Martin Luther King'in, ABD'deki tüm ırklar arasında eşitlik çağrısı yapan "Bir hayalim var" konuşması; bugüne kadarki en ilham veren, en etkili ve en meşhur konuşmalardan biriydi.
Ama bugün bu ideallerin üzerinde çalışılması gerekiyor. Özellikle siyah ve yoksul seçmenleri etkileyen yeni seçim kısıtlamaları, Dr. King'in hayalinin hala gerçekleşmediğine işaret ediyor.
28 Ağustos 1963'te, başkent Washington'daki ünlü Lincoln Anıtı'nda 250 binden fazla kişi, sözleri bugün bile hala dünya genelinde yankı bulan Dr. Martin Luther King Jr.'ı dinlemek için toplanmıştı.
ABD'nin güneyindeki Georgia eyaletinde bir din adamının çocuğu olarak dünyaya gelen King, çocuklarının yaşamının kendisininkinden nasıl farklı olabileceğini hayal etti.
Irk ayrımcılığı, ABD'nin güneyinde hala resmen uygulanıyor ve teşvik ediliyordu.
Siyah ve beyazlar ayrı tutuluyor, farklı bölgelerde yaşıyor, farklı restoranlarda yemek yiyor, farklı çeşmelerden su içiyor ve otobüslerin farklı kısımlarında oturuyorlardı.
Bu dönemde, siyahların yaşamlarının birçok boyutunu dikte eden yasalar, daha az ücret almalarını, daha kötü koşullarda yaşamalarını ve daha kötü bir eğitim almalarını beraberinde getiriyordu.
Daha da önemlisi, ayrımcı yasalar siyah seçmenlerin bu yasaları değiştirebilecek temsilciler göndermesini zorlaştırıyordu.
Ancak Dr. King'in hayalinin uzak bir geçmişe ait olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünmenizde fayda var.
Kendi ailesine göre, son birkaç ay Dr. King'in hayalinin hala gerçekleşmediğini hatırlattı.
Bir zamanlar ırk ayrımcılığının olduğu aynı eyaletlerde, Cumhuriyetçilerin önderliğindeki eyalet meclisleri, azınlıkların, özellikle de siyah seçmenlerin oy kullanmasını engelleyeceği söylenen yasal düzenlemeler yaptı.
Bunlara, sıkı bir kimlik gösterme zorunluluğu ve saatlerde oy vermek için sıra bekleyen insanlara su ve yiyecek verilmesine yasak da dahil.
Başkan Joe Biden'ın 2020'de seçilmesinin ardından, aralarında Florida, Teksas ve Arizona'nın bulunduğu 19 eyalette bu tür yasalar geçti.
Selefi Donald Trump, davalarda, seçim sonucunu değiştirecek herhangi bir kanıt sunamasa da, Biden'ın seçimi çaldığını iddia etti.
Yani ülke 17 Ocak 2022'de, Martin Luther King gününü anarken, oğulları ve kızları, insanlardan sadece babalarını unutmamalarını değil, ayak izlerini takip edip, siyahların oy verme özgürlüklerini destekleyen yasaları desteklemek adına harakete geçmelerini istiyor.
King'in kızı ve aynı zamanda Barışçıl Sosyal Değişim için Martin Lutler King Jr Merkezi'nin CEO'su olan Bernice King, Twitter'da paylaştığı videoda "King tatilini kutladık ve sizi de anmaları sürdürmeye teşvik ediyoruz" dedi.
Ancak Bernice King şöyle devam etti;
"Fakat, seçim hakkı hala tehlikedeyse...o zaman biz, yani hepimiz, kollektif olarak farklı anmaları ve platformlarımızı, o gün Dr. King'in yapacağını yapmak için kullanmalıyız"
"Babam, ABD Senatosu'na baskı yaparak, bu ülkenin demokrasi vaadini yerine getirmesini sağlayacak bir şekilde konuşur ve hareket ederdi...ve King tatilinde izin yapmak yerine, o günü Oy Hakkı Yasası'nın geçmesini sağlamak için kullanırdı."
Önde gelen Vatandaşlık Hakları Lideri Rahip Al Sharpton, tartışmanın Amerikan demokrasisi için "belirleyici bir an" olduğunu söyledi.
Martin Luther King'in eski memleketi Atlanta'da 11 Ocak'ta konuşan Biden da, oy verme hakları meselesinin "Amerika'nın ruhu için bir savaş" olduğunu belirtti.
Biden, ırk ayrımcısı eski Alabama Valisi'ne atfen "Martin Luther King'in mi, yoksa George Wallace'ın yanında mı olmak istiyorsunuz?" diye sordu.
Irk ayrımcılığının son erdirilmesi mücadelesinde en önemli anlardan biri 1955'te, Rosa Parks'ın Alabama'da otobüsteki koltuğun bir beyaz yolcuya vermeyi reddetmesiyle geldi.
Edinburgh Üniversitesi'nden öğretim üyesi Prof. Katucho Bento BBC'ye yaptığı açıklamada, "Siyahlar, köleliği, linçleri tüm bu şiddeti, hiçbir direniş göstermeden kabul etmedi. Yani ırk ayrımcılığı dönemi de farklı olmayacaktı" dedi.
Park'ın tutuklanmasından sonra, siyah toplum otobüsleri boykot etmeye başladı ve bir yıl boyunca devam etti. Protestoya ülke genelinde destek verildi. Dr. King Montogomery Otobüs Boykotuna katılıp, boykota liderlik ettiğinde, konuşmaları insanları ırk ayrımcılığıyla mücadeleye teşvik etti.
