Kayseri'de 2006 yılında 16 yaşındayken kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan genç kızı öldürdüğünü 12 yıl sonra itiraf eden ve bu suçtan tutuklu yargılanan enişte, mahkemenin ilk celsesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
17 Eylül 2006 tarihinde Fevzi Çakmak Mahallesindeki evinden ayrılan ve bir daha kendisinden haber alamayan F.K.'nin ailesi, kayıp müracaatında bulundu. Aradan 12 yıl geçmesine rağmen F.K.'nin izine rastlanılmaması üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından özel ekipler kuruldu.
Daha önce çok sayıda faili meçhul dosyayı aydınlatan ve konusunda uzman olan dedektifler tarafından yapılan çalışmalarda yaklaşık 150 kişinin ifadesine başvurdu. Yaklaşık 6 aylık çalışma sonucu ekipler, F.K.'nin son olarak Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı Kalaba Beldesi'nde bulunan amcasının oğlu A.K.'nin evine gittiği ve eniştesi U.Ç.'nin (40) kendisini aldığını belirledi. U.Ç., düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.
U.Ç. 29 Haziran'da ifadesinde F.K.'yi boğarak öldürdüğünü ve Yuvalı köyü Çatalada mevkiinde bulunan mağaraya gömdüğünü itiraf etti. U.Ç.'nin ifadelerinin ardından harekete geçen ekipler, eski yerleşim yeri olan ve irili ufaklı yaklaşık bin adet mağara bulunan bölgeyi iş makinesi yardımıyla didik didik aradı. Yapılan aramalarda F.K.'nin cesedine rastlanamazken, cesedin vahşi hayvanlar tarafından yendiği tahmin ediliyor. Cinayet şüphelisi U.Ç., tutuklandı.
Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk celsesinde tutuklu sanık U.Ç. ve öldürülen F.K.'nin şikayetçi annesi D.K., babası A.K. ile avukatlar hazır bulundu.
Tutuklu sanık U.Ç. mahkemede üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, "Olay günü baldızım F.K. beni arayarak 'aileme beni sen götür' dedi. Kalaba'dayım dedi. Ben de kayınvalidem, eşim, kayınbabam ile Kalaba'ya gittik. Orada A.K. bize bir arabaya binerek eniştesi ile gittiğini söyledi. Kayınbabam beni göstererek 'bu mu?' dedi. A.K. de 'hayır' cevabı verdi. Biz tekrar döndük. Daha sonra gece 1'de beni aradı. Antalya'ya gideceğim dedi. Ben de bir yere gitme seni alıp götüreyim dedim. Söylediği yere gittim, 3 kez araba ile turladım, bulamadım" diye konuştu.
HTS kayıtlarında olay mahallinde sinyal bilgilerinin sorulması üzerine sanık U.Ç., yanında eşinin ve ailesinin de olduğu cevabını verdi. Mahkeme başkanının 'Duygusal ilişkileri olmadığı halde neden babasını, ağabeyini, ailesini aramayarak ısrarla seni arıyor' diye sorması üzerine sanık U.Ç. "Ailesinden korktuğu için, ben yardımcı oluyordum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kesinlikle herhangi bir duygusal ilişkimiz yoktu" diye cevap verdi.
Öldürülen F.K.'nin şikayetçi annesi D.K. ise sanığın yalan söylediğini belirterek, "19.09.2006 günü kızım kayboldu. Olay günü değil, olaydan aylar sonra hep birlikte Kalaba'ya gittik. Hep yalan söylüyor. Kızım F.K.'yi ölmeden önce Ankara'ya gönderen sanıktır. 2006 yılında Ankara'dan dönen kızım F.K. bana kendisini terminalden sanığın bindirdiğini, daha sonra kendisinin de Ankara'ya geleceğini söylemiş. Yine başka bir olayda kızımı Nevşehir'e bu sanık gönderdi. Bundan yola çıkarak aralarında duygusal ilişki olduğunu düşünüyorum. Ben bildiklerimi anlatsam bu yuva yıkılır. Kızım kaybolduktan iki ay sonra H.K. beni aradı. Kızımın Kalaba'da olduğunu söyledi. Benim gözlerim kör değildi. Benim gözlerimi kör eden sanık U.Ç.'dir. Sonuna kadar şikayetçiyim" diye konuştu.
Öldürülen F.K.'nin babası A.K. ise sanıktan şikayetçi olmadığını belirterek, "Şikayetçi desem yukarıda Allah var. Yaptıysa günahı kendisinedir." dedi.
Sanığın eşi, öldürülen F.K.'nin ablası olan Ç.Ç. tanık olarak dinlenirken, eşinin iyilik kurbanı olduğunu söyledi. Tanık Ç.Ç. "Kız kardeşim sürekli evden kaçan bir insandı. Yılda 10-15 kez kaçadır. Neden kaçtığını da söylemezdi. Annem kız kardeşim kaçtığı için sürekli döverdi. Kız kardeşim F.K. ile eşim U.Ç. arasında duygusal bağ yoktur, yani sevgili değillerdir, asla böyle bir şey olamaz. Aileden sadece eşimde cep telefonu olduğu için sürekli eşimi arardı. Onu arıyor, yardım istiyordu. 3 çocuğum var, benim çocuğumun birisi 6 aylıkken F.K. kaybolduktan 1.5 yıl sonra Ziya Gökalp Sağlık Ocağı yakınlarında onu gördüm. İlk önce benzettiğimi zannettim, kendisine kumru derdik, Kumru diye bağırınca kaçtı. Çocuğum olduğu için peşinden gidemedim, şaşkınlık nedeniyle yetkilileri de aramak aklıma gelmedi" şeklinde konuştu.
6 tanığın dinlendiği davada mahkeme heyeti gelmeyen 2 tanığın da dinlenilmesi ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteleyerek sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Son Dakika › 3.Sayfa › Baldızını Öldürdüğünü 12 Yıl Sonra İtiraf Eden Enişte, Mahkemede Suçlamaları İnkar Etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (7)