Hollanda Başbakanı Mark Rutte, NATO'nun yeni genel sekreteri olarak resmen atandı.
İttifak üyesi 32 ülkenin daimi temsilcileri, Çarşamba günü Brüksel’deki Kuzey Atlantik Konseyi toplantısında Rutte’nin atanmasını oybirliğiyle onadı.
Rutte, daha önce görev süresi uzatılan Jens Stoltenberg’in Ekim ayı başında ayrılmasının ardından, NATO’nun yeni Genel Sekreteri olarak göreve başlayacak.
Rutte, Anders Fogh Rasmussen ve Jens Stoltenberg’den sonra bu göreve atanan üçüncü eski başbakan ve dördüncü Hollandalı siyasetçi olacak.
Peki, Türkiye’nin en büyük ikinci askeri güce sahip olduğu ittifakın yeni patronu Mark Rutte kimdir?
Doğu Hint Adaları’ndaki bir Hollanda şirketinin temsilcisi olan Izaac Rutte’nin 6 çocuğunun en küçüğü olan Mark Rutte, 14 Şubat 1967’de Lahey’de doğdu.
Çocukluktan itibaren piyano çalan Rutte’nin hedefi konservatuar eğitimi almaktı ancak daha sonra fikrini değiştirerek Leiden Üniversitesi Tarih bölümüne kaydoldu. 1992 yılında yüksek lisansını tamamlayan Rutte, Unilever şirketinde işe başladı.
Personel müdürlüğü ve insan kaynakları genel müdürlüğü gibi görevlerde bulunan Rutte, aynı zamanda “işverenlerin partisi” olarak bilinen liberal sağ Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi’nin (VVD) gençlik kolları başkanlığına seçildi.
Politikada hızlı bir yükseliş gösteren Rutte, 2002 yılında Hıristiyan Demokrat Başbakan Jan Peter Balkenende başkanlığındaki koalisyon hükümetinde sosyal işler ve istihdamdan sorumlu Devlet Bakanı oldu.
İkinci Balkenende hükümetinde eğitim, kültür ve bilimden sorumlu bakan olan Rutte, Geert Wilders ve Rita Verdonk gibi daha sert ve sağcı söylemelere sahip isimlerin yer aldığı VVD partisinde de öne çıkmaya başladı.
Hollanda’da göç karşıtı politikaları ilk kez dillendiren bakanlardan biri olan Rita Verdonk ile girdiği liderlik yarışını az farkla kazanan Rutte, 2006 yılında VVD lideri oldu.
Rutte, muhalefette kaldığı dört yılın ardından 2010 seçimlerinde VVD’yi ilk sıraya taşıdı.
Hükümet için yeterli çoğunluğu bulunmayan Rutte, VVD’den ayrılıp Özgürlük Partisi’ni kuran aşırı sağcı lider Wilders’in desteğiyle Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) ile birlikte azınlık koalisyonu oluşturdu.
Wilders’in 1,5 yıl sonra desteğini çekmesinin ardından birinci Rutte kabinesi düştü. 2012’deki erken genel seçimde büyük bir oy patlaması yapan Rutte, başkanlık ettiği ikinci koalisyon hükümetini sosyal demokrat İşçi Partisi ile kurdu. İkinci Rutte kabinesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en uzun süre iş başında kalan hükümet oldu.
Rutte, Türkiye ile yaşanan diplomatik krizin gölgesinde geçen 2017 seçimlerinde de başarısını sürdürdü. Üçüncü Rutte kabinesi, merkez sağ ve liberallerden oluştu.
Ancak Türkiye ve Fas kökenlilerin başını çektiği göçmenlere çocuk bakım ödeneği konusunda ayrımcılık yapıldığı skandalının ortaya çıkması üzerine 2021 yılında bu hükümet istifa etti.
Uzun pazarlıkların ardından liberalde merkez sağ dört parti, dördüncü Rutte hükümetini kurdu. Ancak Rutte’nin partisi VVD tarafından hazırlanan katı sığınma ve göç planı nedeniyle yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle 7 Temmuz 2023’te bu hükümet de düştü.
Hollanda’da en uzun süre Başbakanlık yapan kişi ünvanını alan Rutte, 14 yıl boyunca kesintisiz olarak bu görevi yürüttü.
Geçen yıl Ekim ayında yapılan seçimlerden sonra aşırı sağcı PVV öncülüğünde kurulacak olan yeni hükümetin 2 Temmuz’da göreve başlaması bekleniyor.
Mark Rutte, o tarihe kadar geçici hükümetin Başbakanı olmaya devam edecek.
Başbakanlığı döneminde çok sayıda siyasi krizle karşı karşıya kalan Rutte, hepsinden de kolayca sıyrılmayı başarıp yoluna devam ettiği için, hiçbir şeyin yapışmadığı “teflon” lakabı ile anılıyor.
Güney Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz sırasında, İtalya, Yunanistan ve Portekiz gibi ülkelere yönelik sert tutumu nedeniyle, “Bay Hayır” olarak adlandırılan Rutte son yıllardaki bir başka lakabı da, “Bay Tamam.”
Siyasi yorumculara göre, en kritik anlarda bile sakin ve gülümseyen tavrını koruyan Rutte, beklenmedik ittifaklar kurma ve sürdürme konusunda usta bir politikacı.
Sorunların hızla çözümü konusunda ilkelerden çok, o anki çıkarları ön planda tutan Rutte, bu nedenle derin krizleri bile uzlaşma ile sonlandıran yapısıyla tanınıyor.
NATO Genel Sekreteri adayı olduğunda, ABD ve İngiltere de dahil 28 üye ülkenin anında desteğini açıklanmasında da Rutte’nin bu özelliklerin rolü oldukça fazla.
