Nükleer alanlarda çalışmalar yürüten İranlı bilim insanlarına yönelik suikastlar zinciri, Tahran Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak görev yapan Mesud Alimuhammedi'nin 2010'da öldürülmesiyle başladı.
Kuantum fiziği ve temel parçacık fiziği alanlarında çalışmalarıyla bilinen Alimuhammedi, 12 Ocak'ta evinin önünde motosiklete yerleştirilmiş bombanın patlatılması sonucu hayatını kaybetmişti. Saldırıda Alimuhammedi'nin eşi de yaralanırken, İran konuyla ilgili olarak İsrail ve ABD'yi suçladı. O dönemki ABD hükümeti ise İran'ın bu suçlamalarını kabul etmedi.
Aralık 2010'da saldırının faili olarak yakalanan Mecid Cemali Feşi adlı zanlı, sorgusunda suikasta ilişkin rolünü itiraf etti. Tel Aviv'de İsrail İstihbarat Teşkilatı'nın (Mossad) eğitiminden geçtiğini ve suikastı İsrail adına işlediğini anlatan Feşi, suikast karşılığında Mossad'ın kendisine 120 bin dolar ödediğini de açıkladı. Yargılandığı mahkeme tarafından 2011'de idama mahkum edilen Feşi 2012'de infaz edildi.
9 Aralık 2010'da saldırganlar bu kez Şehid Beheşti Üniversitesi'nde nükleer alanda çalışmalar yürüten iki profesörü hedef aldı. İran Atom Enerjisi Kurumu bünyesinde kuantum fiziği alanında çalışmalar yapan profesör Mecid Şehriyari, seyir halindeki aracına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitirdi. Aynı gün Şehid Beheşti Üniversitesi'nde nükleer fizik profesörü olan Feridun Abbasi'ye de aynı yöntemle suikast girişimi yapıldı. Abbasi, saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu.
Suikasta kurban verilen bir diğer nükleer fizikçi Daryuş Rızainejad ise 23 Temmuz 2010'da Tahran'da eşi ile birlikte çocuğunu kreşten aldıktan sonra motosikletli saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu öldü. Saldırıda Rızainejad'ın eşi ve çocuğu da yaralandı. İran medyası, saldırının ardından Rızainejad'nin nötron aktarımı uzmanı bir fizik profesörü olduğunu duyurdu. Yetkililer ise suikasta uğrayan kişinin Tahran'daki Hace Nasır-ı Tusi Üniversitesi'nde elektronik öğrencisi olduğunu açıkladı ancak Batı medyası daha sonra öldürülen kişinin nükleer fizikçi olduğunu doğruladı.
Saldırının ardından dönemin İran Meclis Başkanı Ali Laricani, ABD ile İsrail'i "terör eylemiyle" suçladı ancak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, saldırıyla ilgilerinin olmadığını ifade etti.
Natanz'daki uranyum zenginleştirme merkezinde görevli nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Ruşen de 11 Ocak 2012'de Tahran'ın doğusundaki Allame Tebatebai Üniversitesi'nin yakınlarında arabasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucunda yaşamını yitirdi. Ruşen'in yanında bulunan şoförü Rıza Kaşkayi de saldırıda hayatını kaybetti. Aynı zamanda İran'ın füze programının başındaki isimlerden olduğu da söylenen Ahmedi Ruşen'in ölümünün ardından Natanz'daki nükleer tesise Şehid Ahmedi Ruşen Nükleer Merkezi adı verildi.
ABD'de haftalık yayın yapan Time dergisi 13 Ocak 2012'de Batılı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, İranlı nükleer fizikçileri hedef alan suikastların ardında İsrail'in olduğunu ve Ahmedi Ruşen'in de bu suikastlar zincirinin son kurbanı olduğunu yazmıştı.
