Başbakan Erdoğan, Köln Arena Stadyumu'nda Türkler'le Bir Araya Geldi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Köln Arena Stadyumu'nda Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarla bir araya geldi.

Başbakan Erdoğan, yaklaşık 20 bin kişinin doldurduğu stadyumda yaptığı konuşmada, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlara seslenerek demokratik güçlerini kullanmaları çağrısında bulundu. Türkiye'nin önüne engel çıkarmak isteyenlerin Türk toplumunun demokratik gücünü görmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Herhangi bir ülkenin politikacıları, bir açıklama yapacakları zaman, 'Türkler acaba ne düşünür, ne yapar', bunu mutlaka hesaba katmalıdır. Yeter ki biz dayanışma içinde olalım. Yeter ki biz kendimizi yabancı

gibi, öteki gibi, misafir gibi değil, bu ülkenin asli unsuru olarak görelim. Bunu başardığınızda göreceksiniz ki buradaki sorunlarınız da tek tek aşılacaktır" diye konuştu.

"İNSANLARA KENDİ VATANLARINI DAR ETMEYE KİMSENİN HAKKI VE YETKİSİ YOKTUR"

Başörtülü öğrencilerin üniversitelere girememesine de üstü kapalı şekilde değinen Erdoğan, "Geçmiş dönemlerdeki kötü ekonomik şartlar, yolsuzluk, işsizlik nedeniyle buralara gelmek, buralarda ağır şartlar altında çalışmak zorunda kaldınız. Bunun ne demek olduğunu, gurbetin ne anlama geldiğini sizden daha iyi kimse bilemez. Binlerce öğrencimiz de bir takım engellemeler nedeniyle buralara, dünyanın başka ülkelerine gitmek suretiyle bu gurbeti yaşamak zorunda kaldılar" dedi. Erdoğan, "Buna kimin, ne hakkı

olabilir? İnsanlara kendi vatanlarını dar etmeye kimin hakkı, yetkisi olabilir. Bizim zeki çalışkan gençlerimizi, ülkelerini terk etmeye, adeta bir beyin göçünün aktörleri olmaya zorlayan malum zihniyet acaba hangi anlayışla, hangi yetkiyle bu adımı atabiliyor. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Türkiye bu uygulamaları hak etmiyor" diye konuştu.

"ASİMİLASYON BİR İNSANLIK SUÇUDUR"

Asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu ifade eden Erdoğan, Avrupalı Türkler'in asimilasyona karşı gösterdiği duyarlılığı çok iyi anladığını belirtti. Erdoğan, "Kimse sizden asimilasyon konusunda hoşgörü bekleyemez. Zira asimilasyon bir insanlık suçudur. Bunu böyle bilmemiz lazım" dedi. Erdoğan, "Fakat şunun da farkına varmamız gerekiyor. Bugünün Almanya'sında, Avrupa'sında, bugünün dünyasında artık kendinizi öteki olarak, geçici olarak göremezsiniz, görmemelisiniz. Sadece Almanya'da değil, Avrupa'nın

birçok ülkesinde vatandaşlarımızın sayısı 5 milyona yaklaştı. Bunca çoğunluğa rağmen bu ülkelerdeki temel bazı meselelerin hala gündemde olması manidardır. Bizim çocuklarımız elbette Türkçe öğrenecekler. Bu sizin ana diliniz. Bunu çocuklarınıza aktarmanız en tabii hakkınızdır. Ancak bulunduğunuz ülkenin dilini hatta bununla birlikte fazlasına birkaç dili öğrenmeniz, her alanda, her noktada, sizi avantajlı duruma getirecektir" diye konuştu.

Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının, buradaki eğitim imkanlarından azami derecede yararlanması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "3 milyon nüfusuyla Türk toplumu bugünün Almanya siyasetinde etkin olma, belirleyici olma gücüne sahiptir, sahip olmalıdır" dedi. Erdoğan, "Neden bizim Almanya'da, Hollanda'da, Belçika'da ve diğer Avrupa ülkelerinde belediye başkanlarımız olmasın, neden siyasi partilerde temsilcilerimiz olmasın, faaliyet gösteren gruplarımız olmasın? Neden bizim Almanya Parlamentosu, Avrupa

Parlamentosu'nda daha çok temsilcimiz olmasın, neden bulunduğumuz ülkelerin sosyal politikalarının belirlenmesinde bizim görüşlerimiz dikkate alınmasın?" şeklinde konuştu.

Erdoğan ayrıca, "Ne yazık ki biz Türkiye olarak yıllarıdr bunun ceremesini çekiyoruz. Bazı topluluklar, bir avuç olmalarına rağmen, yaptıkları lobi faaliyetleri sayesinde bulundukların ülkenin politikalarına nüfuz edebiliyorlar, baskı unsuru olabiliyorlar. Biz neden çıkarlarımızı korumak için lobi faaliyetlerinde bulunmayalım? Şu anda Almanya'da 3 milyon Türk var, bunun 800 bini Alman vatandaşı. Bunun üzerinde iyi durmamız lazım. Bu soruları artık kendinize, birbirinize daha sık sormanız gerekiyor"

dedi.

