Covid-19 pandemisinden çok sert etkilenen Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) kuaför salonları, kiliseler ve restoranlar yeniden açılırken, onlarla beraber tahliye mahkemeleri de açıldı.
Pandemi esnasında federal hükümetin halka tanıdığı moratoryum (borç erteleme) süresi de doldu.
Politikacıların gündeminde ise şu an yeni bir ekonomik kurtarma paketi planı yok.
Uzmanlar, tam da bu noktada milyonlarca ABD'li evsiz kalma riskiyle karşı karşıya bırakan, benzeri görülmemiş bir tahliye dalgasının gelmekte olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Kansas City, Missouri'de iki yıldır yaşadığı küçük beyaz evin önüne park etmiş arabasında oturan Tamika Cole bitap düşmüştü. Bir gece önce, saatte 18 dolara deterjan şişesi ürettiği bir fabrikada makine operatörü olarak uzun bir vardiya çalışmıştı. İyi, istikrarlı bir iş. Yine de Cole, evini kaybetmenin eşiğindeydi. Sinirleri bozulmuştu.
"Ne yapmam gerekiyor? Artık ağlamaktan yoruldum" dedi.
Cole, Mayıs ayının başlarında bir gün eve geldiğinde kapısına yapıştırılmış tahliye kağıdını gördü. İlk başta üst kattaki komşusuyla yaşadığı bir anlaşmazlık sebebiyle olduğunu düşündü. Ev sahibi tahliye kararı öncesinde kendisiyle bu konu hakkında hiç konuşmamıştı. Cole olup bitenden habersizdi.
Koronavirüs nedeniyle, Kansas City'de bir tahliye moratoryumu uygulandı ve Cole'un ev sahibi onu hemen taşınmaya zorlayamadı. Ancak bu durum ev sahibinin Cole'un evine haberi olmadan girmesini, elektriğini kesmesini ve ev kapısındaki demir parmaklıkları sökmesini engellememiş.
Şimdi, Missouri'de ve ülkenin her yerinde pandemi için alınan önlemlerin kaldırılmasıyla moratoryumun da sona erdi. Cole'u koruyan durumlar birden ortadan kalktı ve pandeminin ortasında evsizlikle yüz yüze geldi.
Cole, "Bütün gece ayaktaydım. Nasıl oldururum diye düşündüm durdum" sözleriyle çaresizliğini aktardı.
Kansas City'de, yerel mahkemeler, kiracı haklarını savunan aktivistlerinin yaptığı bir kampanya sonrasında tahliyeleri erteledi.
Benzer kampanyalar ulusal düzeyde de başarılı oldu. Salgın ABD'de Mart ortasından sonuna kadar tüm hızıyla ilerlediğinde, hem yeni işsiz kiracıları desteklemenin bir yolu hem de koronavirüsün yayılmasına karşı bir önlem olarak tahliye işlemleri de - ya eyalet düzeyinde ya da yerel düzeyde - durduruldu.
Nisan ayı başlarında kabul edilen federal CARES Yasası, federal olarak sübvanse edilen konutlarda veya devlet kredileriyle desteklenen mülklerde yaşayan kiracılar için tahliyeleri durdurdu.
Bu konuda yapılan bazı araştırmalar, ABD'de Mayıs ayında kiracıların yaklaşık üçte birinin ev sahiplerine zamanında ödeme yapmadığını ve yarısından fazlasının kriz nedeniyle işlerini kaybettiğini söylüyor.
Ancak ülke karantina önlemlerini kaldırıp yeniden açılmaya başladığında, moratoryumlar da sona erdi ve şu an eyaletlerin yüzde 40'ı artık kiracılara herhangi bir koruma sunmuyor.
Meclisten geçen CARES Yasası korumaları da ülkedeki 108 milyon kiracının üçte birinden azı için geçerliydi.
Missouri eyaleti ABD'de hiçbir zaman eyalet çapında moratoryum uygulamayan, tahliye işlemlerine devam eden ve nasıl ilerleneceği kararlarını da yerel mahkemelerin inisiyatifine bırakan dokuz eyaletten birisi.
Kiracılara yönelik geçici korumalar azalırken Missouri, Virginia ve Teksas gibi eyaletlerde şimdiden yüzlerce tahliye yapılıyor.
