Pilot, iniş takımları açılmayan uçağı başarılı bir şekilde indirmeyi başardı

Polonya'da yaşanan olağanüstü bir havacılık olayı, günümüzdeki uçak kazalarıyla karşılaştırılınca yeniden gündeme geldi. 2011 yılında Polonya'nın başkenti Varşova'da, tekerlekleri açılmayan bir yolcu uçağının başarılı acil inişi, havacılık tarihine geçmişti.

Newark'tan Varşova'ya giden LOT Havayolları uçağında 231 yolcu bulunuyordu. Pilotlar iniş için yaklaşırken iniş takımlarının açılmadığını fark etti. Bunun üzerine bir saate yakın havaalanı çevresinde tur atarak yakıt tükettiler ve acil iniş için hazırlık yaptılar.

Canlı yayında milyonlarca kişi tarafından izlenen olay, pilotların ustalığı sayesinde mutlu sonla bitti. Uçak gövdesi üzerine başarılı bir iniş gerçekleştirdi. İniş sırasında kıvılcımlar çıkması ve küçük bir yangın başlamasına rağmen, yolcu ve mürettebattan hiç kimse zarar görmedi.

LOT Havayolları Başkanı Marcin Pirog, olaydan sonra yaptığı açıklamada, "Kabin ekibimiz yolcuları acil iniş için çok iyi hazırladı. Yolcular arasında panik yaşanmadı," dedi.

Bu başarılı iniş, geçtiğimiz Pazar günü Güney Kore'de yaşanan trajik uçak kazasıyla karşılaştırılıyor. Jeju Air'e ait uçak da benzer bir durumla karşılaştı ancak sonuç çok farklı oldu. Muan Uluslararası Havalimanı'nda yaşanan kazada 181 kişiden sadece 2'si hayatta kalabildi.

Havacılık uzmanı Julian Bray, iki olay arasındaki farkı şöyle açıkladı: "Polonya'daki uçağın iki motoru da çalışıyordu ve pilotların hazırlanmak için yeterli zamanı vardı. Ancak Güney Kore'deki uçak kuş çarpması nedeniyle bir motorunu kaybetti. Bu durum elektrik sistemlerini ve hidrolik sistemleri etkilemiş olabilir. Pilot çok zor bir durumda kaldı. İlk iniş denemesi başarısız olunca tekrar denedi, ama maalesef ikinci deneme felaketle sonuçlandı."

Bu iki olay, aynı teknik sorunla karşılaşan uçakların kaderinin, içinde bulundukları şartlara ve pilotların manevra yapabilme imkanlarına bağlı olduğunu gösteriyor. Polonya örneği, doğru hazırlık ve yeterli zaman olduğunda en tehlikeli durumların bile atlatılabileceğini kanıtlarken, Güney Kore'deki kaza, havacılıkta her saniyenin ne kadar önemli olduğunu acı bir şekilde hatırlatıyor.