Türkiye'nin Almanya'daki Türk sivil toplum örgütleri ile sürekli temas halinde olduğunu kaydeden Erdoğan, Türk toplumunun sorunlarının nasıl çözüleceği noktasında daha fazla çaba harcandığını ve mücadele verildiğini söyledi.

"TÜRKİYE'NİN AB TAM ÜYELİĞİNDEN BAŞKA BİR TERCİHİ YOKTUR"

Türkiye'nin AB tam üyelik müzakerelerinin 2 yıl önce başladığını hatırlatan Erdoğan, zaman zaman bazı ülkelerin Türkiye'nin üyeliğini iç politika malzemesi olarak kullandığını ve müzakere sürecini engellemek için faaliyetler içinde olduğunu belirtti. Erdoğan, "Şunu özellikle vurgulamak istiyorum, Türkiye'nin tam üyelikten başak AB'de ikinci bir alternatifi yoktur, olamaz. Zaman zaman bazıları çıkıp imtiyazlı ortaklık gibi şeyler söylüyorlar. Bizim kitabımızda imtiyazlı ortaklık diye bir şey yok. Fakat

şunu da bilmenizi istiyorum AB müktesebatında da imtiyazlı ortaklık diye birşey yok. Şimdi yeni bir senaryo hazırlıyorlar. Türkiye bu senaryonun aktörü olamaz ve Türkiye'ye de böyle bir elbiseyi kimse giydiremez, bunu da bilmeleri lazım" dedi.

"BİZ KAÇAN TARAF OLMAYACAĞIZ"

Türkiye'nin Avrupa Birliği macerasının 1959'da başladığını belirten Erdoğan, "1963'te yasal sürece girdik. 1963'ten bu yana Türkiye yasal olarak Avrupa Birliği süreci içinde. Düşünebiliyor musunuz 45 yıl? Hep bunu yaptılar. Hep bu tür şeyler söylediler. Ama Türkiye sabretti. Sabırla bugünlere geldik. Şimdi yine 'birşeyler yapmak suretiyle belki' diyorlar, Türkiye çekilir gider, kusura bakmasınlar çekilmeyeceğiz. Biz bu yola devam edeceğiz. Ha istemiyorlar mı, istemiyorlarsa kararı onlar versin, ama biz

kaçan taraf olmayacağız. Biz çekilen olmayacağız. Biz dersimizi çalışıyoruz, işimizi de biliyoruz" dedi.

"AB, MEDENİYETLER İTTİFAKI PROJESİNİN ADRESİ OLSUN"

Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın önderliğinde, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile eş sunuculuğunu yaptığı Medeniyetler İttifakı'nın önemli bir adım olduğunu kaydeden Erdoğan, AB'nin bu ittifakın adresi olmasını istediklerini söyledi. Erdoğan, "Bu önemli adıma niye girdik. Neden? Avrupa Birliği, bu medeniyetler ittifakının adresi olsun diye girdik. Aksi takdirde bunun adı ittifak olmazdı.

Kendi çalar, kendileri oynardı. Burada bir incelik var. Bir taraftan 1.5 milyarlık İslam dünyası adına demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye, Batı adına ise İspanya... Birlikte bu işe girdik. Arzu edilen ne? Medeniyetler çatışması olmasın, medeniyetler ittifakı olsun. İlk adresi neresi olsun? Avrupa Birliği olsun. Ama Avrupa Birliği bu işi hazmedemiyorsa, bu işin sorumlusu biz olmayız, hazmedemiyenler olur" dedi.

Bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yaklaşımının doğru olmadığını ifade eden Erdoğan, "Bizim zaten Avrupa'da 5 milyona yakın vatandaşımız var. Gelin bizi sudan bahanelerle oyalamayın. Bir an önce bu işi bitirelim. Kolay değil 45 yıl geçti. Oyalamayın! Tabii oturup konuşuyoruz, bakıyorsunuz ki tıkanıyorlar, ama biz sabırlıyız. İnşallah biz bunu aşacağız. Fakat bazıları da diyor ki, 'çekilin Avrupa Birliği'nden, herhangi birşey olmaz'. Değerli kardeşlerim, biz bu oyuna da gelmeyeceğiz. Biz ısrarla bu yola

devam edeceğiz" dedi.

Bu noktada Avrupa'da yaşayan Türkler'in, Türkiye'nin elçileri olarak, demokratik haklarını kullanarak Türkiye'ye yardımcı olmalarını isteyen Erdoğan, "Önünüze konulan engelleri de sizler özel gayretlerinizle sivil toplum örgütlerinin dayanışması ve örgütlenmesi ile aşacaksınız, ben buna inanıyorum" diye konuştu.

"BİZİ TUTANA AŞK OLSUN DİYORUM"

AK Parti iktidarı boyunca kaydedilen ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, ihracatın 2007 sonu itibariyle 107 milyar dolara ulaştığını belirterek, kişi başına düşen milli gelirin 2500 dolardan 7 bin dolara ulaştığını söyledi. Erdoğan, "Gayretimiz bunun için, çünkü hedef 2013'te 10 bin doları aşmak. Böyle bir hedef koyduk. Fakat bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Çünkü bu yakaladığımız andan itibaren Türkiye'yi tutana, Türkleri tutana aşk olsun diyorum" dedi.

(İHA-İB-İB-OK-D)