TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, "ABD ile ilişkilerin ekonomik boyutunu iş dünyasında daha fazla hissetmeye başladık" dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türk-Amerikan İş Konseyi (ATC) tarafından düzenlenen 31'inci Türkiye Konferansı, dün Washington'da başladı. Konferansa, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ABD Savunma Bakanı Leon Benetta, Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Namık Tan, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone, TAİK Başkanı Haluk Dinçer, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İlişkilerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Phil Gordon ile ABD ve Türk iş dünyasından ve hükümet çevrelerinden çok sayıda üst düzey yetkili katıldı.
Hisarcıklıoğlu, konferansta yaptığı konuşmada, Türk-ABD ilişkilerinin iktisadi ve siyasi boyutlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlişkilerin iktisadi boyutunun önemine değinen Hisarcıklıoğlu, değişen dünya düzeninde, iktisadi ilişkilerin, Türk-Amerikan ilişkilerinin en güçlü sütunu olması gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, "Konu hakkında
atılacak her adım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin desteğini yanında bulacaktır. Bu taleplerimize ABD Başkanı Sayın Obama'nın Nisan 2009'daki Türkiye ziyaretinde bir karşılık bulduk. Bu ziyarette, Sayın Başkan ikili ilişkilerimize bakışını 'model ortaklık' vizyonunu ile açıklamıştı" diye konuştu.
2009 tarihinden itibaren Türk- Amerikan ilişkilerinde, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve ABD Dışişleri Bakanı Clinton'un ikili ilişkilerin iktisadi boyutuna verdiği öneminin, bürokrasinin her kademesinde hissedilmeye başlandığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Ekonomik ve ticari konular siyasilerin ve bürokrasinin gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Bunun sonucu olarak da son dönemde giderek daha fazla somut adımlar atılıyor" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜMENİN ARKASINDAKİ EN ÖNEMLİ FAKTÖR TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ"
Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, 2009-2011 sonu arasında 3.5 milyona yakın istihdam üretti. Geçen yıl, yüzde 8.5 oranında büyüme gerçekleştirdi. Bu büyümenin arkasındaki en önemli faktör, Türk özel sektörüydü. Özel sektör, 2011 yılında 1.3 milyon kişiye istihdam sağladı" dedi.
"YENİ TEŞVİK SİSTEMİ, TÜRKİYE'Yİ YATIRIM AÇISINDAN DAHA DA CAZİP HALE GETİRDİ"
Türkiye'nin, Çin ile İtalya arasındaki bölgede bir sanayi devi haline geldiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"İyi eğitilmiş iş gücüyle, imalatta sıfır hata ile üretim yapan bir ülke oldu. Otomotivde ABD'den dışında 13 farklı markanın üretildiği tek ülke. 93 ülkede, 206 milyar dolar tutarında müteahhitlik faaliyetimiz var. Dolayısıyla, Türkiye-ABD ikili ticaret ilişkilerinde çok ciddi bir potansiyel ve dolayısıyla fırsatın olduğuna inanıyorum" şeklinde konuştu.
Ticarette ciddi fırsatların olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'nin başta yenilenebilir enerji, ilaç sanayi, savunma sanayi ve emlak olmak üzere, ciddi bir yatırım potansiyeli sunduğu biliniyor. Yeni teşvik sistemi, Türkiye'yi yatırım açısından daha da cazip hale getirdi" dedi.
Hisarcıklıoğlu, turizm alanında Türkiye'nin dünyanın en önemli 7 turizm destinasyonundan biri haline geldiğini söyleyerek, "ABD'den Türkiye'ye gelen turist sayısı 2011'de yaklaşık 762 bine ulaştı. Bu rakam elbette önemlidir. Ancak, şunu vurgulamak gerekir ki, orta büyüklükte bir Avrupa ülkesinden Türkiye'ye gelen yıllık turist sayısı neredeyse ABD'den gelen turist sayısıyla aynıdır" diye konuştu.
