Fort Dix Komplo mu

ABD’de Türk genci Serdar Tatar dahil beş kişinin yargılanacağı terör davasında sahte delil şüphesi ortaya çıktı. Time dergisi Fort Dix üssüne saldırı planı yapmakla suçlanan sanıklardan Eljvir Duka’nın yazdığı iddia edilen "cihat" mektubunu uzmanlara incelettirdi. Uzman görüşüne göre yazı büyük ihtimalle Duka’ya ait değil.

ABD’nin New Jersey eyaletindeki Fort Dix askeri üssüne otomatik silahlarla saldırı düzenlemeye hazırlandıkları iddiasıyla 7 Mayıs’ta tutuklanan biri Türk beş kişi aleyhine açılan davada, savcılıkça öne sürülen delillerin güvenirliliği tartışılıyor. Time Dergisi’nin yaptığı soruşturma, mart ayında başlayacak davayı, Philadelphia’daki Federal Tutukevi’nde (FDC) bekleyen Müslüman zanlılara yönelik en sağlam kanıtın bile "şüpheli" olduğunu ortaya koydu.

Dergiye göre, davanın kilit konumdaki delili, Arnavut asıllı Eljvir Duka’nın tutukevinde bir başka Müslüman mahkuma yazdığı iddia edilen bir mektupta geçen, "Cihatta Allah için neden herşeyi feda etmeye hazırlandığımızı şimdi anlıyorsun" cümlesi. Duka’dan bir dua yazmasını isteyen mahkumun, bu mektubu alır almaz gardiyanlara ilettiği iddia ediliyor. Ancak Duka, böyle bir mektup yazmadığını ve el yazısının da kendisine ait olmadığını savunuyor.

EL YAZISI TUTMUYOR

Time, el yazısını uzmanlara analiz ettirdi ve mektubun Duka’nın elinden çıkmadığına dair "ciddi bir şüphe" bulunduğunu bildirdi. Duka’nın avukatı da, "Bu mektubun müvekkilimin elinden çıkmadığını biliyordum, sonuca şaşırmadım" dedi. Zanlıların, devlet tarafından maaşa bağlanan ve eski bir tutuklu olan muhbirin yönlendirmesiyle yakalandığını anımsatan dergi, giderek daha fazla terör davasının bu tür deliller üzerine kurulduğunu belirtti. Time, muhbirlerin terör davalarındaki "sorunlu" rolünü sorguladı.

Türk zanlı Serdar Tatar’ın, babasının pizza dükkanı sayesinde kışlanın haritalarını elde ettiği iddia ediliyordu. Atış talimi yaparken ve silah satın almaya çalışırken yakalanan grubun, içlerine sızan ve eski bir hükümlü olan FBI muhbiri tarafından terör saldırısı için adeta "teşvik edildiği" de öne sürülmüştü. Buna karşın, savcılığın elindeki yüzlerce saatlik ses ve görüntü kasetlerinin, ömür boyu hapisleri istenen zanlıların suçlu bulunması için yeterli olmadığı bildirilmişti. Kefaletle salıverilmeleri reddedilen üç Arnavut, bir Ürdünlü ve bir Türk zanlı, suçlamaları reddediyor.