Prof. Bento, "Vatandaşlık hakları hareketi, 50'ler ve 60'larda sosyal adalet için mücadele eden bir hareketti" diyor ve ekliyor:
"Hareketin karmaşık bir gündemi vardı. Özgürlüğe yönelik bir adım olarak eğitimi, gıdaya erişimi, toplum inşası için projeler ve stratejiler oluşturuyorlardı.
"Bu gündemde ayrımcılıkla mücadele, ABD toplumunu yeniden şekillendirmek için verilen geniş kapsamlı bir savaşın bir parçasıydı."
Dr. King'in konuşmaları insanları ırk ayrımcılığıyla mücadeleye teşvik etti. Ancak beyazların üstünlüğünü savunanların tepkisi korkunç oldu. King'in ailesi tehdit telefonları aldı ve evlerine bomba konuldu.
King, inandığı silahlarla savaşmaya devam etti, konuşmanın ve seferberliğin gücüyle. Şiddet içermeyen direnişe inanıyordu ve nefretle hareket etmeyi reddetti.
Prof. Bento, Dr. King'in şiddet içermeyen mücadelesini "sıklıkla basit bir şekilde yorumlanıp, pasif kabul olarak görüldü" diyor. Ancak bunun gyanlış olduğuna inanıyor:
"Dr. King'in stratejisinin, ABD için hayal ettiği bir yaşam biçimi olarak radikal bir şiddet içermeme anlayışı vardı: Irkçılık karşıtı, eşit, özgür bir toplum."
1963'teki İş ve Özgürlük içi Washington'a yürüyüş, vatandaşlık hakları hareketi açısından önemli bir dönüm noktası oldu.
Başkent Washington'ın sıcak, nemli yaz havasında toplanan kalabalık, Dr. King'i şiddet içermeyen stratejilerini anlatmasını ve ırksal uyum çağrısını dinledi.
1863'te ABD'deki tüm kölelerin özgür olduğunu ilan eden ABD Başkanı Abraham Lincoln'ün dev heykelinin önünde konuşuyordu ve 1964'te Dr. King ve vatandaşlık hareketi hareketi tarihi bir zafer kazandı.
Vatandaşlık Yasası, kamusal alarlarda ırk ayrımcılığını ve istihdamda ayrımcılığı resmen sona erdirdi.
Ama mücadele bitmemişti ve ırk eşitliği düşmanları, ırkçı politikalarını devam ettirebilmek için hileye başvurdu.
Selma'dan Montgomery Yürüyüşü'ne
Güney eyaletleri genelindeki yasalar, siyahların seçmen kaydı yaptırmalarını zorlaştırarak, siyah seçmenlerin haklarını ihlale devam etti.
1965'te Dr. King, bu tür yasaları protesto için Alabama eyaletindeki Selma kasabasından, eyaletin başkenti Montgomery'ye yapılan tarihi yürüyüşe öncülük etti.
Eylemciler, 87 kilometrelik yolda ilerlerken, yerel makamlardan ve durumdan vazife çıkartan gruplardan, ölümcül şiddet gördüler. Ancak Dr. King, şiddet içermeyen protesto ilkesine bağlı kaldı.
King, 29 kez tutuklanıp, hapse atıldı. 4 Nisan 1968'de, Arizona eyaletinin Memphis kentindeki otel odasının balkonunda dururken, bir beyasın tüfeğinden çıkan kurşunlarla hayatını kaybetti.
Suikast, Dr. King'in Amerikan tarihindeki rolünü ya da ırk eşitliği için mücadele eden çağdaş hareketler üzerindeki etkisini azaltmayı başaramadı.
Bir dizi medeni hakları hareketi, Dr. King'in ayak izlerini takip etti.
Prof. Bento "Mirası, sosyal adalet için mücadele eden çağdaş ırkçılık karşıtı hareketlerin köklerinde duruyor" diyor.
Martin Luthen King'in kızı Bernice King ise "Barışçıl eylemler sadece oy verme haklarıyla ilgili değildi. Demokrasimizi, insanlığımızı tehdit eden temel sosyal ve ekonomik sorunları da ele alıyordu. Yaşanabilir bir maaş ile makul barınma, sağlık ve kaliteli eğitim; medeni haklar hareketinin başlıca amaçlarıydı" diye konuşuyor.
Martin Luther King'in konuşmaları, çağdaş tarihin en düşündürüçü ve ilham verici söylevleri arasında görülüyor.
Büyük bir kişisel risk alarak, eşitlik için konuşmaya devam etmesi, birçok tarihçi tarafından ABD'de demokrasinin ve ifade özgürlüğünün köşe taşlarından biri sayılıyor.
Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Değerlidir)
Bu arada, son yıllarda Black Lives Matter hareketi, kurumsal ırkçılık, özellikle de polis şiddet konusundaki tartışmanın şekillenmesine yardımcı oldu.
Martin Luther King'in muhteşem hitabet gücü ve "hayalinin" gücü, ülke genelinde, King'in 15 Ocak 1929'daki doğum gününe en yakın Pazartesi günü kutlanıyor.
Ancak bu günün kabulu bile, konunu ne kadar bölücü bir konu olduğunu ve olmaya devam ettiğini de gösteriyor.
Böyle bir tatil, Dr. King'in ölümünden günler sonra önerilmesine karşın, ABD Kongresi'nde vatandaşlık hakları hareketinin simgesini anmaya karşı gösterilen direnci aşmak yıllar aldı.
Martin Luther King Günü ilk olarak 1986'da anıldı.
ABD'nin güneyinde anılması için ise çok daha uzun yıllar gerekiyor. Bu da ülkede ne kadar çok bölünme olduğunun bir diğer işareti.
Son Dakika › Dünya › Martin Luther King: 'Bir hayalim var' diyen, ABD'de ırkçılık karşıtı hareketin sembol ismi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?