2009 finansman sıkıntısıyla geçti, 2010 umut veriyor
Küresel krizin damgasını vurduğu 2009 yılı, KOBİ’ler açısından da zorlu bir yıl oldu.
Bu dönemde finansman kaynaklarına ulaşmakta zorlanan pek çok şirket, mevcudu korumak isteyen bankalarla karşı karşıya kaldı. Ancak son aylarda gözlemlenen ‘kıpırdanma’, 2010’un 2009’dan daha iyi geçeceği yönündeki beklentileri artırdı. Krizde ayakta durmayı başarmış, yapısal sorunlarını aşmış KOBİ’ler 2010’da bankaların en iyi müşterisi olacak.
TÜM dünyada olduğu gibi 2009 yılında Türkiye ekonomisine de yön veren küresel ekonomik olgusu oldu. Krizin kendisi kadar ‘korkusu’ bile iş yapış şekillerini değiştirirken, tam da büyüme döneminde finansman sıkıntısı ile karşı karşıya kalan KOBİ’ler (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) açısından 2009 ‘yorucu’ bir yıl oldu. Bir yandan mevcut yapıyı ayakta tutmak, bir yandan büyümek için başlanan yatırımlarını tamamlamak isteyen KOBİ’ler, bankacılık sektörünün ‘gözdesi’ iken sıkıntıyı en çok hisseden kesim oldu. Ancak 2009 yılı giderayak, karamsarlığın dağılıp ‘temkinli’ de olsa iyimser beklentiler doğurdu.
2009’dan daha iyi olacak
Kriz dönemi olmasına karşın para musluklarının ‘akmasa da damlaması’ KOBİ’ler ile finansman kuruluşlarıyla bağlantının bir şekilde devam ediyor olması 2009’un avunulacak taraflarından biri. Ancak bunun da ötesinde yıl son dönemine ait bilançoların önceki dönemlere göre ‘bir nebze’ de olsa iyileşmesi 2010’a ilişkin umutların en büyük dayanağı. Başka Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin olmak üzere, yapılan yorumlar “2010 çok belirgin olmamakla beraber 2009’dan daha iyi geçeceği” yönünde.
İştah yeniden artıyor
Bankacılık sektöründe şimdiden kıpırdanma başlamış olması, bankacıların da önceki dönemlere göre çok daha cesaretli ifadeler kullanmasına neden oluyor. Başta bankacılık sektörü olmak üzere, önümüzdeki dönemde daha güçlü büyüyeceği öngörülen ekonomiye destek vermekte iştahlı görünüyor. Bankacılık sektörünün kredilerinde 2010 yılında yüzde 12 ile 15 arasında büyüme beklenirken, bunun önemli bir bölümünün KOBİ’lere gideceği söyleniyor. Son zamanlar da KOBİ’lere yönelik reklamlardaki artış da bu görüşleri destekliyor.
Tedirginlik azalmaya başladı
Son aylarda kredilerde bir miktar hareketlenme yaşansa da, krizin şiddetini hissettirdiği dönemde hemen hemen hiç artmadığı biliniyor. Bankaların ‘mevcudu koruma’ gayretiyle, özellikle Eylül 2008 ile Mart 2009 döneminde azalttığı bilinirken, yılın sonuna doğru bu tedirginliğin bir miktar da olsa azaldığı gözleniyor. Eylül 2009 itibarıyle 376 milyar TL olan toplam portföyün yüzde 45’i ticari ve kurumsal, yüzde 33’ü bireysel kredilerden oluşurken, KOBİ’ler bu pastadan yüzde 22 (82 milyar TL) pay alabildi.
Bir dizi hazırlık yapılıyor
Bankaların tedirginliğini artıran en önemli unsur, Eylül 2008’de yüzde 3.1 iken, Eylül 2009’da yüzde 5.3 düzeyine yükselen takibe dönüşüm oranı oldu. Bu oranın KOBİ’lerde yüzde 7.6’yı bulması bankaların mevcudu koruma gayretini artırırken, 2010’a ilişkin beklentilerdeki ‘temkinli duruş’un da nedeni. Ancak kriz yılını oldukça başarılı atlatan, yüzde 20’yi aşan sermaye yeterlilik rasyosu ile 2010’a güçlü hazırlanan bankalar, KOBİ’ler için de bir dizi hazırlık yapıyor.
100 işletmeden 98.8’i KOBİ
TÜRKİYE’de ‘istihdamın ve üretimin belkemiği’ olarak görülen KOBİ’ler ülkemizde tüm işletmelerin yüzde 98.8’ini, toplam istihdamın yüzde 76.7’sini, toplam üretimin yüzde 38’ini oluşturuyor. Buna karşın KOBİ’ler, finansman kaynaklarından yeterince pay alamamaktan yakınıyor. BDDK verilerine göre Eylül 2008 ile Mayıs 2009 arasında KOBİ kredilerinde yüzde 16’lık bir azalma olduğuna dikkat çeken Denizbank İşletme ve Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun ise, bu konuda şunları söyledi: “Bu küçülmenin nedenleri arasında KOBİ’lerin piyasayı net olarak göremelerinden dolayı yeni yatırım yapma konusundaki çekimser tutumlarını ve krizinde etkisi ile oluşan mali yapılarındaki bozulmaları sayabiliriz. En kötü dönemlerin geride kaldığını, bundan sonraki süreçte hem kredi tutarının artmaya başlaması, hem de sorunlu kredi oranındaki artış hızının yavaşlamasıyla sorunlu kredi tutarlarının da azalacağını düşünüyoruz.”
2010’da umudun adı: KGF oldu
YENİ yıla, yeni döneme kendini hazırlayabilen KOBİ’ler için 2010 yılının daha kolay geçebileceğini söylemek mümkün. Teminat sıkıntısı çeken KOBİ’ler için de Kredi Garanti Fonu (KGF) bir avantaj olarak gösteriliyor. Kriz nedeniyle sıkıntıya giren KOBİ’leri rahatlatmayı amaçlayan bu fona, 20 bankanın 10 bine yakın şubesiyle katılması 2010’a ilişkin iyimserliği destekliyor. Yapı Kredi Perakende Bankacılık Pazarlama Grupları Başkanı Hakan Kaplan’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle oldu: “KGF kredi musluklarını açan bir düğme olacak. KOBİ’lerden çok büyük bir talep bekliyoruz. Sıkıntıya giren firmaların ayağa kalkması için önemli bir adım olacak. KGF teminatıyla kredi kulladırımının başvuru süreçleri de basitleşti.”
Son Dakika › Ekonomi › 2009 Sıkıntıyla Geçti, 2010 Umut Veriyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?