İsrail güvenlik kabinesi Gazze Şehri'nin kontrolünü tamamen ele geçirme planını onayladı. Ancak bu karar, hem bölge içinden hem de uluslararası toplumdan tepkilerle karşılaştı.
İsrail'in bölgede sürdürdüğü saldırıları daha da tırmandırabilecek bu adımın, insani krizi derinleştireceği konusunda uyarılar yapılıyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in kararını sert bir dille kınadı.
8 Ağustos tarihli açıklamada bu karar "İsrail'in bölgedeki yayılmacı ve soykırımcı politikasının yeni bir aşaması" olarak ifade edildi.
İsrail'in savaş planlarını durdurması, ateşkesi kabul etmesi ve iki devletli çözüm temelinde müzakerelere başlaması çağrısı yapılan açıklamada, uluslararası toplumdan ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden de İsrail'in "hukuk dışı eylemlerine karşı bağlayıcı adımlar atması" istendi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk de İsrail hükümetinin Gazze Şehri'ni tamamen ele geçirme planının "derhal durdurulması gerektiğini" vurguladı.
Gazze'deki savaşın artık sona ermesi gerektiğini vurgulayan Türk, "Aksi takdirde, daha fazla zorunlu göç, daha fazla ölüm, katlanılmaz acılar, anlamsız yıkım ve vahşet suçları yaşanacak" dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer Gazze Şehri'nin kontrolünün ele geçirilmesinin "yanlış" olduğunu belirterek İsrail hükümetine bu kararı derhal gözden geçirme çağrısında bulundu.
Bu adımın ne çatışmayı sona erdireceğini ne de rehinelerin kurtarılmasına katkı sağlayacağını söyleyen Starmer, "Bu sadece daha fazla kan dökülmesine yol açacak" uyarısında bulundu:
Her geçen gün Gazze'deki insani krizin derinleştiğini ve Hamas'ın elinde bulunan rehinelerin insanlık dışı koşullarda tutulduğunu belirten Starmer şöyle devam etti:
"Acil ihtiyaç duyulan şey ateşkes, insani yardımın artırılması, rehinelerin serbest bırakılması ve müzakere edilmiş bir çözüm."
Başbakan Starmer, Hamas'ın Gazze'nin geleceğinde yeri olmaması gerektiğini savundu, "bölgeyi terk etmeli ve silah bırakmalıdır" dedi.
Starmer, İngiltere ve müttefiklerinin "iki devletli çözümün bir parçası olarak bölgede barışı sağlamak için uzun vadeli bir plan üzerinde çalıştıklarını" belirtti:
"Mesajımız açık: Diplomatik bir çözüm mümkün, ancak her iki taraf da yıkımın yolundan uzaklaşmalı."
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong İsrail'i bu yoldan vazgeçmeye çağırdı. Wong, planın uygulanması halinde Gazze'deki insani felaketin daha da kötüleşeceğini söyledi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen derhal bir ateşkes sağlanmasını ve İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını umduklarını söyledi.
Hükümetin kararı İsrail içinde de eleştirildi.
Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu, planı "rehineleri terk etmek" olarak niteledi.
Yapılan açıklamada, " Kabine dün gece rehinelerin, askerlerin ve İsrail toplumunun sırtından bir başka sorumsuzluk yürüyüşüne çıkmayı seçti" ifadeleri kullanıldı.
İsrail ana muhalefet lideri Yair Lapid ise planın "felaket" olacağını söyledi.
X hesabından yaptığı paylaşımda, "Bu karar, rehinelerin ölümüyle, birçok askerin kaybıyla, vergi mükelleflerine milyarlarca dolarlık maliyetle ve diplomatik çöküşle sonuçlanacak" dedi.
Lapid, söz konusu planın "askeri ve güvenlik birimlerinin görüşleriyle tamamen çeliştiğini" vurguladı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de daha önce bu plana karşı çıkmış ve uyarılarda bulunmuştu.
Hamas ise Netanyahu'nun saldırıyı genişletme planının "rehineleri ortadan kaldırma" amacını taşıdığını öne sürdü.
Yapılan açıklamada, "Netanyahu'nun bu planı, kendi kişisel çıkarları ve aşırıcı ideolojik gündemi uğruna rehineleri feda etme niyetini açıkça ortaya koyuyor" denildi.
Hamas, Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası toplumu da "bu tehlikeli açıklamaları kınamaya ve reddetmeye" çağırarak, saldırıların derhal durdurulması ve işgalin sonlandırılması için acil adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Bölgedeki siviller ise tekrar güneye gönderilmekten ve yeni bir askeri harekâttan korkuyor.
Altı çocuk annesi 52 yaşındaki Maysa el-Şanti, AFP'ye yaptığı açıklamada yaşadıkları çaresizliği şöyle anlattı:
"Bize güneye gidin dediler, sonra kuzeye dönmemizi istediler. Şimdi yeniden güneye göndermek istiyorlar. Biz insanız ama kimse bizi duymuyor, kimse bizi görmüyor."
Gazze'deki insani durumla ilgili uluslararası endişeler de giderek büyüyor.
BM destekli bir değerlendirmeye göre bölgede açlık tehlikesi en önemli sorunların başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bu yıl Gazze'de en az 99 kişi yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti; bu sayının gerçek sayıların çok altında olduğu tahmin ediliyor.
Temmuz ayı sonunda İsrail, Gazze'ye giren yardımlar üzerindeki kısıtlamaları kısmen gevşetti. Ancak Birleşmiş Milletler, bölgeye giren yardım miktarının hâlâ yetersiz olduğunu belirtiyor.
Gazze'deki Filistin Sivil Toplum Kuruluşları Ağı'nın başkanı Amjad El-Şava, AFP'ye yaptığı açıklamada, giriş noktalarındaki uzun denetim süreçleri nedeniyle sadece belirli türde mallar taşıyan günde 70-80 TIR'ın bölgeye girebildiğini söyledi.
Oysa BM'ye göre Gazze'de yaşayanların temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için günde en az 600 yardım tırına ihtiyaç var.
Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze'de büyük bir yıkıma neden olan saldırılarında, şimdiye kadar en az 61.258 Filistinli hayatını kaybetti.
2023 yılında Hamas'ın İsrail'e düzenlediği saldırılarda ise 1.219 kişi yaşamını yitirmişti.
Son Dakika › Dünya › İsrail'in Gazze Planı Tepki Çekti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?