Dün öğleden sonra İran'ın nükleer programının mimarlarından Muhsin Fahrizade, Tahran'a bağlı Abserd ilçesinde düzenlenen terör saldırısında ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Fahrizade doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami, suikasttan İsrail'i sorumlu tuttu. Fahrizade'nin öldürülmesinin İsrail'in, İran'ın modern bilime ulaşmasını engellemek için attığı en açık adım olduğunu savunan Selami, "Siyonistler nükleer bilimcimizi öldürdü ancak bu adımın karşılığını nerede verdiğimizi kendileri bilir. Biz açıklamıyoruz fakat onlar biliyor. Geçmişte sahada hiçbir adımı karşılıksız bırakmayacağımızı gösterdik" dedi.
İran Dışişleri Bakanı Zarif de nükleer fizikçi Fahrizade'ye yönelik terör saldırısında İsrail'in rolü olduğuna dair ciddi belirtiler bulunduğunu söyledi. Zarif, saldırıyı "devlet terörü" olarak tanımladı ve "İran, uluslararası topluma, özellikle de Avrupa Birliği'ne utanç verici çifte standartlarına son verme ve bu devlet terörünü kınama çağrısında bulunuyor" ifadelerini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise İsrail'i bilim insanlarına paralı asker tutarak suikast düzenlemekle suçladı. İran lideri Ruhani konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Şehit Fahrizade'nin öldürülmesi, düşmanlarımızın çaresizliğini ve nefretlerinin derinliğini gösteriyor. suikastın İran'ın başarılarını engelleyemeyecek" ifadelerine yer verdi. Öte yandan, İran Savunma Bakanlığı, ülkenin nükleer programının mimarı olarak görülen Muhsin Fahrizade'nin başkent Tahran yakınlarında uğradığı suikast sonucu hayatını yitirdiğini bildirmiş, olayı 'terör saldırısı' olarak nitelendirmişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Fahrizade'nin öldürülmesine ilişkin "Size Ortadoğu'da bir hareketlenme olduğunu söylemek istiyorum. Gergin günler bizi bekliyor" dedi. Yedioth Ahronot gazetesine göre ise Netanyahu, düzenlediği basın toplantısında, Fahrizade'nin suikastinde İsrail'in rolü olduğuna işaret etti. Maariv gazetesinin haberinde Netanyahu'nun, "Bu hafta yaptıklarımın tamamını sizlerle paylaşamam" şeklindeki sözlerine yer verildi.
Öte yandan, Eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Brennan, İran'ın nükleer programının kilit isimlerinden bilim insanı Muhsin Fahrizade'nin suikast sonucu öldürülmesini "uluslararası hukuka aykırı ağır bir suç" olarak nitelendirdi. Brennan, Tahran'ın Joe Biden yönetimini beklemesi gerektiğini belirterek, "İran yönetimi, sorumluluk sahibi Amerikan liderliğinin küresel ölçekte dönüşünü bekleyecek kadar erdemli olmalı ve potansiyel faillere karşı harekete geçme tavsiyelerine direnmelidir" ifadelerini kullandı.
İran nükleer programının mimarı olarak tanınan Muhsin Fahrizade'nin adı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2018'de İran nükleer programı hakkında yaptığı sunumda özellikle belirtilmişti. Netanyahu, Nisan 2018'de İsrail istihbarat servisi Mossad'ın, İran nükleer çalışmalarından ele geçirildiğini iddia ettiği çok sayıda belgeyi kamuoyuyla paylaşmıştı.
Bu toplantıda Netanyahu, Fahrizade'nin projenin başında olduğunu ileri sürmüş ve "Bu ismi unutmayın" ifadesini kullanmıştı.
Öte yandan suikasta ilişkin açıklamalarda bulunan Netanyahu, "Size Orta Doğu'da bir hareketlenme olduğunu söylemek istiyorum. Gergin günler bizi bekliyor" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Dünya › İran'daki suikast Ortadoğu'yu karıştırdı! Netanyahu 2018'de Fahrizade için 'Bu ismi unutmayın' demiş - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (2)