İstanbul'da çok sayıda bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında 3. gün sona erdi. Bugün görülen duruşmada 13 sanığın ifadesi alınırken geriye 34 sanık kaldı. Dava yarın devam edecek.
Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görüldü. Duruşmada, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 17 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Gazeteci Emrullah Erdinç ile Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; duruşma sanık Cansu Akyıldırım'ın savunması ile başladı.
- Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
- Cansu Akyıldırım: Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi'nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap'ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi'nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum.
- Mahkeme Başkanı: İddianamede geçen "işletme" tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?
- Cansu Akyıldırım: Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence'den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi."
- Mahkeme Başkanı: Peki, 'danışmanlık' dediğiniz şey nedir?
- Cansu Akyıldırım: Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer.
"FIRAT SARI İLE 3 YILDIR İLİŞKİM VARDI"
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
- Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
- Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
- Cansu Akyıldırım: 2019'da.
"YA ONLAR YA BEN DEDİM"
- Avukat: Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?
- Cansu Akyıldırım: Sevmem ama saygı duyarım. Tam husumet diyemeyiz ama birbirimizden hoşlanmayız.
- Avukat: İşten çıkarmalarla ilgili yönetime tavsiyede bulundun mu?
- Cansu Akyıldırım: Evet, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan için yönetime söylemiştim. 'Ya onlar ya da ben' dedim.
PARA TRANSFERİ SORULDU
- Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım'a iddianamede geçen para transferlerini sordu. Sanık, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
- Cansu Akyıldırım: Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi'nde çalışırken de böyleydi.
"ARTIK BIRAKTIM, ÖLÜYOR MU NE OLUYORSA"
Akyıldırım'ın ardından hemşire Çağla Durmuş'a sorular yöneltildi.
- Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. "Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa" demişsin. Ne diyorsun?
- Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.
- Mahkeme Başkanı: "Malzemesizlikten gerginim" demişsin.
- Çağla Durmuş: Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.
"GIYASETTİN BİZE HASTA GÖNDERİRDİ"
Mahkeme Başkanı, hemşire Durmuş'a özel hastanelere hasta gönderdiği belirtilen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Demir hakkında sorular yöneltti:
Mahkeme Başkanı: 328. sayfada geçen Gıyasettin Mert ile konuşman var. "Herkes nerede çalıştığımızı, nasıl yaptığımızı biliyor" demişsin. Gıyasettin de "Herkes aynı şeyi yaptığı için çok zor" demiş. Bu konuşmayı nasıl açıklıyorsun?
- Çağla Durmuş: Burada işletme mantığından bahsediyorum.
- Mahkeme Başkanı: Gıyasettin'i nereden tanıyorsun?
- Çağla Durmuş: Bize hasta gönderirdi. Doktor beye hastayı sunuyorduk, doktor bey kabul ederse ayarlamasını yapıyorduk.
- Mahkeme Başkanı: Gıyasettin ne yapıyordu?
- Çağla Durmuş: Ambulans şoförüydü.
- Mahkeme Başkanı: Ben hâkimim mesela, avukatlık yapamam, hukuki danışmanlık veremem. Gıyasettin 112 çalışanıyken bu hasta transferini nasıl yapabiliyordu?
- Çağla Durmuş: Ben sadece hasta transferi yaptığını biliyorum.
- Mahkeme Başkanı: Bakalım bir şey yakalayacaklar" demişsin. Neyi kastediyorsun?
- Çağla Durmuş: Eksikliklerden bahsediyorum, çünkü vardı.
- Mahkeme Başkanı: Ne anlamda eksiklikler?
- Çağla Durmuş: Dosyalama işlemleri hakkında.
KARAKOÇ BEBEK NEDEN ÖLDÜ?
İddianameye göre, Yalova'dan Bağcılar'a sevk edilen Sibel Karakoç'un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti. Bu olay hemşire Çağla Durmuş'a soruldu:
- Mahkeme Başkanı: Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?
- Çağla Durmuş: Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey'e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı."
- Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?
- Çağla Durmuş: TRG Hospital.
- Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?
- Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.
- Mahkeme Başkanı: İlker Gönen ile neden senin daha çok konuşman var?
- Çağla Durmuş: Bilgili bir hekim, ona danışıyorduk.
"FIRAT SARI 'HASTAYI ENTÜBE GÖSTER' DERDİ"
- Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
- Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı "Hastayı entübe göster" derdi.
- Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
- Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
- Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı'nın amacı neydi?
- Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.
"BÜTÜN BEBEKLERİ SÖKÜP ÖLDÜRECEĞİZ"
- Mahkeme Başkanı: Biz, "Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam" diyorsun. Ne diyorsun?
- Çağla Durmuş: Hastane enfeksiyonu vardı. O konuşmam benim serzenişimdi. Hekimler ne söylediyse onu uyguladım.
- Üye Hakim: Karakoç bebeği kim takip edecekti?
- Çağla Durmuş: Dursun Bey.
- Üye Hakim: Bebek hayatını kaybettiğinde neden doktor İlker ile konuşuyorsun ve epikriz raporunu neden o yazıyor?
- Çağla Durmuş: Dursun Bey'in bilgisi vardı. O daha bilgili.
- Üye Hakim: İlker'in haberi olmadan epikriz düzenleyemiyor musun?
- Çağla Durmuş: Düzenliyoruz.
- Hakim: Bu aileler iyi sabrediyor.
- Çağla Durmuş: Dursun Bey çok tıbbi terim kullanıyordu. Aileler şikâyet ediyordu. O yüzden serzenişim oldu.
ACILI ANNE-BABADAN TEPKİ: SEN DE YARGILANACAKSIN
Duruşmaya ara verildiği sırada, kendilerinin avukat olduğunu belirten anne ve baba, doktor Dursun Eryılmaz'a tepki gösterdi: Bebeğimizi öldürdün. Sen de yargılanacaksın.
"ÇEK FİŞİ GİTSİN"
Duruşmadan aradan sonra, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan sanık Damla Atak'ın savunmasıyla devam edildi.
- Mahkeme Başkanı: İhmalle adam öldürme, örgüte üye olma ve dolandırıcılıktan dava açıldı. Savunmanı yapacak mısın?
- Damla Atak: Yapacağım. Doğa Hastanesi'nde çalışırken Fırat Sarı ve İlker Gönen ile tanıştım. Örgüt üyesi değilim. 2022 yılında Fırat Sarı ile hastanede çalıştım. Onun işlettiği hastanede görev yaptım.
- Mahkeme Başkanı: Hangi hastane?
- Damla Atak: Duygu Hastanesi. Epikrizleri nasıl yazdıklarını bilmiyorum. Fırat Sarı hastanenin işletmesini yürütüyordu. 2023 yılında Güney Hastanesi'ne başladım. Fırat Sarı yine oradaydı ve orayı da işletiyordu. Ali Dirik, bana ilaçlar çalındığı için işletmeyi göndereceğini söyledi. Dediğini de yaptı; Fırat Sarı'nın işletmesini gönderdi. İşletme gittikten sonra Kaya Bebek yoğun bakıma getirildi.
- Damla Atak: Kaya Bebek'in doğumuna bizzat ben girdim. Hastayı toparladıktan sonra yoğun bakıma yatırdık. Ancak doktor bir yönlendirme yapmadı. Doktorun ayrıldığı söylendi çünkü Ümit Bey, gece aranmasından rahatsız olmuş. Hastane bana doktor göndermedi. Bunun üzerine hastane sahibi Ali Dirik'i aradım ve "Bebeğin akciğerinde kanama var" dedim. O da bana bazı sorular sordu. Ancak bu süreçte hiç doktor gelmedi. Zaten hastanede yenidoğan doktoru bulunmuyordu.
- Mahkeme Başkanı: Bebeğin geliş süreci nasıldı?
- Damla Atak: Bize gelen bebek değil, anneydi. Bebek doğumla birlikte hastaneye geldi.
- Mahkeme Başkanı: Bebeğin doğumundaki doktor kimdi?
- Damla Atak: Songül Hanım.
- Mahkeme Başkanı: Devam et.
- Damla Atak: Hastaneden ve doktordan herhangi bir tedavi talimatı verilmedi. Bize, doktor Hilda Hanım ve Rıza Bey'in geleceği söylendi. Daha sonra Rıza Bey geldi ama kaşesi yoktu. Doktor Şehmuz'un kaşesi kullanılıyordu, oysa o doktor çoktan ayrılmıştı. Doktor Ümit Bey ve Mehmet Bey de Şehmuz Bey'in kaşesini kullanıyordu. Daha sonra Hilda Hanım'ın kaşesi kullanılmaya başlandı. Rıza Bey, Hilda Hanım'ın kaşesiyle geldi ve hastaları dolaştı. Kaya Bebek ile ilgili yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söyledi.
