İran ve Batı ülkeleri arasında yıllardır kesintilerle devam eden nükleer müzakerelerin son turunda kritik bir eşik aşıldı.
Taraflar arasında, İran'ın nükleer programını büyük oranda yavaşlatması karşılığında, Tahran'a yönelik yaptırımların kaldırılmasını öngören 'çerçeve anlaşması' imzalandı.
İran, İsviçre'nin Lozan kentinde varılan anlaşmada yer alan nükleer programıyla ilgili maddelere uyarsa, 30 Haziran'da nihai anlaşma imzalanacak ve ekonomik yaptırım yükünden kurtulma fırsatı bulacak.
Uzmanların konuya bakışı ise, "İran ülkedeki siyasi iradenin onay vermesi halinde nükleer silah üretebilecek kapasiteye sahipti. Müzakereler sonrasında dünkü taslakta gördüğümüz maddeler, eğer hayata geçerse, İran'ın bu hedefini öngörülür bir sürede engelleyecek. Oldukça güçlü ve etkili maddeler var." ve "Hem iç hem de dış baskılara rağmen böyle bir anlaşmaya varıldı. Dolayısıyla bu anlaşma büyük bir başarıdır. İsrail'in anlaşmadan duyduğu rahatsızlık da sürecektir. Çünkü İsrail için anlaşmanın teknik detayının pek bir önemi yok. İsrail'e göre İran ile yapılacak en iyi anlaşma bile en kötü anlaşmadır." şeşklinde oldu.
ANLAŞMANIN TEKNİK MADDELERİ
Müzakerelerde varılan anlaşmaya göre atılması gereken adımlar şu şekilde:
1- İran, nükleer bomba yapmak için uranyum zenginleştirilmesinde kullanılabilen santrifüjlerini yaklaşık 3'te 2 oranında azaltmayı kabul etti. Haziranda varılacak anlaşmayla, İran'ın şu anki 19 bin civarındaki santrifüjlerinin sadece 5 bin kadarının faaliyet gösterilmesine izin verilecek.
2- İran, uranyum zenginleştirmesini, 15 yıl boyunca, nükleer silah yapmaya yetmeyecek düzey olan yüzde 3,67 ile sınırlayacak ve zenginleştirilmiş uranyum stokunu da 10 bin kilogramdan 300 kilograma düşürecek. Kalan tüm santrifüjler ile zenginleştirilmiş altyapılar ise Uluslararası Atom Enerji Kurumu'nun (UAEK) izlediği depolarda tutulacak ve bunlar, sadece işleyen santrifüjler ile ekipmanın değiştirilmesinde kullanılacak. Nükleer silaha sahip olmak için yüzde 90 oranında zenginleştirilmiş uranyum gerekiyordu. Tehlike sınırı ise yüzde 20 olarak belirtiliyordu. Anlaşılan oran, Batı'nın istediği oranı karşılıyor.
3- İran'ın şu anda bir tane nükleer bomba yapmak için yeterli materyale ulaşma süresi 2-3 ay iken, bu zaman en az bir yıla çıkarılacak.Çerçeve anlaşmasına göre İran, 15 yıl boyunca uranyum zenginleştirilmesi amacıyla yeni bir tesis de inşa etmeyecek.
4- Anlaşma kapsamında İran, Fordo'daki tesisini en az 15 yıl uranyum zenginleştirmek için kullanmayacak, sadece barışçıl amaçlara yönelik bir tesis haline getirecek. İran ayrıca, bu tesiste 15 yıl boyunca uranyum zenginleştirilmesiyle ilgili Ar-Ge faaliyetleri yürütmeyecek ve nükleer fizyona girebilen "fisiyon" maddesi bulundurmayacak.
5- Uzlaşı noktasında, İran 10 yıl boyunca sadece Natanz nükleer tesisinde ve sadece birinci nesil 5 bin 60 IR-1 ile uranyum zenginleştirebilecek, uranyum zenginleştirmedeki daha gelişmiş santrifüjleri ise UAEK'in denetimindeki depolara kaldıracak. İran, "IR-2, IR-4, IR-5, IR-6 veya IR-8" olarak adlandırılan modellerdeki santrifüjleri ise uranyum zenginleştirmek için en az 10 yıl boyunca kullanmayacak ve gelişmiş santrifüjleriyle sadece sınırlı Ar-Ge yapabilecek.
6- İran'ın nükleer faaliyetlerinin izlenebilmesi ve şeffaflığın sağlanabilmesi açısından UAEK'in, Natanz ve Fordo dahil İran'ın nükleer tesislerine düzenli girişi olabilecek. Müfettişlerin İran'ın nükleer programının tedarik zincirine, uranyum madenlerine de erişimi olacak. İran, UAEK'in şüpheli gördüğü veya gizli tesis olduğu iddialarının yer aldığı noktaları inceleyebilmesine olanak vermesi zorunluluğu getirilecek. İran, UAEK'ye daha fazla erişim ve bilgi sağlayan UAEK'in ek protokolünü uygulamayı da kabul etti.
