Alman eğitim sisteminin göçmen çocukları dışlaması, Türk aileleri çocuklarını Türkiye'de eğitim almaya zorluyor.
Wiesbaden'de ikamet eden Öztürk ailesinin müracaatı üzerine bir davayı üstlenen avukat Memet Kılıç ve eşi Fidan Kılıç, Almanya İş Ajansı ve Hukuk Dairesi ile yazışmalarında Aile Kasası'na (Familienkasse) geri adım attırarak Türk ailenin yeniden çocuk parası almasını sağladı.
Avukat Kılıç, Alman okul sisteminin göçmen çocuklarını genel olarak dışlamasından dolayı birçok ailenin son çare olarak çocuklarını imkanları ölçüsünde Türkiye'de okula gönderme yoluna başvurduğunu söyledi. Bu nedenlerden birisinin ailelerin gelecekte Türkiye'de oturma arzusunda olması olduğunu anlatan Kılıç, "Bir diğeri ise para yönünden iyice köşeye sıkıştırılmaları. Çok önemli bir neden ise Almanya'da eğitim sisteminin göçmen çocukların aleyhine çalışmasıdır" dedi.
Bu nedenle ebeveynlerin başka şans göremedikleri için çocuklarını Türkiye'de okutmak zorunda kaldıklarını ifade eden Kılıç, şöyle konuştu: "Aileler çocuklarını Türkiye'de okutunca buradaki kurumlar ailelere çocuk parasını buradaki yasal düzeyde alamayacaklarını, sadece eski 10 mark karşılığı 5.60 euro çocuk başına alabileceklerini söylüyor. Bu ise ailelerin iki kez mağdur olmalarına neden oluyor. Birincisi çocuklarından ayrı kalıyorlar ikincisi masraflı yurt dışı eğitimi için devlet desteğinden mahrum kalıyorlar. Bir diğer neden ise çocuklarıyla olan bağları neredeyse kopma noktasına geliyor. Makamlar, bunu yaparken de vergi kanununun 63. maddesinin 1. fıkrasının 3. numarasına dayanıyor. Diyorlar ki; 'çocuk eğer Almanya'da veya bir Avrupa topluluğu ülkesinde yaşamıyorsa o zaman çocuk parasına hak sahibi değildir.' Aileler de bunu kabullenmek zorunda kalıyor. Oysa Avrupa Adalet Divanı vermiş olduğu kararda Türk vatandaşlarının aile yardımları anlamında Avrupa Topluluğu vatandaşlarına eş tutulmaları gerektiğine karar vermiştir."
Çocuklarını yurt dışında okutmak zorunda kalan Türk ailelerin yardım parası alabilmeleri için başlattıkları mücadele sürecine de değinen Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Alkan Öztürk, Halil Öztürk, Yavuz Kemal Öztürk, Esma Öztürk, aileleri tarafından Bursa'da özel bir koleje gönderilmiş. Müvekkilimin yaşadığı bölgedeki kurum çocuk parasını kestiği gibi daha önce ödenen 6 bin 410 Euro'luk paranın hemen kendilerine ödenmesini istemiş. Biz öncelikle karara itiraz ettik. Öncelikle 6 bin 410 euronun hemen ödenmemesi için erteleme başvurusunda bulunduk. Ondan sonra aramızda birçok yazışma geçti o yazışmalarımızda da şu noktalara değindik; 'Çocuk parası bir sosyal ödevdir', 'Çocuk parası aynı zamanda anne ve babanın vergi yükünü hafifletici ve çocuklar için asgari yaşam standardını sağlayıcı bir paradır, Çocukların asgari yaşam standardına onların okul eğitimi de dahildir"
TÜRKLER AB VATANDAŞLARINDAN DEZAVANJLI DEĞİL
Avukat Kılıç, Türkiye ile Almanya arasında iki taraflı anlaşmaların Türk vatandaşlarının çocukları için çocuk parasına ancak bir işçi olarak işsizlik sigortası ile çalışıyor ise veya işsizlik parası veya hastalık parası alıyorlar ise mümkün olduğunu öngörmektedir" hatırlatmasında bulundu.