Rakipleri bile, uzun süren Başbakanlık döneminde sayısız deneyim ve dostluk kuran Rutte’nin, Ukrayna savaşı nedeniyle ittifakın en sıkıntılı süreçlerinden birinde NATO’ya liderlik etmesinin, krizlerin çözümünde büyük katkı sağlayacağını düşünüyor.
Mark Rutte, Hollanda Başbakanlığı döneminde en önemli siyasi krizlerinden birini Türkiye ile yaşadı.
Anayasa değişikliği nedeniyle 2017 yılında yapılan referandum öncesi Türk hükümet üyelerinin Hollanda’da siyasi propaganda yapmasına izin verilmedi.
Hollanda makamlarının “gelme” uyarısına rağmen kara yoluyla Almanya üzerinden Rotterdam’a gelen dönemin Devlet Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 11 Mart 2017’de polis tarafından sınır dışı edildi.
Rotterdam polisine, Türk tarafının direnmesi durumunda zorla sınır dışı edilmesi emri verildi. Türkiye’nin Lahey Maslahatgüzarı Aslan Alper Yüksel ve bazı diplomatlar bir süre gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda’ya “faşistlikle” suçladı. İki ülke büyükelçilerini karşılıklı olarak çekti.
Rutte, Türkiye’de 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası Hollanda’da protesto gösterisi yapan Türkiye kökenli göçmenlere, “Defolup Türkiye’ye gitsinler” dedi.
Ancak siyasi krize rağmen Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik ilişkiler oldukça olumlu biçimde devam etti. Hollanda, Türkiye’deki en büyük yabanacı yatırımcı olmayı sürdürdü.
Hollanda medyasına göre siyasi kriz ve gerilim, 2017 seçimlerinde Rutte açısından önemli bir avantaj sağladı.
Rutte, kamuoyu önünde edilen sert sözlere rağmen Erdoğan ile daima iyi ilişkileri sürdürmeye çabaladı.
Rutte’nin NATO Genel Sekreterliği için desteğini açıklamayan dört ülkeden biri Türkiye oldu.
Ankara’nın tutumu, özellikle terörle mücadele konusunda Batı ülkelerinin izlediği politikalara karşı yeterli güvenceyi alabilmek için stratejik bir adım olarak değerlendirildi.
Rutte, ittifakın en önemli üyelerinden biri olan Türkiye’yi ikna etme konusunda umutsuz değildi.
Bilet parasını cebinden ödediği tarifeli uçuşla İstanbul’a giden Rutte’nin, “Dostum” diye hitap ettiği Erdoğan’ı ikna etmesi zor olmadı.
Türkiye’nin desteği sonrası Rutte’nin NATO Genel Sekreteri olmasını önündeki engeller büyük ölçüde aşılmış oldu.
Mark Rutte, siyasetteki becerisinin yanı sıra mütevazı yaşamıyla da dikkat çeken bir isim.
Lahey’de yıllardır aynı apartman dairesinde yaşayan Rutte, Başbakanlık makamına çoğunlukla bisikletle gidip geliyor.
Eski model bir Saab otomobili bulunan Rutte, son birkaç yıl öncesine kadar da akıllı telefon kullanmıyordu.
Telefonundaki kısa mesajları sildiği için siyasi rakiplerinin eleştirisine maruz kalan ve bilgi saklamakla suçlanan Rutte, eski model Nokia’sında yer kalmadığı için mesajları sürekli olarak sildiğini söyledi.
Rutte, bu tartışmalar nedeniyle 2022 yılında Nokia’sına veda ederek akıllı telefona geçti.
Alışkanlıklarını kolay kolay değiştirmeyen Rutte, kahve içmek, kahvaltı yapmak ve yemek için düzenli olarak aynı adresleri tercih ediyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Lahey ziyareti sırasında Rutte onu en sevdiği salaş bir Endonezya restoranına götürdü.
Rutte, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve ekibini de, kişi başı yaklaşık 50 euro hesap ödediği Lahey’deki bir Fransız kafesinde ağırladı.
Bekar ve yalnız yaşayan Rutte, annesine düşkünlüğü ile de tanınıyordu. Rutte, 2020 yılında koronavirüs salgını sırasında 96 yaşında hayatını kaybeden annesi Mieke Rutte - Dilling ile her hafta baş başa yemek yiyordu.
Hollanda Başbakanı olarak aylık 10 bin euro civarında maaş alan Rutte, NATO Genel Sekreterliği koltuğuna oturduğunda daha yüksek bir kazanca da sahip olacak.
NATO Genel Sekreter maaşı şu anda aylık 26 bin 500 euro civarında.
Ancak gelirdeki bu artışın, Rutte’nin mütevazı yaşamını çok da değiştirmeyeceği belirtiliyor.
Rutte’nin şu anda tek derdi, yıllardır sürdürdüğü ortaokul öğretmenliğine devam edip edemeyeceği…
Rutte, 2010 yılında Hollanda Başbakanı olduğundan bu yana haftada bir gün Lahey'deki bir ortaokulda misafir olarak sosyal bilgiler öğretmenliği yapıyor.
Öğretmenlikten büyük keyif aldığını belirten Rutte, biraz sert ve disiplinli bulunsa da öğrencileri tarafından seviliyor.
Brüksel’deki NATO işleri dışında mümkün olduğunca Lahey’de yaşamaya devam edeceğini söyleyen Rutte, bu nedenle öğretmenliği sürdürmenin yollarını arıyor.
Rutte, son kabine toplantısı çıkışında, NATO’daki yeni görevine rağmen öğretmenliğe devam edip edemeyeceğini araştıracağını söyledi.
Son Dakika › Dünya › NATO'nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte kimdir? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?