7- İran, P5+1 ile karar kılınan dizayna göre ve nükleer silah elde etmeye uygun plütonyum üretmeyecek şekilde Arak'taki ağır su reaktörünü yeniden inşa edecek. Reaktörün, silah yapmaya uygun plütonyum üreten orijinal ana kısmı ise imha edilecek ve ülkeden çıkarılacak.
8- İran bu reaktördeki kullanılmış yakıtları ülkeden gönderecek, kullanılmış nükleer yakıtı geliştirme ve yeniden üretme işlemlerine girmeyecek. İran ayrıca 15 yıl boyunca ek bir ağır su reaktörü de inşa etmeyecek.
9- İran'ın bu taahhütlere uyması halinde ise ülkeye yönelik bazı yaptırımlar kaldırılacak. UAEK'in İran'ın nükleerle ilgili tüm kilit adımları attığını teyit etmesinin ardından ABD ve AB'nin, İran'a, nükleer programına yönelik getirdiği yaptırımlar askıya alınacak. BM Güvenlik Konseyi'nin de İran'ın nükleer meselesiyle ilgili tüm geçmiş yaptırımları, İran'ın kilit kaygıları gidermesiyle eş zamanlı olarak kaldırılacak. Ancak, hassas teknolojilerin transferiyle ilgili bölümler yeni bir BM Güvenlik Konseyi tasarıyla tekrar düzenlenecek. İran'ın herhangi bir zamanda taahhütlerinden cayması halinde ise bu yaptırımlar geri yerine getirilecek.
"ŞANSLARINI ERİTECEK"
ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry, dün anlaşmadan sonra yaptıkları konuşmada, varılan anlaşmanın İran'ın nükleer kapasitesini büyük oranda eriteceğini ve nükleer silaha sahip olma şansını ortadan kaldıracağını belirtti.
Batı ülkeleri ve İsrail yıllardır Tahran'ın nükleer silah yapmaya çalıştığını ve mevcut nükleer faaliyetleriyle buna çok yaklaştığını iddia ediyordu.
"MADDELER ÇOK GÜÇLÜ VE ETKİLİ"
Anlaşmanın teknik maddelerini Al Jazeera Türk'e değerlendiren MEF Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu, üzerinde anlaşmaya varılan maddelerin 'çok güçlü ve etkili' olduğunu ve İran'ın nükleer silah elde etme kapasitesini ciddi anlamda azaltacağı görüşünde:
"İran ülkedeki siyasi iradenin onay vermesi halinde nükleer silah üretebilecek kapasiteye sahipti. Müzakereler sonrasında dünkü taslakta gördüğümüz maddeler, eğer hayata geçerse, İran'ın bu hedefini öngörülür bir sürede engelleyecek. Oldukça güçlü ve etkili maddeler var. Daha önce İran uluslararası topluma bildirmediği nükleer tesislerde faaliyetler yürütüyordu. Bu sorun çözülüyor. Denetleme konusunda da İran büyük sorunlar çıkarıyordu. Şimdi UAEK'e denetleme için muazzam yetkiler tanınıyor. Ancak burada önemli olan tarafların ortaya bir irade koyması ve bu maddeleri uygulamak için harekete geçmesidir"
"İSRAİL TATMİN OLMAZ"
Kibaroğlu "İsrail başka bir zaman diliminde ve boyutta yaşayan bir ülke. Çevresinde olan bitene bakmaktan ziyade yalnızca kendisine yönelik tehlikeleri dikkate alıyor ve bu konuda yüzde 1'lik bir riske bile tahammülü yok. İsrail bu konuya teknik ve somut meseleler çerçevesinden ziyade siyasi bir mesele olarak bakıyor." dedi.
"İSRAİL İKNA OLMAZ"
İran üzerine çalışmalarıyla bilinen Ortadoğu uzmanı Dr. Arzu Celalifer'e göre ise İran'ın nükleer silaha sahip olacağı endişesi uzun süredir Batı'nın değil İsrail'in gündeminde olan bir konu:
"Dünkü nükleer anlaşmadaki maddeler zaten üzerinde yıllardır konuşulan konular. Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Bu mesele uzun süre siyasi bir mesele olarak kaldığı için çözülemedi. Şu anda ise İran ve Batı arasında artık karşılıklı bir irade ortaya koyulduğu için bilinen maddeler üzerinde anlaşma ilan edildi. Hem iç hem de dış baskılara rağmen böyle bir anlaşmaya varıldı. Dolayısıyla bu anlaşma büyük bir başarıdır. İsrail'in anlaşmadan duyduğu rahatsızlık da sürecektir. Çünkü İsrail için anlaşmanın teknik detayının pek bir önemi yok. İsrail'e göre İran ile yapılacak en iyi anlaşma bile en kötü anlaşmadır."
Son Dakika › Dünya › Uzmanlar Tarihi Nükleer Uzlaşıyı Yorumladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (11)