- Damla Atak: Kaya Bebek'i görmediğini söyledi ama benim yanımda gördü. Gece sorumlusu Batuhan vardı. Nöbete geliyordu, ama akciğerler kanamaya devam ediyordu. Ben kalp masajı yapılabilecek durumda olduğunu düşünmedim. "Doktoru ara" dediğimi hatırlamıyorum ama doğru yönlendirdiğimi düşünüyorum çünkü Rıza Bey'i araması gerekiyordu. Batuhan, fişi çekmesini yaşamaz diye söyledi. Ama bu süreçte Batuhan'ın beni aramadığını, Doğukan'ı aradığını öğrendim. Doğukan'ı araması yanlıştı. Beni arasaydı ben giderdim.
- Damla Atak: Ayrıca, Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Kaya Bebek'in ölümüyle ilgili suçlamayı kabul etmiyorum.
- Mahkeme Başkanı: Rıza Bey, o hastaneyle ilişkisinin olmadığını söyledi.
- Damla Atak: Rıza'nın haberi yoksa nasıl "Fişi çek" diyebiliyor?
- Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek'in ölümünden sonra denetim geldi mi?
- Damla Atak: Evet, normalden daha kapsamlı bir denetim geldi. Bütün evrak ve dosyalar toplandı. Denetim sonrası Ali Bey yanıma geldi. Gece doktor Hilda Hanım geldi dedim çünkü onun kaşesi kullanılıyordu. Batuhan'ı aradım ve "Gece Hilda Hanım geldi diyeceksin" dedim. Hilda Hanım ve Rıza Bey evliydi.
"YOĞUN BAKIMDAKİ KAMERALARI ÇIKARDI"
- Mahkeme Başkanı: Kameralar ne oldu?
- Damla Atak: Hastane sahibi Ali Dirik yoğun bakımdaki kameraları çıkardı.
- Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtlarına ilişkin ne diyeceksin?
- Damla Atak: Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya'dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.
- Mahkeme Başkanı: Batuhan Çetin seni bebek için aradı mı?
- Damla Atak: Hayır, aramadı. Savcı, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi ama beni aramadı ki. Evim Güney Hastanesi'ne 10 dakika mesafede. Gece saat 4'te kalkıp gittiğim hastalar oldu.
HASTANE AVUKATINDAN "SAVCIYA TEHDİT" GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLAYAN GAZETECİYE TEPKİ
Doğa Hastanesi'nin avukatı, SGK'dan para alabilmek için 12 bebeğin ölümüne yol açıldığı soruşturmasını yürüten savcının makam odasında tehdit edildiği anları yayınlayan gazeteci Emrullah Erdinç'i hedef alarak "Kendisini gazeteci diye tanıtan Emrullah Erdinç'e kamu nezdinde infial yaratmaya çalışıyor" diyerek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı araya girerek avukata devam izni vermedi.
"10 YAŞINDA OĞLUM VAR, 7 AYDIR TUTUKLUYUM"
Pratisyen hekim olduğunu söyleyen ancak eşi Uzm. Dr. Hilda Keykubad'ın diplomasını kullanarak Esenler Güney Hastanesi'nde yetkisi olmayan bir bölümde çalıştığı belirtilen Rıza Keykubad savunma yaptı. Keykubat aynı zamanda Kaya Bebek'in ölümünden sorumlu tutulan ve "Çek fişi" dediği iddia edilen kişi.
- Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek'in ölümünden sorumlu tutuluyorsun. Savunma yapacak mısın?
- Rıza Keykubad: Savunma yapacağım. Örgütten kimseyi tanımıyorum. Hiçbir para alışverişim yok. Kaya Bebek'in ölümünden sorumlu değilim.
- Rıza Keykubad: Fırat Sarı ve İlker Gönen ile hiçbir ortamda bulunmadım, kendilerine sorabilirsiniz. Bebek Kaya'yı ben ve eşim görmedik. Güney Hastanesi'nde kaydının yapıldığını da bilmiyorum. Bize iftira atıyorlar. Güney Hastanesi'nde bir bebeğin öleceğinin anlaşılması üzerine alelacele doktor aramışlar. Bu taleplerde bellidir. Ne ben ne de eşim Kaya bebeği gördük. Bu tamamen bir oyun. Biz yabancıyız diye mi böyle yaşıyorlar bilmiyorum. 10 yaşında oğlum var, 7 aydır tutukluyum. Tahliyemi isterim.
