Netanyahu'dan İran Açıklaması - Son Dakika
Son Dakika Logo
Dünya
BBC

Netanyahu'dan İran Açıklaması

Netanyahu\'dan İran Açıklaması
21.06.2025 19:22

İsrail, İran'ın silahlanma programını hedef alarak önleyici saldırılar düzenlediğini duyurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in geçen hafta önleyici saldırılar başlatmasının ardından, " İran'ın silahlanma programının kalbini vurduk" dedi ve ülkesinin hedeflerini ortaya koymuş oldu.

İran nükleer programının barışçıl olduğunda ısrar etse de İsrail uzun süredir İran'ı gizlice silah üretmeye çalışmakla suçluyor.

İsrail ise ülkenin nükleer silaha sahip olduğu iddiasını ne yalanlıyor, ne de doğruluyor. Ancak dünya yaygın olarak, İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğuna inanıyor.

Bunun nedeni, ifşaatlarıyla İsrail'in nükleer güç olma yolundaki gizli operasyonunu gün ışığına çıkaran bir isim.

Bu, onun yirmi yıla yakın bir süre hapsedilmesine yol açtı.

Ekim 1986'da Sunday Times gazetesi, İngiliz gazeteciliğinin en büyük atlatma haberlerinden biri olarak kabul edilen bir makaleyi, "Ortaya çıktı: İsrail'in nükleer cephaneliğinin sırları" başlığıyla yayınladı.

Kaynağı, İsrailli nükleer teknisyen Mordechai Vanunu'ydu ve Vanunu'nun ifşaatı ülkesinin nükleer kapasitesine ilişkin şüpheleri doğrulayarak, düşünülenden daha kapsamlı ve gelişmiş bir silah programına sahip olduğuna işaret etti.

Kudüs'ün karayoluyla yaklaşık 150 km güneyindeki Necef Çölü'nde bulunan gizli Dimona nükleer araştırma merkezinde çalışmıştı.

Gazete, İsrail'in dünyanın altıncı nükleer gücü haline geldiğini ve 200 kadar nükleer savaş başlığına sahip olduğunu yazdı.

Sunday Times için çalışan araştırmacı gazeteci Peter Hounam BBC'ye yaptığı açıklamada, "Gergindik, yorgunduk, oradaki çoğu insan daha önce hiç bu kadar büyük bir haber yapmamıştı" dedi.

Fakat Sunday Times'ın haberi yayınladığı gün, yani 5 Ekim'de, haberi dayandırdıkları kilit isim ortadan kayboldu.

Vatan haini mi, muhbir mi?

Hounam, Vanunu ile ilk kez o yılın Ağustos ayında Avustralya'nın Sidney kentinde tanışmış ve görünüşüne ve tavırlarına şaşırmıştı.

Hounam, "Vanunu'yu orada dururken gördüğümde - ufak tefek bir adam, hafifçe saçları dökülmüş, kendinden emin değil, çok rahat giyinmiş - kesinlikle bir nükleer bilim insanına benzemiyordu" diyor.

"Ancak Dimona'da gördüklerini dünyaya anlatmak için bir karar aldı ve bu onu harekete geçirdi" diye ekliyor.

1985'in sonlarında Vanunu, İsrail'in Filistinlilere yönelik muamelesinden ve nükleer silah geliştirmesinden hayal kırıklığına uğrayarak işinden ayrılmaya ve Asya'yı dolaşmaya karar vermişti.

İşten ayrılmadan önce nükleer tesiste, silah üretimi için radyoaktif madde çıkarma ekipmanı ve termonükleer cihazların laboratuvar modelleri de dahil cihazların fotoğrafları için iki rulo film harcadı.

Bu karar onu önce Londra'ya ve Sunday Times'a, ardından Roma'ya ve İsrail istihbarat servisi Mossad tarafından kaçırılmaya, sonra da İsrail'e ve uzun bir hapis cezasına götürdü.

Hounam, "İçinde film olmayan bir fotoğraf makinesini içeri soktuğunu ve daha sonra çorabının içine bir film koyarak gece geç saatlerde ve sabahın erken saatlerinde gizlice bazı fotoğraflar çekmeye başladığını anlattı. Çok ilginçti" dedi.

Sunday Times editörleri Hounam'dan Vanunu'yu Londra'ya geri getirmesini ve hikayesini daha detaylı anlattırmasını istediler.

Vanunu korkmasına rağmen İngiltere'ye uçmayı kabul etti.

Sunday Times onu Londra dışında gizli bir otele yerleştirdi.

Ancak huzursuz olmaya başladı ve Londra'daki bir otele yerleşti. Fakat bundan sonra işler beklenmedik bir hâl aldı.

Hounam o günleri şöyle hatırlıyor:

"O hafta sonu sokaklarda yürürken bir kadınla tanışmıştı. Onu birkaç kez görmüş ve birlikte sinemaya gitmişler. Ben de 'Bu kadının söylediği kişi olduğuna emin misin' diye sordum."

