17 Temmuz 2014’te Malezya Havayolları’na ait Amsterdam’dan Kuala Lumpur’a giden MH17 sefer sayılı yolcu uçağı, Ukrayna semalarında bir Rus füzesi tarafından vuruldu. Taşıdığı 300’e yakın kişinin hayatını kaybetti.
O dönem bölgede Rusya kontrolündeki milis gruplar ve Ukrayna Ordusu arasında çatışmalar yaşanıyordu.
Uçakta yer alan 80’i çocuk, 15’i mürettebat olmak üzere 283 yolcunun tamamı yaşamını yitirdi.
Hollandalı yetkililer uçağın düşürülmesi hakkında soruşturma başlattı ve ilerleyen yıllarda onlarca görgü tanığını dinledi, yüzlerce delili inceledi.
Rusya, uçağın düşürülmesinde sorumluluk kabul etmedi, ancak soruşturmacılar Rus yetkililerle bağlantılar ortaya çıkardı.
2022’de Lahey Bölge Mahkemesi üç kişiyi yolcu uçağının düşürülmesinde rol oynamaktan suçlu buldu.
Şüphelilerin hepsi eskiden Rusya iç istihbarat kurumu Federal Güvenlik Servisi’nde (FSB) görev alan subaylardı ve Ukrayna’nın doğusunda bağımsızlığını ilan eden Rusya destekli Donetsk Halk Cumhuriyeti hükümeti mensubuydu.
Rusya, Donetsk Halk Cumhuriyeti’ni ve işgal altındaki diğer Ukrayna topraklarını Eylül 2022’de ilhak etti.
Şüphelilerden İgor Girkin Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin eski “savunma” bakanıydı, Sergei Dubinsky eski istihbarat şefiydi, Leonid Kravchenko ise Dubinsky altında çalışıyordu.
Hollanda’da görülen davada dördüncü bir isim daha sanık olarak yer aldı, ancak mahkeme daha sonra bu zanlının suçlu bulunması için yeterli delil olmadığına hükmetti.
Hüküm giyen üç kişi de müebbet hapse mahkum edildi, ancak üçü de mahkeme salonunda değildi.
Moskova, hem Girkin hem de Dubinsky’nin Rus vatandaşı olmasına rağmen uçağın düşürülmesiyle ilgili yürütülen uluslararası soruşturmayla işbirliği yapmadı.
İgor Girkin daha sonra Rusya’da başka bir suçtan hapse girdi.
Girkin, Rus komuta kadrosunu Ukrayna’nın topyekûn işgali sürecinde yetersizlikle suçladı. Ocak 2024’te “aşırıcılık” suçlamasıyla yargılandı ve dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra Rus ordusunu eleştirmek ülkede suç kapsamına alındı.
Hollanda liderliğinde görev yapan soruşturmacılar video ve fotoğraf delillerini inceledi ve yüzlerce telefon konuşması dinledi.
Bu deliller sayesinde uçağın Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen bölgedeki bir Buk hava savunma sistemindedn ateşlenen füze ile düşürüldüğünü kanıtladılar. Bu savunma sistemi ayrılıkçılara Rusya tarafından verildi.
Buna karşın mahkeme, hüküm giyen üç kişinin de füzenin fırlatılması için düğmeye basmadığını belirtti.
Uluslararası araştırma grubu Bellingcat, bahsi geçen Buk sisteminin Rusya’nın 53. Hava Savunma Tugay’ının Üçüncü Taburuna ait olduğunu ortaya çıkardı. Bu da potansiyel zanlı sayısının 30’un altında olduğu anlamına geliyor. Bu isimlerden üçü ya da dördü, uçağın vurulduğu 17 Temmuz 2014’te muhtemelen Buk sistemini kullanıyordu.
Hollandalı soruşturmacılar Rus yetkililerden bu taburun komutanı Albay Sergei Muchkayev’in sorgulanmasını talep etti. Ancak Moskova, MH17 soruşturmasına erişiminin reddedilmesinden şikayetçi olmasına rağmen bu talebi karşılıksız bıraktı.
Dinlenen telefon görüşmelerinde bir isim daha ortaya çıktı; kıdemli FSB subayı Andrey Burlaka. Görüşmelerden elde edilen delillere göre Burlaka, Buk sisteminin Rusya’dan Ukrayna’nın doğusuna taşınma sürecinde yer aldı.
BBC, Burlaka’nın Ukrayna’nın doğusundaki aktif silahlı çatışma dönemine denk gelen 2014-2015 yıllarında ülkenin en prestijli “Rusya’nın Kahramanı” nişanını aldığını tespit etti.
Üç zanlının hüküm giymesinden aylar sonra, Şubat 2023’te soruşturmacılar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar ve MH17’nin düşürülmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.
Kanıt olarak ele geçirilen iki telefon görüşmesi sundular, ikisinde de Buk hava savunma sisteminin Ukrayna’ya götürülmesi kararının “en üst isim” tarafından alındığına atıfta bulunuluyordu. Bu muhtemelen Başkan Putin’e bir atıftı.
Hollanda liderliğinde çalışan Müşterek Soruşturma Ekibi bir basın toplantısında “Putin’in Buk hakkındaki kararlara doğrudan müdahil olduğuna dair çok güçlü göstergeler var, ancak bu göstergeler tamamlanmış ve inkar edilemez delil olacak seviyede değil” dedi.
Ekip ayrıca, Putin’in Rusya devlet başkanı olduğu için Hollanda yasaları nezdinde dokunulmazlığı olduğunu ve görevde kaldığı süre boyunca herhangi bir ulusal mahkeme tarafından yargılanamayacağını da söyledi.
Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov o dönem Rusya’nın soruşturmaya katılmasına izin verilmediğini söylemiş, bunun soruşturmanın “objektifliğine katkıda bulunmadığını” ifade etmişti.
Hollanda hükümeti 2020’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Rusya’nın MH17 uçuşunda hayatını kaybeden 298 yolcu ve mürettabın ölümünden ve uçağın düşürülmesini reddetmekten sorumlu tutulması çağrısında bulundu. Dava hala sürüyor.
Hollanda Hükümeti, Rusya’nın faciada kilit rol oynadığını söylüyor ve Kremlin’in uçağın düşürülmesiyle ilgili hala devam eden dezenformasyon kampanyasının kurban yakınlarının haklarının açık ihlali olduğunu savunuyor.
Moskova hala Rusya’ya yönelik tüm suçlamaları reddediyor ve MH17 davasını propagandasında aktif olarak kullanıyor. Uçağın Ukrayna ordusu tarafından düşürüldüğünü ve hatta yolcuların uçak düşürülmeden önce öldüğünü iddia ediyor.
Rusya AİHM davasını kaybederse, mahkemenin Rusya’ya kurban yakınları için tazminat ödemesi yönünde hükmetme ihtimali var. Böyle bir kararın fiilen uygulanma ihtimali düşük.
Ukrayna’nın topyekûn şgalinin hemen ardından Rusya meclisi “AİHM kararlarının uygulanmaması” üzerine bir yasa geçirdi ve yasa 15 Mart 2022’de yürürlüğe girdi.
Aynı zamanda MH17 kurbanları için tazminat zaman aşımına tâbi değil. Gelecekte farklı bir Rusya hükümetinin siyasi bir kararla böyle bir anlaşmaya varma ihtimali söz konusu.
Son Dakika › Dünya › Malezya Havayolları'nın MH17 Uçuşu: Düşürülmesinden 10 yıl sonra dört kilit soru - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?