ABD Başkanı Donald Trump, Rus muhalif lider Alexei Navalni'nin başına gelenin "trajik" olduğunu ancak zehirlendiğiyle ilgili bir kanıt görmediğini söyledi.
Konuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, "olayın trajik olduğunu ancak gazetecilerin Çin'e odaklanması gerektiğini" söyledi. Çin'in dünya için " Rusya'dan daha büyük bir tehdit" olduğunu dile getirdi.
NATO ve Almanya ise, Navalni'nin Noviçok sinir gazıyla zehirlendiğine ilişkin şüphenin ötesinde kanıt bulunduğunu belirtiyor.
Navalni'nin ekibi de Kremlin'in emriyle zehirlendiğini iddia ediyor ancak Kremlin bu iddiaları reddediyor.
Cumartesi günü bir açıklamaya yapan Rus Dışişleri Bakanlığı Noviçok'a benzer bir sinir gazı kullanılmış olsa bile bunun Rusya kaynaklı olmak zorunda olmadığını belirtti.
Yolsuzluk karşıtı kampanya yürüttüğünü duyuran ve uzun süredir Rusya'da en popüler Putin muhalifş olan Navalni, hala Berlin'deki hastanede komada yatıyor.
Cuma günü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, henüz "zehirlenme olayıyla ilgili bir kanıt görmediğini" söyledi:
"Dolayısıyla tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Bence bu trajik bir vaka, korkunç, hiç olmamalıydı. Henüz elimizde hiçbir kanıt yok ancak bir kez daha bakacağım."
Putin'i eleştirmekten de kaçınan Trump, bunun yerine Pekin'e dikkat edilmesi gerektiğini çünkü Çin'in daha büyük bir tehdit olduğunu söyledi:
"Herkesin sürekli Rusya'dan bahsetmesi ilginç. Rusya'dan bahsetmeniz benim için fark etmez ama bence bu noktada muhtemelen Çin, çok daha fazla konuşmanız gereken bir ulus."
Alman hükümeti ve NATO, Navalni'nin tedavi gördüğü Almanya'daki bir laboratuvarda yapılan test sonuçlarının, "Noviçok sinir gazının varlığını şüphenin ötesine taşıdığını" açıkladı.
Cuma günü bir açıklama yapan NATO, Rusya'nın Noviçok sinir gazı programını uluslararası gözlemcilere açması çağrısında bulundu. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, tüm üye ülkelerin Navalni'nin başına gelen "korkunç olayı kınamak için fikir birliğine vardığını" söyledi.
Stoltenberg, olayın uluslararası alanda karşılık bulması gerektiğini belirtti ancak daha fazla detay vermedi.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi de müttefik ülkeler ve uluslararası toplumla birlikte çalışarak Rusya'da olayla alakası bulunan herkesin sorumlu tutulması gerektiğini duyurdu.
Cumartesi günü yayımlanan kısa bir dışişleri bakanlığı açıklamasında, "Navalni'nin hastalığıyla ilgili Rusya'ya karşı çok sayıda düşmanca açıklama yapıldı" ifadeleri yer aldı ve ABD ile NATO'nun da aynı teknoloji üzerinde çalıştığı savunuldu:
"Ancak Batı ülkelerindeki ve NATO'da çalışan uzmanlar da yıllar boyunca Noviçok sinir gazını üretmede kullanılan maddeler üzerine çalıştı. Örneğin ABD'de, savaşlarda kullanılmak üzere bu teknolojilerin geliştiricilerine 150'den fazla patent verildi."
1992 Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne göre, Rusya ve ABD tüm sinir gazlarının ve kimyasal silahların yok edilmesi taahhüdü vermişti. ABD'nin elindeki son stokları da 2023'te yok etmesi planlanıyor. Rusya ise 2017'de süreci tamamladığını resmen ilan etti.
Ancak Batılı diplomatlar ve istihbarat yetkilileri, 2018'de Salisbury'de düzenlenen saldırıda Rusya'nın sistematik şekilde sözleşmeyi ihlal ettiğinin ve uluslararası toplumu kandırdığının ortaya çıktığını savunuyor.
Kremlin ise Navalni'nin durumuyla ilgisi olduğu iddialarını reddediyor.
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Almanya'nın henüz Moskova'daki savcılarla herhangi bir bulguyu paylaşmadığını ve "Rusya'nın saklayacak hiçbir şeyi olmadığını" duyurdu.
Navalni'nin rahatsızlanması üzerine uçağının iniş yaptığı ve ilk tedaviyi gördüğü Omsk'taki toksik madde uzmanı Aleksander Sabayev ise, burada yapılan incelemede Navalni'de hiçbir zehir türüne rastlanmadığı konsunda ısrarcı:
"Herhangi bir dış faktör sağlık durumunda ani bir bozulmaya yol açmış olabilir. Bir kahvaltıyı atlamış olması bile..."
Navalni, 20 Ağustos'ta Sibirya'dan Moskova'ya giden bir uçakta hastalandı ve uçak Omsk'a acil iniş yaptı. İki gün sonra Rus yetkililer, Navalni'nin tedavi için uçakla Almanya'ya sevkine izin vermeye ikna edildi.
Almanya tarafından varlığı tespit edilen Noviçok sinir gazı, 2018'de Salisbury'de İngiltere'ye sığınan eski Rus ajanı Sergei Skripal ve kızının da ölümüne yol açmıştı. İkisinin de hayatı kurtuldu ancak olayda kullanıldığı belirlenen parfüm şişesine dokunan Dawn Sturgess isimli kadın, temastan bir süre sonra hayatını kaybetti.
İngiltere, olayla ilgili Rusya'yı suçluyor. Olayn ardından Rusya'ya uluslararası bir yanıt vermek için 20 ülke 100'den fazla Rus diplomat ve istihbarat yetkilisini sınır dışı etmişti. Rusya ise olayla ilgisi olduğu suçlamalarını reddetmişti.
Son Dakika › Dünya › ABD Başkanı Trump Navalni'nin zehirlenmesiyle ilgili Rusya'yı kınamaktan kaçındı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?