Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 6 Eylül’de işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlenen bir gösteride İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen Ayşegül Ezgi Eygi’nin cenazesinin Türkiye’ye nakledilmesiyle ilgili işlemlerin tamamlandığını açıkladı.
Tel Aviv Büyükelçiliği ve Kudüs Başkonsolosluğu tarafından yürütülen işlemlerin sonlandırıldığını aktaran Bakanlık, Eygi’nin cenazesinin Cuma günü Türkiye’ye varmasının öngörüldüğünü belirtti.
Bakanlık kaynaklarına göre Eygi’nin cenazesinin Perşembe gecesi Tel Aviv’den Bakü’ye götürülmesi ve cenazeyi burada Bakü Büyükelçiliği’nin teslim alması planlanıyor.
Defnin ise Aydın’ın Didim ilçesinde olabileceği aktarılıyor.
Peki Ayşenur Ezgi kimdir?
Eygi 27 Temmuz 1998’de Antalya’da doğdu. Ailesiyle kısa bir süre sonra ABD’ye taşındı.
Sonraki hayatını bu ülkede geçirdi. Ancak aile üyelerinin aktardığına göre dönem dönem Türkiye’ye de gelip gidiyordu.
Geniş aile üyelerinin önemli bir kısmı Türkiye’de yaşıyor.
Eygi’nin Facebook profilinde geçmiş yıllarda Türkiye’de çekilmiş fotoğrafları da yer alıyor.
Eygi'nin ABD’de üniversite eğitimine başlamadan önce siyasi kampanyalar içinde yer aldığı aktarılıyor.
ABD’de faaliyet gösteren sosyalist gruplardan Socialist Alternative (Sosyalist Alternatif), Eygi’nin ölümünün ardından yaptığı açıklamada, Eygi’nin 2015 ile 2018 arasında üyeleri olduğunu belirtti.
Yazıda, Eygi’nin gruba katılmasının, demokratik sosyalist çizgideki Demokrat Partili senatör Bernie Sanders’ın yükseliş dönemine denk geldiği belirtiliyor.
Yazıya göre 2016 seçimlerini Donald Trump kazandığında Eygi, Trump karşıtı eylemlerde aktif rol oynadı, öğrenci eylemlerinde öncülük yaptı ve bazı eylemlerde etkili konuşmalar yaptı.
Sitede Eygi’nin Trump karşıtı konuşmalarıyla ilgili haber ve videolar ile 2016 tarihli, Seattle’daki öğrenciler olarak katıldıkları bir eylemi anlatan yazısı da bulunuyor.
Eygi, Karl Marx’tan alıntı yaptığı bu yazıda, “Bu seçim bir ateş yaktı ve biz o ateşin kendisiyiz, inanacağımız bir gelecek için yanıyoruz” ifadesini kullanıyor.
Grubun yayımladığı yazıya göre Eygi, 2016 ila 2017’de ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde inşa edilmesi planlanan petrol boru hattını protesto etmek ve engellemek için gerçekleştirilen çevreci kampanyada da aktif bir şekilde yer aldı ve burada kurulan protesto kampında da kaldı.
Eygi, ilerleyen yıllarda Washington Üniversitesi’nde psikoloji okudu ve ayrıca Orta Doğu dilleri ve kültürü programında yan dal yaptı.
Üniversite’nin açıklamasına göre Eygi, psikoloji bölümüne yeni gelen öğrencileri karşılamaya yardımcı olan bir akran mentoruydu da.
Siyasi eylemlilik süreci üniversite yıllarında da devam etti Eygi'nin.
Bu dönemde Filistin’le ilgili kampanyalara da aktif bir şekilde katıldı.
Anadolu Ajansı’na (AA) konuşan Eygi’nin üniversite arkadaşlarından Nilan Aydın, “kendisinin de zaman zaman İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırına karşı protestolara katıldığını, Eygi'nin de bu protestolarda bulunduğunu ve birçok kez Filistin için maddi yardımda bulunduğunu” belirtiyor.
Guardian gazetesine konuşan, Eygi’nin de derslerine girdiği Washington Üniversitesi Orta Doğu Dilleri ve Kültürleri Bölümü öğretim üyesi Aria Fani, Eygi’nin ABD üniversitelerinde geçen yılki protestolar sırasında aktif rol aldığını belirtiyor.
Eygi’nin, protestolar sırasında kampüslerde kurulan onlarca Filistin yanlısı kamptan biri olan Washington Üniversitesi kampüsündeki “Gazze Özgürleştirilmiş Bölge için Halk Üniversitesi”nin organizatörlerinden biri olduğunu söylüyor.