Ortaya çıkan tabloda koronavirüs vakalarının hala yükselişte olduğu zamanda binlerce insan evsizler için olan sığınma evlerine gidebilir ya da aile evlerine geri dönebilir.
Ulusal Konut Yasası Projesi davasının direktörü Eric Dunn, "Şu anda pek çok insan evlerinden tahliye ediliyor. Neden? Çünkü pandeminin yarattığı krizde işsiz kaldılar ve gelirleri kesintiye uğradı. Bu insanlar nereye gidecek? Başka bir yere taşınacak paraları da yok. Salgın yeterince yatışmadan hiçbir mahkeme kimseyi tahliye etmemelidir" diyor.
Princeton Üniversitesi verilerine göre, Wisconsin eyaletinin en büyük şehri Milwaukee'de tahliye sayıları kaygı verici bir şekilde geçen yıla göre yüzde 37 arttı.
Ohio eyaletinin Columbus şehrinde tahliye davaları kongre merkezinde görülüyor.
Kuzey Carolina'da, biriken 9 bin davanın görülmesine 21 Haziran'da başlandı.
Michigan Eyalet Mahkemesi İdare Bürosu, bu ay moratoryumun sona erdiğini ve 75 bin tahliye davası açılacağını tahmin ediyor.
Avukatlar birliği, yalnızca New York'ta, Vali Andrew Cuomo'nun eyalet çapındaki moratoryumu sona erdiğinde 50 bin tahliyenin yapılacağını öngörüyor.
Columbia Üniversitesi'nde misafir hukuk profesörü ve eski bir konut avukatı olan Emily Benfer, değerlendirmesinde "Bu ülkede tahliye her zaman çok yüksekti, ancak bu seferkiler çok ama çok büyük sayılar" ifadelerini kullandı.
Benfer, gelecek nesiller için federal müdahale olmaksızın bu durumdan kurtulmak noktasında umutlu olsa da, "ABD'de tahliyeler çığ gibi büyüyebilir" uyarısını yaptı.
Kansas City'de mahkemelerin açılışından bir hafta sonra, Tamika Cole'unda tahliye davası görülecekti.
Cole'un kendisini savunacak bir avukatı yoktu. Mahkemeye kendi belgeleriyle beraber kar amacı gütmeyen bir kurumdan kiracı haklarına dair aldığı tavsiyeleri götürdü.
Duruşma salonu binanın yedinci katındaydı. Her gün yüzlerce davanın görüldüğü ve sosyal mesafe kurallarının çoğu zaman ihlal edildiği binada ise yalnızca bir asansör çalışıyordu. ve Cole'un da solunum problemleri vardı.
Kansas City'de 2006 ila 2016 yılları arasında görülen tahliye davalarına ilişkin bir araştırma davaların yüzde 99'undan fazlasının kiracılar aleyhinde sonuçlandığını gösteriyordu. Ancak Cole'un her durumda duruşmaya gitmesi gerekiyordu.
"Ne yapmam gerekiyor?" diye sordu Cole: "Dışarıda salgın var. Sığınma evine giremem. Arabamda yaşamak zorunda kalacağım."
Darquita Hoffman, pandemi ABD topraklarına uğramadan aylar önce faturalarını ödeyemedi ve arabasız kaldı. Ev temizliği işi yapıyordu. Arabası olmadığından işini de kaybetti. Geliri olmadığı için kirasını da ödeyemedi ve işini de kaybetti.
Georgia eyaletinde College Park'ta bir Howard Johnson otelinin yönetimiyle konuştuktan sonra, bir çözüm bulduğunu düşündü. Hoffman, otelin odalarını temizlerse haftalık kirada indirim alabilirdi. Böylelikle hem çalışacak hem de çocuklarıyla beraber haftalık 250 dolara çift kişilik yatağı ve bebek karyolası olan bir odada yaşayabilirdi.
Hoffman, "Bir odam ve biraz da gelirim oldu" diye düşündüğünü söylüyor.
Ancak otelde beş ay yaşadıktan sonra, koronavirüs vakaları arttı ve ülkesi de bu salgından son derece etkilendi.