Girişimcilik alanındaki işbirliğinin, ikili ilişkiler kadar, üçüncü ülkelerdeki işbirliği için de yararlı bir alan oluşturduğunu söyleyen TOBB/DEİK Başkanı, "Bu çerçevede, ABD Dışişleri Bakanlığının iki önemli programı olan 'Yeni Başlangıçlar için Ortaklar - PNB ve Global Girişimcilik Programı - GEP'in Türkiye'deki yürütücüsüyüz. PNB çerçevesinde, girişimcilik, ekonomik fırsatlar, değişim ile bilim ve eğitim alanında somut projeler geliştirip uyguluyoruz. Bu çerçevede, Sayın Albright ile kurduğumuz çalışma ilişkisine, Türkiye'den geniş bir grubu dahil ettik. Projelerimizi, başarı hikayelerimizi, ABD Başkan Yardımcısı Sayın Biden ve Dışişleri Bakanı Sayın Clinton'a sunduk. PNB kapsamındaki diğer ülkelerle de deneyimlerimizi paylaşmaya devam ediyoruz" dedi.
"İRAN, IRAK VE SURİYE BİZİM KOMŞULARIMIZ"
"Türkiye'nin bulunduğu Bölge, Türkiye-ABD ilişkilerinde bilgi değişimi, empati, ortak vizyon ve yardımlaşmayı gerektiriyor" diyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:
" İran, Irak ve Suriye, bu ülkeler bizim komşularımız. Bu ülkelerdeki en küçük istikrarsızlık, Türk halkını genel anlamda ekonomimizi ve özellikle sınır bölgesi illerindeki ekonomilerimizi doğrudan etkiliyor."
Suriye'de insanların katledilmesinden ve Suriyelilerin mülteci haline gelmiş olmasından duydukları rahatsızlığı dile getiren Hisarcıklıoğlu, "İnsanların işini kaybetmelerinden rahatsızız. İnsanlık dramına mevcut dünya düzeninde çözüm bulunamıyor olmasından da son derece rahatsızız. Sorunun çözümü uzadıkça, katliamlar artıyor. Düşmanlıklar derinleşiyor. Türkiye bu bölgeden kaynaklanan hareketler üzerinden istikrarsızlaştırılmak isteniyor" dedi.
Irak'ın, Türkiye'nin en önemli ticaret ortaklarından biri olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'den giden yatırımcılar, Irak'ın, özellikle Kuzeyi'nin ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Irak'ın her bölgesinde iş adamlarımız çalışıyor. Ancak, buradaki siyasi istikrarsızlıktan endişeliyiz. Biz, Irak'ın tamamının istikrarlı olmasını ve Irak halkının refahının yükselmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
KIBRIS'TA ÇÖZÜM
Kıbrıs sorununa da değine Hisarcıklıoğlu, "Kıbrıs sorununda çözüm bulunmalıdır. Kıbrıs Türkleri, haksız ekonomik ve siyasi ambargo ile yaşamaktadır. Buna son verecek bir irade harekete geçmelidir" dedi.
TÜRKİYE'DEKİ EKONOMİK DÖNÜŞÜM
Türkiye'nin son 30 yılda sessiz bir tarım ülkesinden, dinamik bir sanayi ülkesine dönüştüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üstelik bu kapsamlı değişimi istikrarlı bir biçimde gerçekleştirdik. Ben bu kapsamlı dönüşümü maemleketimizin iki temel özelliğine borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Bunlardan ilki insanımızın girişimciliğidir. Biz, 1980 yılındaki politika reformları sayesinde, Cumhurbaşkanı Özal sayesinde, dışa açılarak, dünyanın parçası olarak, zenginleşebileceğimizi öğrendik. Yaparak öğrendik. Bu kapsamlı dönüşümün ikinci temeli ise, demokrasimizin gücüdür. Biz değişimin yolunun seçim sandığı olduğunu çok iyi biliriz. Sandık başında olduğumuz an en özgür olduğumuz andır. Bu duyguyu hiç unutmadık. Hiç unutmayız. Sandık her vakit doğru işlemiş, sorun çözmüştür." - WASHINGTON
Son Dakika › Dünya › Hisarcıklıoğlu, Türk-Amerikan İlişkilerini Değerlendirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?