SANIK DOKTOR "ÇEK FİŞİ" DEDİ Mİ?
- Rıza Keykubad: Henüz hastaneye başlamamıştım ama Batuhan adında bir hemşire aradı. Yine de cevap verdim. "Acil doktoru ara, mavi kod ver" dedim. Pratisyen hekim olarak sorumluluğum olmadığı halde yapılması gerekenleri yönlendirdim. "Kalp masajı yap" dedim. Herhangi bir yönlendirme yapmadığım iddiası doğru değil. Ben 20 yıldır hekimim, benim de evladım var. Bir hastaya "Çek fişi" denir mi? Bu cümleyi hiçbir şekilde söylemedim. Söylenen örgütle hiçbir bağım yoktur. Hepsini emniyette gördüm. Hastaneden maaş almadım. İki hemşire kendi aralarında adımı geçirmiştir.
- Mahkeme Başkanı: Hakan Doğuktan Taşçı ve Batuhan Çetin'i tanıyor musun?
- Rıza Keykubad: Tanımıyorum.
- Mahkeme Başkanı: Damla Atak, "Rıza geldi, bebeğe baktı" dedi. Ne diyorsun?
- Rıza Keykubad: Hayır, gitmedim. Bebeği görmedim.
- Mahkeme Başkanı: O gün Batuhan seni aradı mı?
- Rıza Keykubad: Evet, aradı.
- Mahkeme Başkanı: Güney Hastanesi'nde sen ya da eşin çalıştı mı?
- Rıza Keykubad: Ben çalışmadım.
"BABASI, BEBEĞİNİ MORGTAN BİSKÜVİ KUTUSUYLA ALIP 1 BUÇUK SAAT TAŞIDI"
Ölen Kaya bebeğin avukatı, sanık Dr. Rıza Keykubad'a soru sordu:
- Mağdur Avukat: Gece aradıklarında "Beni neden arıyorsunuz?" dediniz mi?
- Rıza Keykubad: Aradıklarında cevap verdim.
- Mağdur Avukat: Hastaneye numaranızı verdiniz mi?
- Rıza Keykubad: Eşim başvuru yaparken numara verdim.
- Mağdur Avukat: Neden siz numara verdiniz sonuçta eşiniz işe başlayacak?
- Rıza Keykubad: Ben de verdim.
- Mağdur Avukat: Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır.
"FIRAT SARI HEMŞİRE DENİZ KORKMAZ'IN ŞİKAYETİ NEDENİYLE ARADI"
Bugün görülen duruşmada savunmasını yapan sanıklardan biri, iddianamedeki Hasan Basri Gök'ün 'Öldür çocuğu' dediği hemşire Mehtap Sayar'dı. Akşam saatlerinde verilen aranın ardından savunmasını yapan Sayar ile Mahkeme Başkanı arasındaki diyaloglar şöyle oldu:
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı sana müsait yere geçmeni ve ilçe sağlığa şikayet yapıldığını söylemiş. Ne diyorsun?
- Mehtap Sayar: Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayetini söylemişti. Dün öğrendiğime göre bu şikayet Hemşire Deniz Korkmaz'ın (erkek) şikayeti olabilir.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'yı nereden tanıyorsun?
- Mehtap Sayar: 2018'de Fırat Sarı göreve başladı, ancak kendisine bağlı değildim.
"FIRAT SARI MOTİVASYON ÖDEMESİ YAPARDI"
- Mahkeme Başkanı: Bu para transferleri nelerdir?
- Mehtap Sayar: Fırat Sarı benden borç istedi. Başka hemşirelerden de istediğini duyduk. Tutuklanmadan 1 yıl öncesine kadar borcumu alamadım, parça parça gönderirdi.
- Mahkeme Başkanı: Motivasyon ödemesi nedir?
- Mehtap Sayar: 10 yıldır hemşireyim ancak maaşlar oldukça düşük. Fırat Bey, kıdemli hemşirelere düzenli olarak motivasyon ödemesi yapardı.
