İtalya Radikal Partili Cappato: AB Türkiye'den Korkuyor

Halen Milano Belediyesi Meclis üyeliği görevini yürüten Marco Cappato, ülkede ötenazinin yasallaştırılması yönündeki yasa taslağının meclise sunulması için gerekli olan 50 bin imzayı toplamak üzere ülkenin kuzey doğusunda Veneto bölgesindeki Vizenza kentinde başlatılan kampanyanın açılışına katıldı. İmza kampanyası sırasında DHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Cappato, "AB Türkiye'ye hata yaptı, Türkiye de yüzünü batı yerine doğuya, laiklik yerine köktendinciliğe döndürdü" dedi.

KÜRTAJ YASAĞI, ÖZGÜRLÜK KARŞITLIĞIDIR

İtalya'da Radikal Parti'nin girişimleriyle kürtaj ve boşanmanın yasallaştırıldığını vurgulayan Cappato, "Laik bir ülkenin anlamı halkın isteklerine, sorumluluğuna saygılı olmak, birilerini durdurmak yerine herkese seçme hakkı vermektir" dedi. Türkiye'de kürtajın yasaklanmasıyla ilgili gelişmeden üzgün olduğunu belirten Cappato, "AB olarak bizim bu durumda sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Türk Hükümeti ve parlamentosuna şunu söyleyebilirim; Bakın, İtalya size gösteriyor. Kürtajı yasal hale getirdiğimizde kürtaj yaptıranların sayısı yarıya düştü. Kürtaj yasal olduğunda, önlem alma ve bilgilendirme şansınız var. Böylece kürtaj azalıyor. Kürtajı isteyen-istemeyen mücadelesi yok. Bu doğru değil. Gerçekten kürtaj karşıtıysan ve kadınların yaşam hakkını riske atmadan kürtaj oranını düşürmek istiyorsan, kürtajı yasal kılar ve bilgilendirirsin. Bunun karşısındaki bir tutum kadın hakları ve özgürlük karşıtlığıdır" diye konuştu.

SUSUYORLAR ÇÜNKÜ VATİKAN VAR

Cappato, ötenazinin de buna benzer bir sorun olduğunu, yasal olmayan ötenazinin halihazırda hastane ve evlerde yapıldığını söyleyerek, "Biz ötenazinin yasal olmasını, doktorun yardımıyla en iyi tercihin yapılmasnı istiyoruz. Anketlere göre İtalyanların büyük çoğunluğu-ki bu oran Veneto'da yüzde 60 oranında- ötenazi hakkını istiyor. Ama bizim dışımızda kimse, hiç bir yayın organı bu konuda konuşmuyor. Çünkü Vatikan var. Bu kampanyayla politik gündeme ötenazi tartışmalarının da dahil edilmesini amaçlıyoruz" dedi.

Cappato, AB'nin Türkiye'ye karşı büyük hata yaptığının altını çizerek, "10 yıl önce Türklerin büyük çoğunluğu AB'ye girmek isterken AB hayır dedi. Çünkü korkuyor. Göçten korkuyor. Uzun vadede geleceğe yatırım yapmak yerine insanların kısa vadedeki korkuları takip edildi. Türkler de doğal olarak onur meselesi yapıp buna göre bir reaksiyon gösterdi. Hükümet de bu reaksiyonu izledi. Politikacılar AB yerine daha köktendinci ve daha az laik tarafı seçti. Çoğunluğu müslüman olan laik bir ülke kalmak, yüzünü batıya çevirmek yerine, doğuya döndü" diye konuştu.

AB'NİN ÖNCELİĞİ İNSAN HAKLARI DEĞİL

Türkiye'de onlarca gazetecinin tutuklanıp hapse atılmasına, AB'nin yeterli tepki göstermediği yönündek söylemlerin haklı olduğunu, bu noktada AB'nin sadece liderler açısından değil, partiler ve sivil toplum örgütleri açısından da çok kötü bir tutum sergilediğini vurgulayan Cappato, "Türkiye burada değilmiş gibi davranıldı, oysaki yanıbaşımızda. Avrupa'da çok sayıda Türk var. Araya duvar koyma fikri son derece aptalca. Sorun şu ki; insan hakları AB politikasının önceliği değil.Evet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) var. Mesela İtalya AİHM'nden en çok ceza alan ülke. İtalyanlar hukuki süreç için 6-8 yıl arası bekliyor. İtalya'nın, Türkiye'nin ve kendi başlarına insanların hak ve özgürlüğünü sağlayamayan diğer ülkelerin sorunlarıyla yüzleşen güçlü bir AB'ye sahip olma umudu taşıyoruz. Özgürlük etten kemikten insanlar için, Türkiye'deki gazeteciler için, İtalya'daki hasta insanlar için" dedi.

EMMA BONİNO DEVRİM OLUR

DHA muhabirinin Radikal Parti Yönetim Kurulu üyesi ve 'Türk dostu politikacı' Emma Bonino'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik anketlerde en çok oy alan isim olduğunu hatırlatması üzerine ise Cappatto, "Ötenazide olduğu gibi bu da bir demokrasi sorunu. İnsanlar hemfikir. Anketler, Bonino'nun yaptıklarını, sivil savaşını biliyor. O'nun onurlu ve yetenekli olduğunu biliyor. Bu nedenle partiler panik içinde. Her gün başka bir isim ortaya atıp, alternatif üretmeye çalışıyorlar. Bu küçük ama dev kadından çok korkuyorlar. Cumhurbaşkanı olursa, devrim niteliği taşıyacak. Bu nedenle onu cumhurbaşkanı yapmaları çok zor.Ama biz yine de bunun olması için çalışıyoruz" dedi.