Hoffman'ın çalışma düzeni de bu durumdan nasibini aldı. Saat başı çalışan Hoffman artık temizlediği oda başına ücret alıyordu. Turizm durma noktasına geldikçe temizlenecek oda sayısı da düşüş gösterdi.
Bir yandan da tanımadığı insanların kaldığı odaları temizleyerek olası bir virüsü 6 ve 19 yaşındaki kızlarına bulaştırmak konusunda gerginliği de arttı. Bu yüzden çalıştığı otele iki haftalık ihbar bildiriminde bulundu.
Hoffman'ın aktardığına göre; otel, anında kirasının haftada 350 dolara çıkacağını ve iki haftalık ihbar süresi dolmadan da kendilerini iki haftalık kira borcu olduğunu iletmiş.
Hoffman olayı protesto ettiğinde ise otel ödemelerinin tamamen durdurduğunu ve odasının elektriğininin de üç gün kesildiğini söyledi.
Sonrasında ise otel yönetimi polisi aramış.
Hem pandemi hem yoksulluk en çok AfroAmerikalıları vurdu
ABD'de yasal ve yasa dışı tahliyelerin artışı, hali hazırda koronavirüs salgınından dolayı mahvolmuş Afro Amerikanları orantısız bir biçimde etkilemesi de muhtemel.
Salgından önce araştırmalar, her yıl gerçekleşen 2,3 milyon tahliyenin (yaklaşık dakikada dört tahliye) siyah aileleri, özellikle de düşük gelirli siyah kadınları orantısız bir şekilde etkilediğini gösterdi.
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği istatistiklerine göre, 17 eyalette siyah kadınların evden çıkarılma olasılığı beyaz kiracılara göre iki kat daha fazla.
Yoksul müvekkillere ücretsiz hukuki temsil sağlayan Atlanta Gönüllü Avukatlar Vakfı Cumartesi Avukat Programı Direktörü Erica Taylor, sahip oldukları en yaygın müvekkil profilinin siyah bekar anneler olduğunu söylüyor.
Atlanta, yaklaşık yüzde 45'i siyahi olan 2 bin tahliye davasının beklediği Georgia eyaletinde bir şehir. Eviction Lab'ın önceki araştırması, tahliyelerin büyük çoğunluğunun nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun Afro Amerikanlardan oluştuğu eyaletin güneydoğu bölgesindeki şehirlerde olduğunu ortaya koyuyor.
Georgia, barlar, restoranları, spor salonlarını ve kulüplerini yeniden açan ve 50 kişiye kadar toplantıya izin veren ilk eyaletlerden biriydi.
Vali Brian Kemp'in eyaletin yeniden açılacağını duyurmasıyla hemen hemen aynı zamanda, Georgia'da yapılan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri çalışması, hastaneye kaldırılan koronavirüs hastalarının beşte dördünden fazlasının siyah olduğunu gösterdi.
Erica Taylor, duruma dair yaptığı değerlendirmede, "Bu insanlar bizim hastalarımız. Aramızda en savunmasız olanlar" dedi.
Eviction Lab araştırmacılarından Devin Q Rutan, "Tahliyelerin hane halkı maliyesine ve sağlığına gerçekten kalıcı zararlar verdiğini biliyoruz. Bunlar iş kaybından önce gelir" dedi.
Rutan aynı zamanda pandemide insanların kapı dışında bırakılmasına dikkat çekti.
Ev sahiplerinin geneli ve mülk yöneticileri sicilinde daha önce tahliye edilmiş birisine ev vermeyi düşünmüyorlar.
Mahkemeye gitmek her zaman, özellikle de pandemi esnasında, tahliyelerin nasıl gerçekleşeceğini belirlemiyor.
BBC'ye konuşan bazı avukatlar ve uzmanlar, ev sahiplerinin kiracılarını evlerinden çıkarmak için kendi yasa dışı yöntemlerini de kullandığını söylüyor. Bunların pandemiyle beraber ilginç bir şekilde rutinleştiğinin de altı çiziliyor.
Ama bu da her zaman kötü niyet gösterisi anlamına gelmiyor. Gerçekleşecek tahliyenin resmi kanallarla yapılmaması bazen kiracıların sicilleri için iyi olabiliyor. Böylelikle bir sonraki tutacakları evde daha az problem yaşıyorlar.