"KONUŞMAK İSTEMİYORUM"
Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar'a "Çocuğu öldür" diyaloğunu sordu:
- Mahkeme Başkanı: "Mehtap, çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur" konuşmasını hatırlıyor musun?
- Mehtap Sayar: Sıkıntılı bir konuda yazılmış bir konuşma. Bu konuyla ilgili takipsizlik kararı çıktı. Konu hakkında konuşmak istemiyorum. Medyada çok üzerime gelindi.
Mehtap Sayar ile Hasan Basri Gök arasında geçen konuşmada, bebek hastanın uygun olmayan şartlarda tedavi edildiği, görüşme içeriklerinde "Mehtap, çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, Sayar'ın ise "Yav öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" şeklinde yanıt verdiği ortaya çıkmıştı.
"İSMİ KONMUŞ BİR İLİŞKİ DEĞİLDİ"
- Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile sevgili miydin?
- Mehtap Sayar: 2019 başlarında aramızda bir flört olmuştu, ancak bu ilişki sonlandıktan sonra Fırat Bey'in şoförlüğünü yaptığı için iş durumunu etkilemedi. İş nedeniyle görüştük.
- Mahkeme Başkanı: Ne kadar özel ilişkiniz oldu?
- Mehtap Sayar: 2019-2020 arasında, ama ismi konmuş bir ilişki değildi.
- Mahkeme Başkanı: Nasıl yani?
- Mehtap Sayar: Başka bir şekilde görüşmek istiyordu, öyle anlayın.
- Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar'a hesap hareketlerini sordu
- Mehtap Sayar: Hesap hareketlerine bakıldığında, benden Hasan'a giden 7, Hasan'dan bana gelen 6 EFT var. Ben 20 bin TL gönderiyorum, o bana 5 bin TL gönderiyor. Eğer ilaç satışından gelirim olsaydı, karşı taraftan bana daha fazla para gelir diye düşünüyorum.
- Mehtap Sayar: Hasan Basri Gök'ün sözü, Fırat Sarı'nın sözü gibiydi.
"NÖBET LİSTESİNDE ATT TEKNİKERLERİ DE VARDI"
- Mahkeme Başkanı: Genel olarak suçlamaları kabul etmedin. Hasan Basri ile bir tapen var. "Her şey fazlasıyla uygunsuz" diyorsun. Nedir bu?
- Mehtap Sayar: 25 Eylül'de gelen denetimle ilgili bir konuşmaydı. Yeni sorumlu olmuştum, Fırat Bey yurtdışındaydı. Bir anda denetim geldi. İlk sorumluluğumdu, paniklediğimi hatırlıyorum. Alan içerisindeki durumdan şikayetimi dile getirdim.
- Mahkeme Başkanı: Nedir bunlar?
- Mehtap Sayar: Hemşire çalışan listesini görmek istediler. Ama hastane yeterli personel akışı yapmadığı için nöbet listesinde ATT teknikerleri de vardı. Çalışmayan cihazlar da vardı. Hastane yönetiminin bu durumlardan haberi vardı, ancak düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle sorunlarla karşı karşıya kaldık.
- Mahkeme Başkanı: Epikrizle ilgili değil miydi?
- Mehtap Sayar: Hayır.
HAYATTA OLMAYAN BEBEKLERİ SAVUNAN AVUKAT OLMADI
Gazeteci Rojda Altıntaş, bugün görülen duruşmada, üç gündür devam eden duruşmada adı geçen ve artık hayatta olmayan Michelle Nwando Opara ile Mive Serdarova gibi bebeklerin savunmasını üstlenen bir avukat olmadığını aktardı.
"SERDAROV BEBEĞİN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN NE BİLİYORSUN?"
Akşam saatlerinde verilen aranın ardından savunma sırası Birinci Hastanesi müdürü olarak çalışan tutuklu sanık Emine Avcı'ya geldi. Mahkeme Başkanı, sanığa "Serdarov Bebeğin ölümüne ilişkin ne biliyorsun?" diye sordu. Sanık Avcı, 1,5-2 aylık sürede hastanede yattığını biliyorum. Türkmenistanlı bir hastaydı, eksini 1 ya da 2. gün teslim aldı" şeklinde yanıtladı. Duruşmada sanık ve mahkeme başkanı arasındaki diyalog şöyle devam etti:
- Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile bir tartışma yaşamışsınız. Hasan Basri, hastanede illegal olaylardan bahsediyor.
