Rusya'nın Dağıstan bölgesindeki ''Korku Evi''nde çıkan yangında, sandalyeye bağlı oldukları için kaçamayan iki genç kadın yanarak can verdi

Rusya'nın Dağıstan bölgesindeki Mahaçkale şehrinde, geçtiğimiz hafta sonu korkunç bir olay yaşandı. "Korku Evi" adlı bir kaçış odasında çıkan yangın sonucu iki genç kadın hayatını kaybetti.

Olayın kurbanları, 19 yaşındaki diş asistanı Asiyat ve 25 yaşındaki kişisel antrenör Madina'ydı. Asiyat, düğününden sadece beş gün sonra bu trajik olaya kurban gitti. Eşi Said'i de yanında götürmüştü.

Kaçış odasındaki senaryo gereği, Asiyat bir sandalyeye bağlanmış, Madina ise kelepçelenmişti. Oyunun bir parçası olarak motorlu testere de kullanılıyordu. Ancak işler kontrolden çıktı. Çalışanlardan biri, oyunu daha korkutucu hale getirmek isterken yanlışlıkla bir benzin bidonunu devirdi ve odayı alevler sardı.

İki kadın, karanlık ve kilitli odada mahsur kaldı. Çalışanlar anahtarları bulmakta zorlanırken, yan kafedeki müşteriler dumanı fark edip itfaiyeyi aradı. İtfaiye ekipleri zorla içeri girdi, ancak maalesef çok geçti.

Asiyat, arkadaşı Madina'yı kurtarmaya çalışırken karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. Madina ise vücudunun neredeyse tamamını kaplayan yanıklar nedeniyle hayatını kaybetti.

Asiyat'ın eşi Said de ağır yaralandı ve halen hastanede tedavi görüyor. Vücudunun yarısı yanmış durumda ve henüz eşinin öldüğünden haberi yok.

Bir görgü tanığı olayı şöyle anlattı: "Kızı korkutmak için önce kelepçelediler, sonra üzerine yanıcı madde döküp ateşe vermek istediler. Ama işler kontrolden çıktı ve kız gerçekten alev aldı. Arkadaşı onu kurtarmaya çalıştı ama başaramadı."

Bu trajik olay, eğlence amaçlı etkinliklerde bile güvenlik önlemlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Rus polisi olayla ilgili soruşturma başlattı ve sorumluların 10 yıla kadar hapis cezası alabileceğini açıkladı.

Bu üzücü olay, Türkiye'de de benzer eğlence mekanlarının güvenliğini sorgulatıyor. Uzmanlar, bu tür yerlerde acil çıkış planları, yangın söndürme ekipmanları ve personel eğitiminin hayati önem taşıdığını vurguluyor.