Trump'dan Rusya ile Yakınlaşma - Son Dakika
Dünya
BBC

Trump'dan Rusya ile Yakınlaşma

Trump\'dan Rusya ile Yakınlaşma

Trump, Rusya ile ilişkileri güçlendirip, Ukrayna'nın topraklarını vermesi için baskı yapıyor.

07.03.2025 13:57

ABD Başkanı Donald Trump, yıllardır süren Amerikan dış politikasını değiştirerek Rusya'yla yakınlaşıyor.

Ukrayna savaşını sona erdirmek için barış anlaşması meselesinde Putin ile saf tuttu ve Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy'ye topraklarını işgal eden Rusya'nın sert koşullarını kabul etmesi için baskı yapıyor.

Aynı zamanda Avrupalı müttefiklerine de Washington'ın savunmalarını desteklemeye devam etmesini beklememelerini söyledi.

Tüm bunlar Putin'e destek sinyalleri yolluyor ve ABD'nin yeni bir büyük diplomatik stratejiye girişip girişmediği sorusunu gündeme getiriyor.

Rusya'yı Çin'den uzaklaştırmak adına daha büyük bir plan mı var? Yoksa, Trump'ın davranışları kişisel duygularıyla ve Putin ile yakınlığıyla açıklanabilir mi?

Trump yönetimi Rusya ile nasıl saf tuttu?

Rusya'ya doğru büyük dönüşün ilk işaretleri 12 Şubat'ta, Trump'ın Rusya lideri Vladimir Putin ile yaptığı 90 dakikalık telefon görüşmesiyle başladı.

Daha sonra Trump, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy'ye bir barış anlaşmasını kabul etmesi için baskı yaptı ve Rusya'ya toprak vermesi çağrısında bulunurken, ABD'den Ukrayna'ya herhangi bir güvenlik garantisi verilmedi.

Trump, Putin ile yaptığı telefon görüşmesi için "Birlikte çalışma konusunda uzlaştık, çok yakında birbirimizin ülkesine ziyaretler de dahil" dedi.

Trump ayrıca, Ukrayna'nın savaştan sonra NATO üyesi olamayacağını söyledi. Selefi Joe Biden Ukrayna'ya bu sözü vermişti ve Rusya şiddetle karşı çıkmıştı.

Trump o zamandan beri Zelenskiy'e "kabiliyetsiz" ve "diktatör" gibi yakıştırmalarda bulunurken, Ukrayna liderine Beyaz Saray'da Ukrayna'nın "bu savaşı hiç başlatmamış olması gerektiğini" söyledi. Bunlar, Putin'in daha önce söylediklerine benzer sözlerdi.

Trump, savaşın ardından barış gücü rolü oynamak isteyen Avrupa ülkelerine Amerikan desteği vermeyi reddetti. Rusya da, Ukrayna'da Batılı birliklerin bulunmasına doğrudan karşı çıktı.

ABD ayrıca, Ukrayna Savaşı'nın üçüncü yıl dönümünde Birleşmiş Milletler'de yapılan oylamalarda Rusya'dan yana tavır koydu ve işgal nedeniyle Moskova'yı kınamayı reddetti.

ABD, Çin'den uzaklaştırmak için mi Rusya'ya kur yapıyor?

Rusya'ya yakınlaşan ve Avrupalı müttefiklerinden uzaklaşan bu hamleler, 80 yıllık Amerikan dış politikasının alt üst olması demek. Ancak bunun yeni bir dış politika stratejisi anlamına gelip gelmediği hala net değil.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, muhafazakâr haber sitesi Breitbart'a 25 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Başkan Trump ve yönetiminin, Rusya ve Çin arasındaki bağları zayıflatmayı amaçladığını söyledi.

Rubio, "Rusya'nın kalıcı bir şekilde Çin'in küçük ortağı olduğu, onlara bağımlı oldukları için Çin ne derse onu yaptığı bir durum, Rusya, Amerika, Avrupa ve dünya için iyi bir sonuç değil" dedi.

Bunun ABD için tehlikeli olacağını vurgulayan Rubio, "çünkü burada ABD'ye karşı ittifak yapmış iki nükleer güçten bahsediyoruz" diye konuştu.

Rubio ayrıca, ABD'nin Çin'in inşa ettiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi adlı küresel ticaret ağına meydan okumanın yollarını arayacağını da vurguladı.

Çin ise Rubio'nun sözlerine sert tepki gösterdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Li Jian "ABD'nin Çin ve Rusya arasına anlaşmazlık tohumları atma girişimi başarısız olmaya mahkumdur. Çin ve Rusya'nın uzun vadeli kalkınma stratejileri ve dış politikaları var" dedi.

Rubio'nun ortaya koyduğu, Çin'i zayıflatmak için Rusya'yı ABD'ye doğru çekme stratejisi, eski ABD Başkanı Richard Nixon'ın Çin'i Sovyetler Birliği'nden uzaklaştırmaktaki diplomatik zaferinin tam tersi gibi.