- Emine Avcı: Orada beni tehdit etti çünkü mevcut durumu ortaya çıkardım. Hastane yönetimine ileteceğim için böyle davrandı. Hasan Basri Gök'ü tanımıyorum. Hakan Doğukan Taşçı benim numaramı kendisiyle paylaşmış.
- Mahkeme Başkanı: Opara Bebek ile ilgili Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var.
- Emine Avcı: Biz hastane yöneticileri olarak hasta kabullerini bilmezdik. Fırat Sarı tarafından hastaneye yerleştirilen bir kişi olan Hakan Doğukan Taşçı, bu süreçlerde görev alıyordu. Opara Bebeğin Birinci Hastanesi'ne getirilmesinden başhemşirenin haberi bile yoktu. Sorumlu doktor Şeyhmuz Çelik de hastanede değildi, annesi yoğun bakımdaydı.
- Duruşma Savcısı: Hakan Doğukan ile "Ali Bey dedi ki teslim etme, yarına kadar zaman kalsın" diyorsun. Buradan anladığım kadarıyla bebeğin dosyasını teslim etmeyip zaman kazanmaya çalışıyorsun. Açıklar mısın?
- Emine Avcı: Opara Bebek ile ilgili denetimdeki bir konuşma. Dosya fiziken o gün denetime gelen kişiler tarafından alındı.
- Savcı: Ali Bey dedi ki zaman kazansın" demişsin. Bu Ali Aksu değil mi?
- (Ali Aksu, Birinci Hastanesi'nde mesul müdürü)
- Emine Avcı: Evet ama konuşmadık.
- Savcı: İddianamede, Opara Bebeğin ölümünden sonra dosyalarda epikrizleri uydurmak için sabahlara kadar hastanede çalışıp Ali Aksu ile birlikte düzenleme yaptığınız yazıyor.
- Emine Avcı: Bunlar arşive kaldırılmış dosyalar. Faturalandırılma işlemi bittiyse zaten söz konusu değil.
- Savcı: Beni anlamadınız. Benim anladığım, yazılan bu usulsüzlükler dosyada yok. Değişiklik yazılarak SGK'dan para alınmış. Sen sabahlara kadar bu nedenle çalıştın mı?
- Emine Avcı: 1 gün fotokopi için çalıştık.
"YOĞUN BAKIM İÇERİSİNDE BABAANNEDEN ALINAN PARA"
- Mahkeme Başkanı, Emine Avcı'ya Hakan Doğukan Taşçı ile olan tapesini sordu.
- Emine Avcı: Eks olan bir bebeğin babaannesinin yaptığı ödemenin faturasını istemesiyle başladı süreç. Babaanneye bu parayı nerede verdiğini sordum. Yenidoğan yoğun bakım içerisinde ödediğini söyledi. Miktar 38 bin lira kadar. Hakan Doğukan Taşçı'nın hasta üzerinden usulsüz bir şekilde gelir elde ettiğini tespit ettim. Mevcut durumu babaanneye tutanak tutturdum. Hasan Basri'nin beni araması var, Hakan numaramı vermiş. Böyle bir durum legal değildi. Bu olaydan şikayetçi olacağımı söyledim ve durumu hastane müdürüyle de paylaştım. Bebek, hastaneye Yeni Hayat Tıp Merkezi'nden gelmiş.
Yenidoğan Çetesi davasında 3. gün sona erdi. Duruşma yarın saat 09.30'da kaldığı yerden devam edecek. 3 gündür devam eden duruşmada savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:
1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire
2. Hasan Basri Gök - Hemşire
3. Deniz Korkmaz - Hemşire
4. Hüseyin Günerhan - Hemşire
5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü
6. Cansu Akyıldırım - Hemşire
7. Çağla Durmuş - Hemşire
8. Damla Atak - Hemşire
9. Rıza Keykubad - Doktor
10. Emine Avcı - Yönetici
11. Mehtap Sayar - Hemşire
12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı
DURUŞMADA GERGİNLİK ÇIKTI
Duruşmaya verilen 10 dakikalık arada tutuklu sanıklardan biri, Fırat Sarı'ya tepki gösterdiği, seslerin yükselmesinin ardından jandarmanın müdahale ettiği öğrenildi.
DURUŞMA YARINA ERTELENDİ
İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, savunmaların alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
Yorumlar (10)