Fani ayrıca “Eygi’nin Türk milliyetçiliğini ve Kürtlere yönelik şiddeti eleştiren” bir tutumu olduğunu belirtiyor.
“ABD dış politikasına ve ABD'deki beyaz üstünlüğüne karşı çok eleştireldi ve İsrail de bir istisna değildi” diye konuşuyor.
Eygi, yaklaşık üç ay önce üniversiteden mezun oldu.
Mezuniyet töreninde üzerinde “Özgür Filistin” yazısı bulunan bir Filistin bayrağı açtı.
Bu süreçte, Filistinlilerin hakları için faaliyet yürüten, Uluslararası Dayanışma Hareketi’ne (ISM) katıldı.
ISM hareketinin geçmiş yıllarda, kampanya sırasında öldürülen üyeleri bulunuyor.
2003 yılında bir İsrail buldozeri tarafından öldürülen ABD'li Rachel Corrie de bu isimlerden biri.
Eygi son dönemde Filistin’e gitmeye karar verdi.
Guardian gazetesine konuşan Aria Fani, bu kararından onu vazgeçirmeye çalıştığını söylüyor.
Ancak kendisi de gençliğinde Batı Şeria’ya gidip protestolara katıldığını belirtiyor:
“Onu vazgeçirmeye çalıştım ama bunu zaten kendim yaptığım için çok zayıf bir pozisyondaydım. Yaşadığı bu kısa hayattaki aktivizminde çok ama çok ilkeliydi.”
Fani, “Batı Şeria'da hayatın nasıl olduğu konusunda inanılmaz derecede bilgiliydi. Saf bir gezgin değildi. Bu deneyim onun yıllar süren aktivizminin doruk noktasıydı" diyor.
Ailesi tarafından ölümünden sonra yayımlanan açıklamada, “Ayşenur, baskı ve şiddete maruz kalmaya devam eden Filistinli sivillerle dayanışma içinde olmak için Batı Şeria'ya gitme zorunluluğu hissetti” ifadesi yer alıyor.
Arkadaşı Nilan Aydın, AA röportajında, “Bana oraya kadar gidip o insanlara yardımcı olmak istediğinden bahsediyordu. Ama bunu herkes söylüyor ve gerçekten yapacağını hiç düşünmemiştim” diyor.
6 Eylül’deki olay ise Nablus kentine bağlı Beyta beldesinde yaşandı.
2020 yılından beri Beyta’da, İsrail’in yasa dışı yerleşim projelerine karşı gösteriler düzenleniyor.
6 Eylül'deki gösteriye Eygi de katıldı.
Eygi, gösteri sırasında başından vuruldu ve hastaneye kaldırıldı ancak yaşamını yitirdi.
Görgü tanıkları ve Filistin basını, Eygi'nin İsrail askerleri tarafından vurulduğunu aktardı.
Eygi ile birlikte protestoya katılan İsrailli-Yahudi aktivist Jonathan Pollak, BBC'ye verdiği demeçte, olay sırasında iki el ateş edildiğini duyduğunu söyledi.
"Çatıda askerlerin nişan aldığını" gördüğünü aktaran Pollak, "bir ya da iki saniyelik" arayla iki el ateş edildiğini duyduğunu belirtti.
"Birinin bana seslendiğini ve İngilizce 'Bize yardım et. Yardıma ihtiyacımız var. Yardıma ihtiyacımız var' dediğini duydum. Onlara doğru koştum" dedi.
Eygi'yi "yerde bir zeytin ağacının altında yatar halde, başı kanlar içinde" gördüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
“Elimi arkasına koyup kanamayı durdurmaya çalıştım. Nabzını ölçtüm çok zayıftı.”
Cuma günkü gösterinin, Eygi'nin ISM ile birlikte katıldığı ilk protesto gösterisi olduğunu da söyledi Pollak.
ISM, Eygi’nin İsrail ordusu tarafından kasten öldürüldüğünü savundu.
İsmini açıklamayan Bir ISM gönüllüsü ise şu açıklamayı yaptı:
“Askerlerden yaklaşık 200 metre uzakta, yolda duruyorduk ve çatıda bir keskin nişancı açıkça görülebiliyordu. Gönüllü arkadaşımız biraz daha geride, diğer bazı aktivistlerle birlikte bir zeytin ağacının yanında duruyordu. Buna rağmen ordu onu kasten başından vurdu.”