Erica Taylor, yasa dışı bir şekilde zorbalıkla da tahliyelerin gerçekleştiğini söylüyor. Hatta bazı durumlarda kira karşılığında ev sahibiyle cinsel ilişkiye girmek gibi kiracının kalmasına izin veren anlaşmaların da yapıldığından bahsediyor: "Kirli işlerini yapmak için mahkeme sistemini kullanamamaları, insanlarda en kötüsünü ortaya çıkarıyor."
Neyse ki College Park polisi Hoffman'ın odasına geldiğinde, memurlar, Hoffman'ın tahliyesini engellediler ve maaşını geri almak için savaşan kadını Taylor'ın örgütüyle temasa geçirdiler.
Kendini otelde yönetici olarak tanıtan bir kişi, Hoffman'ın elektriğini kasten kestikleri iddiasını reddetti. Konu hakkında da daha fazla yorum yapmadı.
Ancak Hoffman, kendisi odada yokken eşyalarını sokağa atılıp atılmaması noktasında otele güvenmediğini söyledi. Artık nadiren odadan çıkıyor.
Hoffman kaldığı bu zor durumdan kurtulması gerektiğini belirterek, "Ben dua eden bir kadın oldum" dedi. "Herkes 'Güçlü kalman iyi oldu' diyor ama biliyorum ki beni mücadelede devam ettiren Tanrı'nın lütfundan başka bir şey değil. Gerçekten. Bunu çocuklarım için yapıyorum."
Kansas City'de soğuk ve yağmurlu bir gün. Tamika Cole için duruşma günü geldi çattı. Fabrikadaki vardiyası bittikten birkaç saat sonra kalktı ve adliyeye gitti.
Oraya vardığında aktivist bir grup olan KC Tenants'ı gördü. 1830 Kızılderili Geri Alma Yasasını imzalayan, on binlerce yerli Amerikalıyı topraklarından eden Andrew Jackson protesto ediliyordu.
Açılan bir pankartta "Ya tahliyeler son bulur ya da insanlar ölür" yazıyordu.
Cole içeri girerken, eylemciler sosyal mesafe kurallarına uyarak yağmurdan ıslanmış betonun üzerine uzandılar.
KC Tenants Direktörü Tara Raghuveer açıklamasında, "Barınma koronavirüs için en büyük reçeteydi" dedi ve insanların sağlıklarının riske atıldığını vurguladı.
Heartland İş ve Özgürlük Merkezi avukatı Gina Chiala, şu ana kadar Kansas City'de uygulanan tahliye sayısının yıl ortalamalarından daha az.
Chiala, koronavirüs vakalarında bir artış olmasa bile, mahkeme binasında gördüklerini beğenmediğini, asansörlerin ve mahkeme salonunun "rahatsız edici derecede kalabalık" olduğunu söyledi. ve kısa süre önce oğlu bir fabrikada çalışan bir müvekkili olduğunu ve test sonucunun pozitif çıktığını söyledi. Kadının koronavirüslü olmasına rağmen, Chiala hala kadını temsil ediyordu.
"Kiracılar için de, bizim için de güvenli değil. Ama mecbur olduğumuzu hissediyorum" dedi ve ekledi: "Umarım kimse hastalanmaz."
Cole, saatler sonra mahkemeden çıktığında haberler ondaydı. Savunmasını sunabilmesi için duruşma bir hafta daha ertelenmişti. Ama aynı zamanda ev sahibinin avukatının yargıçla arasının ne kadar iyi olduğunu gördüğünde ise cesaretini yitirmişti: "Mahkemede bir sürü davası var herhalde."
Güvenlik kaygılarını gidermek için, ABD'deki bazı mahkemeler, kiracıların telefonla ya da video konferas yöntemiyle katıldığı "uzaktan duruşmalar" düzenliyor. Ancak avukatlar bu duruşmaların faydası konusunda ikiye bölünmüş durumdalar. Avukatların bir kısmı, kiralarını ödeyemeyen insanların yüksek hızlı bir internet bağlantısına, hatta çalışan bir cep telefonuna sahip olup olmayacağından emin olmadıklarını söylüyor.