Londra'da kaldığı süre boyunca Hounam, Vanunu'nun güvenliği için giderek daha fazla endişelenmeye ve onu düzenli olarak kontrol etmeye başlamış.

Son konuşmalarını hatırlıyor:

"Bana, 'Sadece birkaç günlüğüne İngiltere'nin kuzeyine gidiyorum. Merak etme' dedi. Ben de ona, 'Bak, ne yaparsan yap, güvende olduğundan emin olabilmem için beni günde iki kez ara' dedim."

Bir ay sonra İsrail hükümeti Vanunu'nun gözaltına alındığını açıkladı.

Klasik bir 'bal tuzağı' operasyonunun kurbanı olmuş ve - bilinçsiz bir şekilde - bir tekneyle İsrail'e kaçırılmıştı.

İsrail'deki hapishaneden nakledilirken Vanunu, kaçırılmasıyla ilgili bazı ayrıntıları avucunun içine yazdı ve avucunu içinde olduğu aracın camına dayadı. Bu yolla dışarıda bekleyen gazetecilere bilgi verdi.

Londra'da kendisine turist süsü veren Cheryl Bentov adlı ABD doğumlu bir Mossad ajanıyla arkadaşlık yaptığını söyledi.

Onu 30 Eylül'de Roma'ya tatile gitmeye ikna etmiş.

Oraya vardığında uyutulmuş ve kaçırılmış.

Vanunu Mart 1987'de vatana ihanet ve casusluk suçlamalarıyla yargılandı ve 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cezanın yarısından fazlası hücre hapsinde geçirdi.

Vanunu, hapishanede kaydedilen bir röportajında, "Dünyaya neler olduğunu anlatmak istedim... Bu ihanet değil, İsrail'in politikasının aksine dünyayı bilgilendirmektir" dedi.

21 Nisan 2004 tarihinde serbest bırakıldı ve o tarihten beri İsrail'den ayrılmasına izin verilmiyor.

O zamandan beri tahliye veya şartlı tahliye koşullarını ihlâl ettiği için birkaç kez cezaevine geri gönderildi.

Vanunu 2009'da hapishaneye tekrar götürülmeden önce "18 yıldır benden hiçbir şey alamadınız; üç ayda da alamayacaksınız. Yazıklar olsun sana, İsrail" diye bağırdı.

Gizli anlaşma

Vanunu'nun ifşaatlarına kadar İsrail'in nükleer kapasitesi hakkında en yakın müttefikleri bile çok az şey biliyordu.

İsrail'in nükleer programına 1948'de İsrail devletinin kurulmasından kısa bir süre sonra başladığı düşünülüyor.

İsrail, 1960'larda nükleer silah malzemelerini üretmek üzere üretime geçtiği düşünülen Dimona tesisini inşa etmek için Fransa ile gizli bir anlaşma yaptı.

İsrail yıllarca buranın bir tekstil fabrikası olduğunu iddia etti.

Amerikalı müfettişler 1960'larda burayı birkaç kez ziyaret etti, ancak asansör boşluğu ve girişler tuğlalarla örülüp üzerleri sıvandığı için yeraltındaki katlardan habersiz oldukları bildirildi.

Washington merkezli Silah Kontrolü ve Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi'ne göre İsrail'in şu anda yaklaşık 90 nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin ediliyor.

Yine de İsrail nükleer kapasitesi konusunda resmi açıklama yapmıyor ve İsrailli liderler yıllar boyu sık sık "İsrail'in Ortadoğu'ya nükleer silahı getiren ilk ülke olmayacağını" söylediler.

1970 yılından bu yana 191 devlet, nükleer silahların yayılmasını önlemeyi ve silahsızlanmayı teşvik etmeyi amaçlayan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) katıldı.

Beş devletin - ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin - anlaşmanın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1967'den önce nükleer patlayıcı cihaz ürettikleri ve test ettikleri için silah sahibi olmalarına izin veriliyor.

İsrail anlaşmayı imzalamadı.

Vanunu İsrail'de yaygın olarak bir vatan haini olarak görülüyor, ancak onu bir "barış kahramanı" olarak nitelendiren destekçileri 2004 yılında serbest bırakılmasını kutladı.

Serbest bırakıldıktan sonra BBC'ye verdiği ilk röportajda "pişmanlık duymadığını" söyledi.

"Benim yaptığım şey gizli kapaklı neler olup bittiğini dünyaya duyurmaktı. Buraya gelip 'İsrail'i yok etmeliyiz, Dimona'yı yok etmeliyiz' demedim. Ellerinde ne olduğuna bakın ve kararınızı verin dedim."

Kaynak: BBC

Son Dakika Dünya Netanyahu'dan İran Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
BBC

Advertisement