MZ: İnsanlar "sembolik" siyasetten bıktı

"Gelecek İçin Cumalar" sloganıyla bugün düzenlenecek küresel iklim grevleri, Avrupa Parlamentosu'nun "iklim acil durumu" kararı ve Çin'in Hong Kong politikası Alman basınının yorum köşelerinde ele alınan konular.Çevre aktivisti gençler bugün dünyanın dört bir yanında "Gelecek için Cumalar" eyleminin dördüncüsünde bir araya gelecek. Süddeutsche Zeitung gazetesine göre gençlerin dikkat çekmek istediği konu sadece çevre ve iklim değil:

"Diğerlerinde olduğu gibi, bu defaki 'Gelecek İçin Cumalar' eylemlerinde konu sadece iklim olmayacak. Bilakis çok genel olarak başkaları, hatta gelecek kuşakların zararına iyi durumda olan bir toplum da sözkonusu olacak. ve özellikle 'Black Friday' (Kara Cuma), 'sorumluluk sahibi tüketiciye' yapılan tüm bilinçli tüketim, sürdürülebilirlik, 'nitelikli büyüme' ve yeni bir memnuniyet anlayışının geliştirilmesi çağrılarının karşılık bulma olanağının ne kadar zor olduğunu kanıtlıyor. Bir ucuzluk karşısında insanların çoğunun tutumu köpeklerin kemikle olan ilişkisine benziyor." Avrupa Parlamentosu gelecek hafta Madrid'de düzenlenecek BM İklim Konferansı öncesinde Avrupa Birliği genelinde "iklim acil durumu" ilan etti. Mitteldeutsche Zeitung konuyla ilgili yorumunda kararın sembolik olmanın ötesine geçmediğini vurguluyor:

"Şayet Avrupa Parlamentosu üyeleri bugünkü eyleme ilişkin bir karar alarak, ona katkı sunduklarını düşünüyorlarsa onlara bunun tam tersinin gerçekleştiğini söylemek gerekir. Çünkü artık insanlar sembolik siyasetten bıktılar. Sonuçlar, somut kararlar, bağlayıcı anlaşmalar istiyorlar. Bunu temin edemiyorsanız, eksikliğinizi nutuk atarak dolduramazsınız. Aslında, gezegenin ekolojik durumunun hangi terimlerle açıklandığı gerçekten önemli değil. Belirleyici olan, uygulanabilir, etkili ve sürdürülebilir anlaşmaların yapılması. Dünyayı eylemcilik kurtarmaz. Siyasetle ilgili önyargıları bir kez daha teyit etmek yerine sessiz kalmak daha iyi olabilirdi."

Die Welt gazetesi, dünyanın pek çok sorunu bulunmasına karşın en acil konunun çevre olduğuna dikkat çekiyor:

"'Acil Durum' aynı zamanda bir konunun koşulsuz öncelik kazanması anlamına gelir. Konut, 'yeni sosyal sorun' olabilir. Mültecilerin entegrasyonu sosyal uyum için çok önemli olabilir. Nüfusun yaşlanması benzeri görülmemiş bir dayanıklılık testi olabilir. Ancak tüm bu sorunlar hiçbir zaman ve hiçbir yerde küresel ısınma sorunun önüne geçmemeli. Yani, sığır yetiştiricileri için tarımsal sübvansiyonlar sürecek mi? Boeing ile rekabette Airbus mali olarak yalnız bırakılacak mı? Avrupa Birliği parlamento merkezlerini üçten bire indirerek, milletvekillerinin ve maiyetlerinin tuhaf ve iklime zarar veren trafiğini sona erdirecek mi? Yoksa sonunda tüm bunlar yine pek de o kadar ciddiyetle söylenmemiş mi olacak?"

Çin ile ona bağlı yarı özerk bölge Hong Kong arasında bir süredir yaşanan gerginlik Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorum köşesinde ele alınıyor:

"Mesele daha çok, Çin'in özel idare bölgesi için barışçıl bir siyasi çözüm bulmak. Pekin'in hala bu özel statüden istifade ettiği Çin yönetimi tarafından anlaşılmalıdır. Fakat şimdiye kadar, Çin'in hem Hong Kong hem de kendisi için kabul edilebilir bir planının olduğuna dair bir işaret yok. 'İç işlerine müdahale ediliyor' iddiasıyla mağdur rolü oynamak bir konsept olamaz. Washington'daki yasal düzenlemeyle Hong Kong'daki yerel seçimleri ilişkilendirmek Çin'in propaganda düzeyinin de altındadır. Eğer yasa, Pekin yönetimini meseleyi düşünmeye yönlendirmişse 'içişlerine karışmaya' değmiş demektir."

DW/ TY,EC

(c)