New York City'deki en küçük, bağımsız ev sahiplerini temsil eden Toplumsal Konut İyileştirme Programı'nın müdürü Jay Martin, "İnsanları evlerinden tahliye etmektense, onların sürekli bir gelirlerinin olmasını tercih ederiz. Bu her iki taraf için de kazan kazan bir durum" dedi.
Martin, örgütünün, daha fazla insanın kira ödeyememesi nedeniyle, bina sahiplerinin emlak vergilerini, elektrik faturalarını ve ipoteklerini ödeyemeyeceğinden ve bunun sonucunda çok aileli konut birimlerinin hacizle bankaların eline geçmesinden korktuğunu söyledi: "En kötü durum senaryosunda bu durum 2008'de haciz krizine benzer bir durum yaratabilir"
Jay Martin, kiracı savunuculuk topluluğu tarafından öne sürülen ve kiracıları güvenli hale getiren "kira iptal etme" önerisine olumsuz bakıyor. Çünkü binanın kendisi nihayetinde bir riskten korunma fonu veya banka tarafından satın alınabilir ve kiracılar binadaki tüm haklarını kaybedebilir.
Emily Benfer, ise kira ödemelerinin toplumun tümü için önemli bir halka olduğunu vurguluyor.
Benfer, gerçekten ihtiyaç duyulan şeyin, kiracıların evlerinde kalmalarına izin verecek, ancak aynı zamanda ev sahiplerinin ve mülk sahiplerinin de ihtiyaç duydukları parayı kazanmalarını sağlayacak bir federal yardım paketi olduğu görüşünde.
3 trilyon dolarlık yardım paketinin Cumhuriyetçilerin kontrolünde olduğu Senato'da haftalardır bekletildiği vurgulayan Benfer, "Günün sonunda, kira ve konut piyasası toplumumuz için gerçekten bir temel taş. Kira ödenmediğinde, emlak vergileri ödenmez, ipotekler ödenmez, bakım çalışanlarına ödeme yapılmaz. Bunların hepsinin bu topluluklarda dalgalanma etkileri var. Eğitim sistemimizi etkiler, toplumdaki temel gereksinimleri etkiler. Bu bağlantı koptuğunda, bu zincirleme reaksiyonu görüyoruz" dedi ve ekledi:
"Acıyı çekecek olanlar sadece kiracılar değil."
Tamika Cole'un sesi Kansas City mahkemesindeki son duruşmasından önceki gece, işyerinde mola verirken arkasından gelen makine uğultularının ardında bitkin düşmüştü.
"Hiçbir stratejim yok. Ne için mücadele ettiğimi dahi bilmiyorum. Dekontlarım var. Resimlerim ve kısa videolarım var" diyen Cole, davanın umurunda bile olmadığını ve tek isteğinin yargıcın kendisine yeni bir yer bulana kadar zaman tanıması olduğunu söylüyor.
Cole aslında taşınmak için başka bir yer ayarlamıştı, ancak 15 Haziran'a kadar hazır olmayacaktı. Bu da ona kalacak bir yer ya da eşyalarını saklayabileceği bir yer olmadan yaklaşık 10 gün vakit geçirmesine neden oldu. Cole, kasabada ailesi olmasına rağmen kendisini veya ailesini Covid-19'a yakalanma riskine sokmak istemediğini söyledi.
4 Haziran'da Cole yeniden adliyeye döndü. Dışarı çıktığında sesi tamamen farklıydı.
"Bitti" diye içini çekti: "Benim sicilimde tahliye olmayacak"
Mahkeme koridorlarında denk geldiği bir avukat Cole'a sadece 10 güne ihtiyaç duyduğunu ve ev sahibi ile pazarlık yapmasını önerdi. Cole'a göre, ev sahibi bu durumu isteksizce kabul etti.
Bulutlarda tam bir rahatlama anıydı.
"Tek istediğim bu, devam etmek ve hareket etmek için biraz zamandı. Şimdi çok mutluyum"
Çizimler: Emma Lynch
Son Dakika › Dünya › ABD'de milyonlarca kiracı neden ev ve işyerlerinden çıkarılma korkusuyla yaşıyor? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?