ISM, bugüne kadar 17 Filistinli göstericinin Beyta’da gösterilerde öldürüldüğünü belirtiyor.
İsrail ordusu, olayla ilgili tam teşekküllü bir soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Ailesi, Eygi’nin vurulma koşulları göz önünde bulundurulduğunda İsrail tarafından yürütülen bir soruşturmanın yeterli olmayacağını savundu.
Ailenin açıklamasında “Başkan Biden, Başkan Yardımcısı Harris ve Dışişleri Bakanı Blinken'ı bir ABD vatandaşının hukuksuz bir şekilde öldürülmesine ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatmaya ve suçluların hesap vermesini sağlamaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Eygi'nin ölümünü “cinayet” olarak nitelendirdi ve “Nablus kentinde İsrail işgal askerleri tarafından öldürüldüğünü” kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamasında "İsrail’in Batı Şeria’daki işgal karşıtı sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyoruz" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da daha sonra yaptığı açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olayla ilgili soruşturma başlattığını ve ilgili raporların Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki İsrail'e karşı yürütülen davalara da sunulacağını kaydetti.
ABD yönetiminden farklı değerlendirmeler yapıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Eygi’nin öldürülmesinin “meşrulaştırılamayacağını” savundu ve olayda bir “kışkırtma” olmadığı tespitini paylaştı.
Blinken buna ek olarak İsrail’e Batı Şeria’daki operasyonlarında “kökten değişiklik” yapma çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden ise Eygi’nin ölümü için “kaza” değerlendirmesini yaptı.
Eygi'nin, ABD’de yaşayan Pakistan asıllı eşi Hamid Mazhar Ali yaptığı açıklamada, Biden'ın söylemine karşı çıkarak “bunun bir kaza olmadığını ve katillerin sorumlu tutulması gerektiğini” savundu.
10 Eylül’de İsrail ordusu tarafından yapılan yeni açıklamada “Eygi'nin kendisine yönelik olmayan, dolaylı ve kasıtsız atış ile' öldürülmüş olma ihtimali yüksek” olduğu" belirtildi.
“Gösteride İsrail askerlerine taş atıldığı” savunulan açıklamada, Eygi'yi öldüren kurşunun, "onu değil, İsrail güvenlik güçlerine yönelik ayaklanmanın baş kışkırtıcısını" hedef aldığı belirtildi.
Açıklamada, "İsrail ordusu Ayşenur Ezgi Eygi'nin ölümü için en derin üzüntülerini ifade eder" cümlesi de yer aldı.
ISM ve medyaya konuşan bazı eylem katılımcıları, taş atma iddiasını reddetti.
Olaydan sonra Türk Dışişleri Bakanlığı, Ezgi’nin cenazesinin Türkiye’ye götürülmesi için çalışmalar başlattı.
9 Eylül’de Eygi için Batı Şeria’da bir cenaze töreni düzenlendi.
Eygi'nin cenazesi; uluslararası dayanışma aktivistleri, Filistinliler, Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi İsmail Çobanoğlu, Nablus Valisi Gassan Daglas ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla Nablus kentindeki Rafidiye Hastanesi'nden alındı.
Eygi'nin tabutu, nakledileceği ambulansa bando eşliğinde resmi törenle yerleştirildi.
Törende, üzerinde “Onun kanı özgürlüğün taşlarını döşesin, huzur içinde yat arkadaşımız” yazılı bir pankart, Filistin bayrakları ile Eygi'nin resmi taşındı.
Bu arada ABD’nin farklı eyaletlerinde Ezgi için düzenlenen anma törenleri devam ediyor.
Rachel Corrie’nin anne ve babası Cindy ve Craig Corrie, yaptıkları açıklamada, kızlarının ölümüyle Eygi’nin ölümü arasında benzerlikler olduğunu, kızlarıyla ilgili soruşturmada olduğu gibi Eygi ilgili bir soruşturmada da olayın cezasız kalmasından kaygı duyduklarını söyledi.
Eygi’nin cenazesinin Tel Aviv’den Azerybaycan’ın başkenti Bakü’ye gönderildikten sonra Türkiye’ye götürülüp Didim’de toprağa verilmesi planlanıyor.
Eygi’nin annesi, babası ve eşi de cenaze için Türkiye’de bulunuyor.
Cenaze törenin önümüzdeki birkaç gün içinde düzenleneceği düşünülüyor.
Son Dakika › Dünya › Ayşegül Eygi'nin Cenazesi Türkiye'ye Getiriliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?