Nixon, Çin ile ilişki kurarak Rusya'yı tecrit etmişti. Trump ise Rusya'yla ilişkisiyle Çin'i tecrit edebilir. Yorumcular bu hamleleri "tersine Nixon" ya da "tersine Kissinger" planı olarak adlandırıyor.

Nixon, ulusal güvenlik danışmanı Henry Kissinger'ın yönlendirmesiyle 1972'de Çin ile bir anlaşma imzalamış ve o dönem her ikisi de komünist parti yönetimindeki iki ülkenin on yıllar boyunca ABD'ye düşmanlıkta birleşmesine son vermişti.

Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi Rubio'nun planı için "Beyaz Saray ve Çin karşıtı şahinler, Çin'i dünyadan izole etmek ve artan küresel varlığına zarar vermek için Rusya ile birlikte çalışabileceklerine inanıyor" diyor.

London School of Economics'te misafir öğretim üyesi Klaus Welle "ABD, Rusya'nın Çin için bir hammadde kolonisine dönüşmesini istemiyor. Yani, kaynaklarını Çin'e çok ucuza satıyorlar ve bu da Pekin'e ABD üzerinde bir avantaj sağlıyor" diyor.

Ancak, İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden Dr. Dana Allin, Trump'ın bu stratejiye kendi ağırlığını tam olarak koymayacağı görüşünde.

"Trump'ın düşünce yapısına yabancı bir durum değil hatta mümkün olabileceğini bile düşünüyor olabilir. Fakat bu Marco Rubio ve diğer geleneksel Cumhuriyetçi dış politika oyuncularından geliyor ve bu ekip Beyaz Saray'da sürücü koltuğunda değil."

'Tersine Kissinger' stratejisi işe yarayabilir mi?

ABD, Rusya ile Çin'in arasını açmaya çalışırken zorlanabilir.

İki ülke 2022'de Ukrayna'nın işgalinden günler önce "sınırsız" dostluk ilan etmiş ve aralarındaki ticarette patlama yaşanmıştı.

Çin açık ara ile Rus ham petrolünün en büyük alıcısı. 2024'te 62 milyar dolarlık petrol satın aldılar. Rusya, 2021'de bu miktarın sadece üçte ikisini ihraç ediyordu. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden sonra Batılı ülkeler Rus petrolüne ambargo koydu ve Çin'in satın alabilmesi için geriye daha çok petrol kaldı.

Çin ayrıca Rusya için yüksek teknoloji ihracatında vazgeçilemez bir ortak. Bunlara bilgisayar çipleri ve birçoğu silahlarda kullanılan yarı iletkenler de dahil. ABD'li düşünce kuruluşlarına göre Rusya'nın çip ithalatının çok büyük bir çoğunluğu Çin'den geliyor.

Şanghay Küresel Yönetim ve Saha Çalışmaları Akademisi'nden Profesör Yang Cheng, "tarihi güvensizlik ve ideolojik farklılıklar" nedeniyle Rusya ve ABD'nin tam anlamıyla müttefik olmasının zor olduğu görüşünde.

Cheng'e göre "Rusya ABD dış politikasının tek taraflı bir entstrümanı olmak yerine stratejik otonomisini koruyacaktır".

İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Dr. Henrik Watchmeister ise "ABD'nin yakınlaşmalarına Putin'in bir süre karşılık vereceğini tahmin ediyorum fakat Çin ile ticaret ilişkisini, ABD'nin önereceği hiçbir şeyle değişmek istemeyecektir" diyor.

Dr. Watchmeister ayrıca "Rusya ve Çin kaynaklar anlamında doğal müttefikler. Mesele petrol ve doğalgaz işine gelince de rakipler" diye ekliyor.

Trump şahsi nedenlerle mi Rusya ile saf tutuyor?

Dr. Dana Allin, Trump'ın Rusya ve Putin'e yakınlaşmasındaki motivasyonun diplomatik strateji değil, ilk başkanlık döneminden bu yana "aşırı derecede kişisel" olduğunu söylüyor.

Rusya, Trump'ın ilk olarak Beyaz Saray'a gittiği seçim kampanyasına müdahale etmekle, Trump ve ekibi de işbirliği yapmakla suçlanmıştı.

Trump, Zelenskiy ile Beyaz Saray'da geçtiğimiz günlerde yaptığı görüşmede Putin için "Onu uzun süredir tanıyorum. Birlikte Rus uydurmasına katlanmak zorunda kaldık" dedi.

Dr. Allin "Trump kendisini bir cadı avının kurbanları olarak Putin ile aynı gemide görüyor" diyor.

London School of Economics'ten Welle de "Trump ile Rusya arasında iyi bağlantılar olduğunu biliyoruz. Bu orada yaptığı Miss World güzellik yarışmasına kadar gidiyor ve Rusya'nın yaptığı yatırım Trump'ın emlak projelerini ayakta tutmuştu. Rusya'yla hep iyi deneyimleri var" diye ekliyor.

Kaynak: BBC

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
BBC

Advertisement