu."

STM Thinktech Koordinatörü Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan da TEKNOFEST'in bir uyanış sağladığını belirterek, yarının bilim insanlarının TEKNOFEST'ten çıkacağını ifade etti.

Altınay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Altınay ise Milli Teknoloji Hamlesi ile birlikte Türkiye'nin gelecekteki teknolojiye egemen olma stratejisine hep beraber sarılarak yürümek gerektiğini söyledi.

"Milli Teknoloji Hamlesi'nin Türkiye'nin Teknolojik Dönüşümüne Etkisi" panelinin ardından savunma sanayi alanındaki birçok ana üretici firmanın katılımıyla "Savunma Sanayii Tedarikçi Buluşması" gerçekleştirilecek.