Avukat Kılıç, "Çocuklar, vatandaşlıklarına bakılmaksızın eğer oturum yerleri Almanya ise çocuk parasına hak kazanırlar. Avrupa Adalet Divanı bir Türk vatandaşı hakkında vermiş olduğu bir kararda 3/80 ortaklık konseyi anlaşmasının 4. maddesi gereğince aile yardımları konusunda Türk vatandaşlarının AB vatandaşlarından daha dezavantajlı muamele görmelerinin yasak olduğuna karar vermiştir. Ayrıca Avrupa Adalet Divanı'nın kanunlarına göre bir kimsenin işçi olarak kabul edilebilmesi için yalnızca bir rizikoya karşı genel bir sosyal sistem içerisinde zorunlu veya gönüllü sigortalı olması yeterlidir" diye konuştu.
Bu aşamada devreye girerek mevcut hakları tespit ettiklerini anlatan Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Çocukların oturma yerlerini terk etmediklerini ispat ettik. Yani çocuklar Türkiye'de oturuyor olsalar dahi ikametgahlarını terk etmemiş oldu. Eğer çocuklar 5 ay süre içerisinde Almanya'da yaşıyorlarsa bu durumda uzun yıllarda başka bir memlekette kalsalar dahi buradaki oturma haklarını kaybetmezler. Bunu vatandaşlarımız şu olayla karıştırmasınlar yabancılar hukuku anlamındaki ikametgah ile ekonomik ikametgah farklıdır."
Avukat Kılıç gurbetçi vatandaşlara da bazı önerilerde bulundu; "Aileler mümkünse çocuklarını Alman vatandaşı yaptırsın. Çocukları memleketlerine gittiklerinde buradaki odaları derli toplu onlar için hazır kalsın. Çocuklar tatillerini Almanya'da geçirsin; böylelikle ekonomik haklarını kaybetmezler. Ailelere kesinlikle çocuklarınızı başka ülkelere gönderip okutun tavsiyesinde bulunmuyoruz. Ailenin yanında olmak daha önemli. Anne babalar çocukların bu sistem içerisinde harcandığını hissederlerse mutlaka başka bir ülkeye göndersin. Almanya'da okul sistemi, üçlü sistem hatta bizim için dörtlü sistem tamamen göçmen çocuklarının harcandığı bir sistem. Çocuklar kendi ana dilleri yanında eğitim dilleri olan Almanca'yı pekiştirirken bu sistemde çocuğun gelecekte ne yapması gerektiğine karar verdiriyor. Bu eleme çok erken ve sert bir eleme. Bu da göçmen çocukların harcanmasına neden olmaktadır. İmkanları içerisinde okullara gidemiyor, gönderildikleri okullarda ise başarılı olamıyorlar."
Göçmen çocukların zeka seviyelerinin altındaki okullara gönderildiğine de dikkati çeken Kılıç, "Almancası yeterli olmayan çocuk önce şaklabanlık yapıp kendini ispata çalışıyor. Ardından huzuru bozarak ispat yöntemini seçiyor. Ardından suç teşkil eden olaylara yöneliyor. İşin içerisine suç girince bu kez sınır dışı gündeme geliyor. O zaman avukatların kapısını çalıyorlar" ifadelerini kullandı.
"Hayat şartları çocuklarımızı Türkiye'ye göndermemizi istediği anda buradaki haklarımızı kimsenin almasına müsaade etmemeliyiz" diyen Kılıç, şu tavsiyelerde bulundu: "Bu durumda olan ailelerin ilk yapmaları gereken şey bulundukları aile kasalarına dilekçe ile başvursunlar. Şayet olumsuz karar aldıkları taktirde mutlaka ellerindeki karar süresini geçirmeksizin itiraz etmek üzere bir avukata müracaat etsinler. Geçmişe yönelik hakların talep edilmesi mümkün değil. Türkiye'de okuyan çocukları için çocuk parası almak isteyenlerin bu talebi dilekçe tarihinden itibaren geçerlidir."
Çocuk parasının federal yardım olmasından dolayı tüm Almanya çapında geçerli olduğunu da belirten Avukat Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: "Federal düzeyde alınan bir karara eyaletlerde uymak zorunda. Çocuklar eğitimlerine devam ettiği müddetçe ki bu 2006 yılı itibariyle 25 yaş olarak belirlendi. Yani çocuklar Türkiye'de okuyup buraya dönmeyi düşünmeseler dahi aileler çocuk parasını 25 yaşına kadar alabilirler."
(OS-CY-CY-HO-Y)
Son Dakika › Dünya › Çocuklarını Türkiye'de Okutan Ailelere 'Yardım Parası' Müjdesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?