Sosyal Demokratlar Almanya'nın Uyum Politikasını Eleştirdiler

Almanya'nın Köln kentinde Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu'nun (HDF) düzenlediği sempozyumda Türk sosyal demokratlar Almanya'nın göç ve uyum politikalarını eleştirdiler. Leonardo Otel'deki toplantıda HDF Genel Başkanı Ahmet İyidirli, Almanya'da son zamanlarda yaşanan göçmenlerle ilgili tartışmaların uyumla ilgili olmadığını ifade etti. İyidirli, 'Bu tartışmalar, toplumda etnik ve dinsel kökenlerinden bağımsız belli değerleri kabul eden ve savunan insanlarla o değerleri reddeden insanlar arasında toplumsal ve siyasal çatışmadır. Bu, Alman-Türk veya Hıristiyan-Müslüman tartışması değildir. Çağdaş ve insana saygı duyan değerlerle insana saygısız değerler arasındaki çatışmadır. Bunu çoğunluk toplumuna da anlatmak zorundayız' diye konuştu.

FARKLILIKLARIMIZ KABUL GÖRMELİ

Toplantıda LAGA Başkanı Tayfun Keltek göçmenler arasında işsizliğin fazla olduğuna dikkat çekti. Keltek konuşmasında göçmenlerin eğitimde fırsat eşitliği ve demokratik katılım konularında yaşadıkları sıkıntılara değindi. Keltek şunları söyledi: 'Her çocuk kendi yeteneğine göre eğitilmeli. Almanya'da iki konu fırsat eşitliğini engellemektedir. Çocuklara henüz 10 yaşındaki iken ileride hangi mesleği yapacağının kararını verdiriliyor. Oysa çocuklar onların yeteneklerinden yola çıkarak eğitilmelidir. Bizim çocuklarımız doğal iki dilli ve çok kültürlü. Bu yetenekler okullarda hiç dikkate alınmadığı gibi sanki, iyi eğitime engelmiş gibi gösteriliyor. Uyum artık Almanya'da kullanılmaması gereken bir terim. Çünkü Alman toplumu geçmişte uyumu 'Almandan daha Almancı olma' yani asimile olarak tasvir etti. Açıkça söylenmese bile şu an uyumdan beklenti o şekilde. Hiç kimse senin farklı olmanı istemiyor ve benimsemiyor. Yüz yıl önceki göçmenlik ve uyum konularını kafalarına takmışlar. Küreselleşmiş bir dünyayı dikkate almıyorlar.'

ÇOĞULCU TOPLUM AVRUPA İÇİN GERÇEKLİKTİR

HDF'nın sempozyumuna Türkiye'den katılan eski Kültür Bakanlarından Ercan Karakaş ise çoğulculuğun toplumlar için önemini anlattı. Ercan Karakaş AB'nin özünde, çok dilli ve çok kültürlü olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

'Buna karşın AB refah ve işsizlik sorunlarını çoğulculuk anlayışını bir tarafa bırakarak göçmen işçiler üzerinden çözmeye çalışıyor. 'Göçmenleri gönderirsek işsizlik sorununu çözeriz' gibi bir görüş yaymaya çalışıyorlar. Gerçek tabi ki böyle değil. Bütün araştırmalar gösteriyor ki Almanya'da göçmen işçilerden vazgeçmek mümkün değil. Avrupa'nın her şeyden önce kendi çok dilliliğini, çok kültürlülüğünü tespit etmesi lazım. Çok kültürlülük Avrupa'da yeteri kadar anlaşılamadı. Kültürlerarası diyalog insanlar var olduğu sürece devam edecek. Fakat bir kültürün başka bir kültür içinde erimesini istemek asimilasyondur. Kültürler birbirleriyle karşılaştıklarında biri diğerinden bazı unsurları içselleştirebilir. Bu da kültürlerin zenginliği demektir. Avrupa'da bir grup, söylemese dahi asimilasyon istiyor. Bunlar, geçmişte yaşanan bazı olayları ve ırkçılığı akla getireceği için açıkça ifade edilemiyor. Sonuçta tüm bu yanlışlar birlikte yaşama arzusunu azaltıyor. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı artıyor. Bunlarla mücadele etmek, ne kadar tehlikeli olduğunu toplumun geniş kesimlerini anlatmak gerek.'

YANLIŞ KANILAR VAR

NRW Uyum Müsteşarı Zülfiye Kaykın da konuşmasında göç ve uyum konusundaki yanlış kanılara değindi. Zülfiye Kaykın şöyle konuştu:

'Almanya'da göç ve uyumla ilgili hepimizi üzen tartışmalar yaşanıyor. Kimi zaman da önyargılar, yanlış bilgiler ve gerçek dışı iddialar bizi kızdırıyor. Artık Almanya bilinenin aksine eskisi kadar göç almamaktadır. Son yıllarda Almanya'dan göç edenlerin sayısı, gelenlerin sayısını geçmiştir. Bir başka yanlış kanı ise en fazla göçmenin Türkiye'den geldiğidir. Almanya'ya en fazla göçmen 2009 yılında Polonya, Romanya ve ABD'den gelmiştir. Türkiye 30 bin kişi ile Bulgaristan'ın hemen önünde 4. sırada yer almaktadır. Ayrıca çok sayıda insanın Almanya'dan Türkiye'ye göç ettiğini de göz ardı etmemek gerek. Bunların bir çoğu iyi eğitimli kişilerdir.'