Bildiride, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde başlayan Arap uyanışının, tarihsel bir dönüm noktası olarak bölgede köklü siyasal ve toplumsal değişimler başlattığı, geleceklerini şekillendirme iradesine sahip çıkan milyonların, barışçıl ve sivil yöntemlerle ülkelerinde çoğulcu demokrasilerin kurulması için riskler aldığı ve önemli kazanımlar elde etmeyi başardığı belirtildi.
Arap dünyasının "kalbi" olarak bilinen Mısır'da, toplumun geniş kesimlerinin katılımı ile anti-demokratik ve baskıcı yönetimin yenilgiye uğratıldığı ve ilk serbest seçimlerin yapılması ile birlikte hukukun üstünlüğü ve eşit siyasal katılıma dayalı demokratikleşmenin temellerinin atıldığı kaydedilen bildiride, "Ancak ülkedeki statükonun önemli aktörlerinden olan silahlı kuvvetler, 3 Temmuz 2013'te yönetime el koyarak, demokratikleşme çabalarına darbe indirmiştir. Serbest ve saydam seçimlerle her türlü görüşten siyasal oluşum ve partilerin katılımıyla yapılan seçim sonuçları yok sayılmıştır. Mısır'da yönetime el koyan ordu, kurduğu geçici hükümet marifetiyle medyaya kısıtlamalar getirmiş, gazete ve televizyonlar kapatılmış, muhalefet partilerinin liderleri gözaltına alınmış ve seçimle gelen Cumhurbaşkanı hapsedilmiştir" denildi.
Bu gelişmeler karşısında, "meşru siyasi kazanımlarını savunmak isteyen" kitlelerin meydanlarda barışçıl protestolara başladığı, hiçbir şiddet yöntemine başvurmadan ülkede demokratikleşme sürecinin yeniden başlaması çağrısında bulundukları kaydedilen bildiride, şu görüşlere yer verildi: "Cunta destekli geçici yönetimin emriyle güvenlik güçlerinin 14 Ağustos 2013'te evrensel insan hakları çerçevesinde protestolarını sürdüren sivillere yönelik acımasız saldırısında, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda insan hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Sivillere yönelik bu saldırı, Orta Doğu'nun kaderini değiştirecek demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devletini kurumsallaştırma çabalarına yönelik gayrimeşru bir müdahaledir ve lanetlenmelidir. Mısır'da sivillere yönelik saldırı ve katliamı kınamak ve lanetlemek bir aydın sorumluluğudur. Bu çerçevede tarihsel süreç içerisinde farklı medeniyetlerin doğduğu, din, dil, mezhep ve etnik aidiyet bakımından dünyanın en çoğulcu bölgesi olan, Orta Doğu'nun önemli ülkelerinden Mısır'da gerçekleşen darbeyi ve cuntanın sivillere saldırılarını kınıyor ve lanetliyoruz. Dünya kamuoyunu ve bilhassa aydınları vicdani ve ahlaki sorumluluklar çerçevesinde Mısır'daki katliamı kınamaya, meşruiyeti olmayan darbe yönetimine karşı ülkede demokratik düzene dönülmesi yönünde tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz."
BİLDİRİYE ŞU İSİMLER İMZA ATTI:
"Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Karahan, Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Ali Sürmen, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Bezmialem Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer."
Son Dakika › Eğitim › 18 Rektör'den Mısır Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?