İstek Vakfı'ndaki cinsel istismar davasında tanıklar dinlendi

İstek Vakfı'ndaki cinsel istismar davasında tanıklar dinlendi

"Kişisel mesafeyi aşıyor, çocuklarla yakın temasta bulunuyordu"

İstek Vakfı'ndaki cinsel istismar davasında tanıklar dinlendi

İSTANBUL - Kartal'da faaliyet gösteren İstek Vakfı Özel Uluğbey Okulu'nda 2017 yılında 5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yüzme öğretmeninin yargılandığı davada tanıklar dinlendi. Okulda İngilizce öğretmeni olarak çalıştığını söyleyen bir tanık, "Sanık çocuklarla konuşurken kişisel mesafeyi aşarak konuşuyor ve yakın temasta bulunuyordu. Bu sadece beden derslerinde değil genel olarak. Örneğin, bahçede çocukları kucağına oturttuğuna da şahit olmuştum" dedi. Mahkeme, sanığın tutuklanması yönündeki talepleri reddetti.

Kartal'da bulunan İstek Vakfı Özel Uluğbey Okulu'nda 2017 yılında yüzme eğitimi öğretmeni olarak görev yapan S.A.(35)'nın 5 yaşındaki kız çocuğu S.A.A.'ya yönelik cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla 17 buçuk yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık S. A. ve avukatları katılırken, mağdur çocuğun ailesi ve avukatları da salonda hazır bulundu.

"İriyarı bir öğretmenden korktuğunu söylediler"

Duruşmada tanık olarak dinlenen ve Uluğbey Okulları'nda kampüs müdürü olarak çalıştığını söyleyen tanık S.C., "Ben mağdur çocuğun anne ve babasıyla ilk kez olaya ilişkin 7 Aralık 2017 tarihinde görüştüm. Bu görüşme sırasında çocuğun normalde hayat dolu ve neşeli bir çocuk olduğunu ancak bir süredir davranışlarında sıkıntı yaşadığını, iriyarı bir öğretmenden korktuğunu söylediler. Ben de olayın yetki ve sorumluluğunun bende olmadığını kendilerine ilettim. Bütün kamera kayıtlarını görmek istediklerini söylediler. Kamera görüntülerini diğer çocukların özel hayatı gereği izletemeyeceğimizi, havuz ve dersliklerde zaten kamera bulunmadığını kendilerine ilettim" dedi.

"Çocuklara yakın temasta bulunuyordu"

Tanık İ.Y., olay tarihinde okulda İngilizce öğretmeni olarak çalıştığını söyleyerek, "Mağdurede Ekim Kasım aylarında bir durgunlaşma gözlemledim. Hatta bu konuda bir çalışma yapmak istedim. Kendisi normalde boyama yaptırdığımda buna katılırdı, hevesle yapardı. Bahsettiğim dönemlerde bu çalışmaları yapmıyordu, isteksiz yapıyordu. Zaten sonrasında çocuk okula gelmemeye başladı. Sanık çocuklarla konuştuğu kişisel mesafeyi aşarak konuşuyor ve yakın temasta bulunuyordu. Bu sadece beden derslerinde değil genel olarak örneğin, bahçede çocukları kucağına oturttuğuna da şahit olmuştum" diye konuştu.

"Çocuğun bu konuda yalan söylemesi mümkün değildir"

Bunun üzerine söz alan müşteki avukatı Betül Altınsoy, müvekkili olan çocuğun 3 ayrı pedagoga çelişkisiz bir şekilde ifade verdiğini söyleyerek, "Çocuğun böyle bir konuda yalan söylemesi mümkün değildir. Zira bilmediği bir konudur. Uyku odasının tenha bir yerde olduğuna ilişkin tanıklar beyanlarda bulundular. Mağdur çocuğun anlatımları, dosyada kuvvetli suç şüphesinin bulunması, sanığın olay nedeniyle bir gün dahi tutuklanmamış olması nedeniyle tutuklanmasını talep ediyoruz. Suç sabittir. Bu nedenle hiçbir indirim yapılmadan sanığın cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Neslihan Kütük söz alarak, "Mağdurun yaşı itibariyle soyut düşünme yetisi gelişmemiştir. Sanık ceza almaktan kurtulmaya yönelik savunma yapmaktadır. Dosyanın geldiği aşama değerlendirildiğinde başkaca bir husus bulunmadığından sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istiyoruz" dedi. Bunun üzerine söz alan sanık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, suçlamayı kabul etmediğini belirtti.

Tutuklama talepleri reddedildi

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık S.A.'nın adli kontrol tedbirlerine soruşturma ve kovuşturma süreci boyunca uyması, duruşmaları takip etmesi, kaçma şüphesini uyandıran somut olgunun bulunmamasını göz önünde bulundurarak sanığın tutuklanması yönündeki taleplerin reddine karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

"Sanık 1 gün bile tutuklu kalmadı"

Duruşma sonrasında açıklama yapan Kadın ve Demokrasi Derneğiavukatı Canan Sarı, "Küçük bir çocuğun istismarına ilişkin yapılan yargılamada bugün ikinci duruşma yapıldı. Duruşmada tanıklar dinlendi. 2 yılı aşkın bir sürecin sonunda dava açıldı. Bugün duruşmada mağdur tarafın tutuklama talepleri vardı. Şu ana kadar 1 gün bile tutuklu kalmayan sanık hakkındaki tutuklama taleplerinin reddine karar verildi. Tutuklama şartları bulunduğu halde, kaçma ve delilleri karartma tehlikesi bulunmasına rağmen. Duruşma ertelendi. Bugün duruşmaya katılan cumhuriyet savcısı yeni görevlendirildiğini ve dosyayı inceleme imkanının olmadığını söyledi. Eminiz ki, savcı da önümüzdeki celseye kadar dosyayı inceleyecek ve tutuklama talebinde bulunacaktır" dedi.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kartal'da İstek Vakfı Özel Uluğbey Okulu'nda yüzme öğretmeni olan S.A.'nın öğrencisi olan S.A.A.'ya 2017 yılı Ekim ayında öğretmen-öğrenci ilişkisini aşacak nitelikte yakınlaştığı anlatıldı. Mağdure S.A.A.'yı diğer çocuklardan ayırarak uyku odasına götürdüğü, mağduru uyku odasında alıkoyduğu ve mağdura yönelik cinsel saldırıda bulunduğu belirtildi.

İddianamede, tanık beyanları ve adli tıptan gelen fiziki ve psikolojik inceleme sonuçlarına göre doğrudan doğruya mağdurun cinsel istismara uğradığına dair tıbben kesin bir karara varılmadığı kaydedildi.

Mağdura konuya ilişkin sorular sorulduğunda ve anlatımlarında çizimlerle cinsel bölgeleri gösterebildiği, sanığın resmini çizerken yüzünü karanlık çizdiği, geceleri ağlayarak kalktığı, duş aldırırken soyunmaya direndiği şeklinde tepkiler verdiği vurgulandı. Sanık S.A.'nın, "12 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı" ve "12 yaşından küçük çocuğu hürriyetinden yoksun kılınması" suçlarından 9 yıl 6 aydan 17 yıl 6 aya kadar hapsi istendi.