ABD Başkanı Donald Trump'ın koronavirüs salgınına yönelik attığı adımlar ve yaptığı açıklamalar, Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde de önemli bir konu olarak öne çıktı.
Salgının ilk aşamalarında Trump'ın koronavirüsü önemsemeyen yaklaşımı ve ABD'nin 200 bini aşkın can kaybı ile COvid-19 kaynaklı ölümlerde başı çekmesi büyük eleştiri aldı.
Trump'ın ve eşi Melania'nın da koronavirüs testinin pozitif çıkması ve Trump'ın Covid-19 teşhisi ardından hastaneye kaldırılmasıyla bu sorunlar seçim kampanyasında daha da önem kazanacak görünüyor.
Başkan Trump diğer ülkelerdeki Covid-19 kaynaklı ölüm oranını ABD ile kıyaslayarak ülkesinde bu oranın çok daha düşük olduğunu iddia etmişti.
Koronavirüsle ilgili veriler konusunda farklı yaklaşımlar olduğu için ülkeler çapında kıyaslamalar yapmak pek kolay değil.
Vaka sayısı ve can kaybı bakımından ABD başı çekiyor.
Ancak nüfusa oranla can kaybına bakıldığında ABD ilk 10'da yer alsa da liste başı değil.
Trump ayrıca son dönemde Avrupa'da artan yeni vaka sayılarına dikkat çekerek "Onların rakamları bizdekinden çok daha kötü seviyede" dedi.
Avrupa'da bazı ülkelerde vaka sayılarının tırmanışa geçtiği doğru. Ancak ABD'nin bazı bölgelerinde de benzer bir durum söz konusu.
Trump, Haziran ayındaki bir mitingde kitleye seslenirken, "Adamlarıma, testi yavaşlatın lütfen dedim" sözlerini sarf etmişti.
Ama daha sonra bu sözleri "yarı şaka yollu" söylediğini ifade etti.
Beyaz Saray'ın bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Anthony Fauci, "Bildiğim kadarıyla kimse bize testi yavaşlatın demedi" açıklaması yapmıştı.
Ancak Trump, koronavirüs testleri için "iki tarafı keskin kılıç" nitelemesini kullanmış ve test sayısının artmasının, vaka sayılarında abartılı bir artış olduğu izlenimi doğurabileceğini söylemişti.
Trump, Mayıs'taki bir konuşmasında, Covid-19'dan korunmak için, sıtma tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin ilacını aldığını söylemişti.
Ancak bu ilacın koronavirüse karşı koruyucu olduğuna dair hiçbir veri yok.
Trump, Dr. Fauci'nin tavsiyelerini dikkate almaksızın, bu ilacı teşvik edici açıklamalar yaptı. Oysa Fauci, "Sağlam ve inandırıcı verilere sahip randomize kontrollü tüm iyi araştırmalar, COvid-19 tedavisinde hidroksiklorokinin etkili olmadığını gösteriyor" diyordu.
ABD Gıda ve İlaç Kurumu (FDA), hidroksiklorokinin "ciddi kalp ritmi sorunları" ve diğer sorunlara yol açtığına dair açıklamaların ardından bu ilacın koronavirüs hastalarının tedavisinde kullanılmaması tavsiyesinde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bu ilacın Covid-19'a karşı önleyici veya tedavi edici olduğuna dair "mevcut delil bulunmadığını" belirtiyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ABD'de kamu sağlığından sorumlu hükümete bağlı bir kurum. Pandemi sırasında CDC kısıtlamalar ve diğer önlemler konusunda Trump ile uyuşmazlığa düştü.
Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden, Temmuz'da Twitter'daki bir mesajında "Başkan Trump CDC fonunu bloke etmeye çalıştı" iddiasını paylaştı, ancak herhangi başka bir açıklama veya delile yer vermedi.
O dönemde Kongre'de koronavirüse karşı büyük bir ekonomi paketi gündemdeydi ve Trump yönetiminin CDC fonunu azaltmak amacıyla lobi çalışması yaptığına dair haberler ABD medyasında yer almıştı.
Ancak Beyaz Saray, "Biden ekibinin iddiası yanlış. Son bütçemizde CDC fonunda 635 milyon dolarlık yüzde 8 artış oldu" açıklamasıyla bu iddiaları yalanladı.
Bu doğruydu, CDC pandemi sürecinde daha fazla para aldı.
Trump yönetiminin 2021 yılı bütçe önerisi önce, Ekim 2020'den başlamak üzere CDC fonunda kesinti öngörmüştü, ancak daha sonra artış söz konusu oldu.
Yaşlıların koronavirüse karşı daha hassas olması nedeniyle bakımevlerinde test yapılması önem taşıyor.
Pandeminin ilk aşamalarında, birçok ülkede olduğu gibi ABD'deki bakımevlerinde de ölüm oranlarında büyük artış oldu.
Beyaz Saray, Trump'ın açıklamasının doğru olduğunu ve 4,9 milyon adet testin 14 bin kayıtlı bakımevine ulaştırıldığını kaydetti.
CDC rakamlarına göre ABD'de 15 bin 600 bakımevinde 1,3 milyon kişi hizmet alıyor.
California'daki Betty Irene Morre Hemşirelik Okulu'ndan Prof. Debra Bakerjian, "Sağlık alanındaki diğer sektörlerde olduğu gibi, bakımevlerinde yaşayanların ve personelin testi konusunda zorluklar yaşandı. Bakımevlerine test ulaştırma çabalarında ilerleme var, ama sıkıntılar tümüyle aşılmış değil" diyor.
Trump, Demokratların yönetimde olduğu (mavi olarak adlandırılan) eyaletlerin ABD'deki yüksek ölüm oranlarından sorumlu olduğunu söyledi.
Trump yakın zamanda, "Mavi eyaletleri çıkarırsanız (vaka sayımız) çok düşük seviyede, dünyada kimsenin olmadığı kadar düşük. Gerçekten çok düşük seviyedeyiz" ifadelerini kullanmıştı.
"New York ve Demokratların yönettiği diğer bazı eyaletleri çıkarın, rakamların inanılmaz olduğunu göreceksiniz."
Demokratların Ulusal Komitesi ise bu iddiaya cevaben "Covid kırmızı veya mavi eyalet sorunu değildir" diye tweet attı.
ABD'de koronavirüs vakalarının en yüksek olduğu beş eyaletin ikisi (Texas ve Florida) Cumhuriyetçilerin yönettiği "kırmızı eyaletler".
Salgının erken aşamalarında Demokratların yönetimde olduğu New York ve New Jersey en fazla etkilenen eyaletler olmuş ve ölümlerin büyük kısmı buralarda olmuştu.
Ama salgın süreci ilerledikçe Cumhuriyetçilerin yönettiği eyaletlerde ölümler daha büyük yer tutmaya başladı.
Washington Post gazetesinde 15 Eylül'de yayımlanan haberde, ölümlerin yüzde 47'sinin "kırmızı" eyaletlerde, yüzde 53'ünün de "mavi" eyaletlerde gerçekleştiği bildirildi.
Son Dakika › Dünya › Koronavirüs: Trump'ın salgınla ilgili açıklamaları ne kadar doğruydu? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?