Maya Angelou'dan Tom Hanks'e, Michelle Obama'dan Penelope Cruz'a kadar çok farklı insanın paylaştığı bir sendrom bu. Çok başarılı ve ünlü olmaları değil söz konusu olan.
Bu farklı isimleri buluşturan, kimlik hırsızlığı sendromu.
İlk olarak 1970'lerde tanımlanan hastalığın, hayatımızın bir noktasında yüzde 70'imizi etkilediği tahmin ediliyor.
İngiltere'deki Central Lanchasire Üniversitesi'nde psikoloji dersleri veren Dr. Sandi Mann, kimlik hırsızlığı sentromunu üç ana unsuruyla tanımlıyor.
"İlki, diğer insanların sizin kendi yetenekleriniz konusunda çok abartılı bir görüşe sahip olduğunu düşünmeniz.
"İkinci unsur, bir sahtekar olarak yaftalanacağınıza dair yoğun korku.
"Ve üçüncüsüyse, kendinizin de kabul ettiği başarılarınızı, kendi yeteneklerinizin dışındaki faktörlerle açıklamanız."
Kendinizden şüphe etmek çok meşhur insanları da etkiliyor.
Albert Einstein, bir arkadaşına fizikte yaptığı devrim için kendisine yöneltilen övgülerden rahatsız olduğunu söylemişti.
Einstein, "Çalışmalarıma gösterilen abartılı saygı, beni çok husursuz ediyor. Kendimi, gayri ihtiyari sahtekarlık yapan biri gibi düşünmek zormak zorunda hissediyorum" demişti.
İki kez Oscar kazanan ve 70'den fazla filmin yıldızı olan Tom Hanks de 2016'da kariyeri boyunca kendiyle ilgili şüpheleriyle mücadele ettiğini söyledi.
Hanks, Amerikan Ulusal Halk Radyosuna yaptığı açıklamada, "Ne yapmış olursak olalım, 'Buraya nasıl geldim. Ne zaman aslında bir sahtekar olduğumu fark edecekler ve her şeyi elimden alacaklar' dediğimiz bir noktaya geliyoruz" demişti.
Eski ABD first lady'si Michelle Obama da, "kimlik hırsızlığı sendromuyla" mücadele ettiğini ve bunun kendine güvenini olumsuz etkiledini söylemişti:
"Hala biraz kimlik hırsızlığı sendromum var. Hiç gitmiyor. 'Dünya beni gerçekten bu kadar ciddiye almalı mı' duygusu hiç dinmiyor. Ben sadece Michel Robinson'um, devlet okulunda okuyan, ülkenin güneyinden küçük kız."
Kendinden biraz şüphe etmek kişisel gelişim için iyi ancak kimlik hırsızlığı sendromu, hızla kendini sabote etmeye dönüşebiliyor.
Dr Mann, kimlik hırsızlığı sendromu nedeniyle çok iyi pozisyonlardaki işlerini bırakmayı düşünen danışanları olduğunu söylüyor.
"Çünkü, objektif olarak aslında sahte olmadıkları halde, ortaya çıkartılmaktan korkuyorlardı."
Kimlik hırsızlığı sendromu yaşayanlar, zaten kendi sikletlerinin üzerinde olduklarını düşündükleri için kariyerlerinde ilerlemekte tereddüt ediyorlar.
Psikolog Honey Langcaster-James, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Kimlik hırsızlığı sendromu, birinin ipliğimizi pazara çıkarabileceği ya da beklentileri karşılayamaycağımız korkusu içinde yaşamaktır" diyor.
"Bunun sizi ele geçirmesine izin verirseniz, sizi geriletebilir ve hakikaten başarma kabiliyetiniz bulunan şeyleri başaramamanıza neden olur."
Psikolog M. Wallace'a göre bu sendrom ilişkilere de zarar verebilir.
"Nasıl bu kadar şanslı olduğumuzu merak edebiliriz ya da birinin 'gerçek bizi' tanıyınca nasıl hissedebileceğini. Partnerimizi hayalkırıklığına uğratabileceğimizden veya eski partneri kadari iyi olmayabileceğimizden kaygılanırız. Geçmişte bu kadar iyi olmayan ilişkiler yaşadıktan sonra 'bu gerçek olamayacak kadar iyi' diye düşünebiliriz."
Kimlik hırsızlığı sendromu yaşadığınızı düşünüyorsanız, aşağıdaki adımları atabilirsiniz.
Son Dakika › Dünya › Kimlik hırsızlığı sendromu yaşayıp yaşamadığınızı nasıl anlarsınız? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?